Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, “Bu bir ‘demokrasi yürüyüşü’ değildir. PKK’ya, teröre, 15 yaşındaki Eren Bülbül’ün, Aybüke öğretmenin, binlerce şehidimizin katillerine saygı yürüyüşüdür. Bu yürüyüş, tek başına suça, suçluya, teröre kurumsal desteğin delilidir” dedi.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Destici, Hava Kuvvetlerince teröristlere yönelik düzenlenen Pençe Kartal Operasyonu ve jandarma tarafından sınırda düzenlenen operasyonları hatırlatarak, bu operasyonlarla yüzlerce PKK hedefinin imha edildiğini ve teröristlerin etkisiz hale getirildiğini belirtti. Destici, sınır ötesinde devam eden Pençe Operasyonlarının tamamen Türk Devleti'nin hudutlarının korunması, milletin birliğinin muhafaza edilmesi, terör unsurlarının etkisiz hale getirilmesi amacıyla meşru müdafaa hakkı kapsamında sürdürüldüğünü vurgulayarak, “Uluslararası hukuka da uygun şekilde bu operasyonlar devam etmektedir. Terörle mücadele etmek, ülkesini, sınırlarını, milletini korumak, güvenlik güçlerimizin asli görevidir ve güvenlik güçlerimiz bu görevlerini eksiksiz şekilde yerine getirmektedirler. Bugün itibarıyla ise Hava Kuvvetlerimiz, ateş destek vasıtaları, atak helikopterleri, İHA ve SİHA’larla desteklenen kahraman komandolarımız, hava hücum harekâtıyla birlikte bölgeye intikal etmişler ve Pençe-Kaplan Operasyonu’nu başlatmışlardır. Bu operasyon bul-yok et-çekil operasyonu değildir. Bildiğiniz üzere 90'lı yıllardaki Kuzey Irak Operasyonlarımız bul-yok et-çekil operasyonlarıydı. Bu son operasyonlarımız temizle-yerleş operasyonudur. Dikkat ederseniz bilhassa son 3 yıldır bu taktik ve strateji istikametinde sınır ötesi harekâtları düzenlenmektedir. Allah izin verirse bu harekât ile temizlenen yerlere sınırlarımızın güvenliği için yeni üsler kurulmalıdır. Türkiye hiçbir şekilde bölgede bir terör yapılanmasının, devletinin kurulmasına bugüne kadar müsaade etmemiştir, bundan sonra da etmeyecektir” diye konuştu.
Sürdürülen operasyonların ses getireceğine dikkat çeken Destici, “Bu operasyonlarda Mehmetçiğimiz terörle başarılı bir şekilde mücadele ettikçe bu operasyonların nasıl ses getirdiğini, dağda canı yanan eşkıya gibi, içimizdeki hangi eşkıyaların canının yanacağını hep birlikte göreceğiz. Şu anda bu terör örgütünün uzantılarının Kuzey Irak’ta patronları olan sözde PKK’lı üst düzey yöneticileri zor durumdalar. Hiçbir siyasi parti bir milli mesele olan harekata karşı çıkmamalıdır ve çıkamaz. Mehmetçik vurdukça feryat edenlerin siyasi parti olmadığı herkes tarafından bir kez daha anlaşılacak, tescil edilecektir. Çünkü terör örgütünün siyasi uzantılarının iradeleri, bugünlerde Mehmetçiğimizin başlarına bomba yağdırdığı dağdaki eşkıya takımının elindedir. Şu anda şehir şehir dolaşıp provokasyon peşinde koşan terör örgütünün siyasi uzantıları, her zamanki gibi bu operasyonu da gündemlerine alacaklardır. Yürüyüş, kitlesel eylem, sosyal medya dezenformasyonları, kışkırtma dâhil her yolu deneyeceklerdir” şeklinde konuştu.
Gerçeklerin çarpıtılmasına izin vermeyeceklerinin altını çizen Destici, “HDP yürüyüşü neden yapılıyor? Yürüyüşe gerekçe olarak gösterilen iki kişinin milletvekillikleri neden düşürülmüştür? Yürüyüş; bir provokasyon ve bu provokasyondan bir mağdur üretme gayretidir. Ortada bir mağdur filan yoktur. Ortada ‘haklı bir mahkeme kararı’ ve bu kararın neticesi, ‘hukukun gereği’ olarak yerine getirilen bir uygulama vardır. Gerçek mağdur, terör örgütünün ölümüne sebep olduğu 40 bin civarındaki insandır. Mağdur; teröre on binlerce insanını, 1,5 trilyon dolar feda eden Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Bu bir ‘demokrasi yürüyüşü’ değildir. PKK’ya, teröre, 15 yaşındaki Eren Bülbül’ün, Aybüke öğretmenin, binlerce şehidimizin katillerine saygı yürüyüşüdür. Bu yürüyüş, tek başına suça, suçluya, teröre kurumsal desteğin delilidir. ‘İhanet’ ve ‘cinayet’ kelimelerinin yerine ne koyarsanız koyun, hiçbir şey yaşananların ‘ihanet’ ve ‘cinayet’ olduğu gerçeğini değiştirmez. Bunların asıl dertleri ve korkuları bu operasyonlardır. Kahraman ordumuzun verdiği mücadeleyi yakından izlerken, eşkıyanın siyasi uzantılarının yürüyüşleri sırasında verdiği beyanlarını ve paniklerini de yakından izleyin lütfen” ifadelerini kullandı.
Destici, Kuzey Irak’taki meşrû saldırı ve savunma hamleleri ile Libya’daki meşrû askeri hamlelerin Türk savunma sanayiinin çok iyi bir noktaya geldiğini gösterdiğini kaydetti. Libya meselesi ilk gündeme geldiğinde bazı siyasi partilerin Libya ile imzalanan askeri anlaşma ve tezkereye karşı çıktıklarını anımsatan Destici, “Hem Libya ile imzalanan sınır anlaşması hem oraya asker göndermenin, silah güç desteği vermenin Türkiye açısından da, bölge açısından da, bölgedeki bize Osmanlı’nın bakiyesi olan milletlerin de, kardeşlerimizin de çıkarları açısından ne kadar önemli olduğunu gördük. Umarım hem Türkiye hem de bölgedeki masum kardeşlerimiz huzur bulurlar hem de geleceğe dair güçlü adımlar atılmaya devam ederler” dedi.
Destici, pandemi tehlikesinin hala devam ettiğini de hatırlatarak, vatandaşlara kurallara uyulması konusunda uyarıda bulundu.