Van Ticaret Borsası (VANTB) Yönetim Kurulu Başkanı Nayif Süer, tarım ve hayvancılığın bölge insanı için vazgeçilmez olduğunu ifade ederek, “Tarım ve hayvancılık noktasında bölgemize pozitif ayrımcılık istiyoruz” dedi.
2021 yılının tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sıkıntılı geçtiğini ifade eden VANTB Yönetim Kurulu Başkanı Nayif Süer, Van olarak ise daha çok sıkıntılara maruz kaldıklarını söyledi. Tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs pandemisinin yanında kuraklık, çığ ve sel felaketleri ile sıkıntılı bir yılı geride bıraktıklarının altını çizen Süer, “İnşallah 2022 yılı hem ilimiz için hem ülkemiz için çok daha iyi geçer” dedi.
Hayvan borsasını 20 yıllığına VANTB olarak devraldıklarını belirten Süer, gelir gelmez buralarda yaşanan sıkıntılara el attıklarını söyledi. İlk olarak hayvan satış yerlerini ayırdıklarını dile getiren Başkan Süer, “Daha önce hepsi açık olan aynı yerde satılıyordu. Giriş çıkışları tekti ve büyükbaş ile küçükbaş hayvanların dışarıya çıkarılması durumlarında sıkıntılar yaşanıyordu. Bizde ilk olarak giriş ve çıkış yerlerini ayırdık. Ondan sonra yine açık alanda satış yapıldığı için insanlar sıkıntı yaşıyordu. Bir proje hazırladık ve bu proje çerçevesinde 8 bin metrekareye yakın ayrı padoklar yaptık. 40, 30 ve 20 metrekareden oluşan padoklar yaptık. İnsanlar hayvanlarını getirdikleri zaman o padoklara bırakıp, satışlarını yapabilirler, hayvanlarını orada bekletebilirler. Ben bu anlamda ilk günden bu güne kadar belediye olarak yanımızda olan Vali ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekilimiz Mehmet Emin Bilmez’e teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
VANTB olarak ‘Gübre yönetimi’ adı altında ikinci bir proje hazırladıklarını belirten Süer, “Padokların arasında 5 metrelik yürüyüş yolları var. Bu yolların içine kanal kazacak, üzerini ızgaralarla kapatıp, içine de sıyırıcıları bırakacağız. Böylece hayvanlar burada yürüdüğü zaman gübreleri ızgaralardan kanal içine düşecek ve orada sıyırıcılar vasıtasıyla bir yerde toplanacak. Bu gübreler daha sonra çukurlardan araçlarla alınıp, arazilere nakledilecek. İnşallah bu projeyle bir yandan çevre temizlenirken bir yandan da gübreler değerlendirilmiş olacak. Ayrıca hayvan satışlarının gerçekleştiği alanda sosyal tesis sıkıntımız var. Lokanta olsun, kahve olsun, market olsun, mescit veya lavabolar olsun sıkıntılarımız var. Günde yaklaşık bin 500 kişi orayı ziyaret ediyor. Bu nedenle İnşallah ‘Gübre yönetimi’ projesi ile birlikte o sosyal tesis sıkıntısını da çözeceğiz. Projemiz şuanda DAP’ta. İnşallah en kısa zamanda hayata geçireceğiz” diye konuştu.
Küçükbaş hayvan sayısı bakımında birinci sırada olan bölgenin alt yapı bakımından zayıf olduğuna dikkat çeken Süer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Alt yapımız zayıf olduğu için çiftçilerimiz sezon sonunda hayvanlarını çevre illere götürüp satmak zorunda kalıyorlar. Tüccarlar Van’a gelemiyor. Çünkü bizim doğru dürüst bir hayvan borsamız, bir yerimiz olmadığı için insanlar Van’ı tercih etmiyorlar. Hayvanlarımız kaliteli ama ne yazık ki Van’da biz bu hayvanları satamıyoruz. Ancak farklı illere götürüp satıyoruz. İnşallah yetkililerin desteği ve borsanın çabasıyla biz bu sıkıntıyı çözeceğiz.”
“YETKİLİLERDEN BÖLGEMİZE POZİTİF AYRIMCILIK İSTİYORUZ”
Korona virüsün tarım ve hayvancılık için adeta bir fırsata dönüştüğünü vurgulayan Başkan Süer, “Bizde bu fırsattan az da olsa faydalandık. Daha önce küçükbaş hayvancılıkta geriye gidiyorduk ama son 1,5 yıldır bu çıtayı yükselttik. Şu anda bölgede 3,5 milyona yakın küçükbaş hayvanımız var. İnşallah bu çıtayı daha da yükselteceğiz. Eskiden tarım ve hayvancılıktan uzaklaşan insanlar artık tarım ve hayvancılığın değerini bilmeye başladı. Ancak şuanda bizim yem bitkileri noktasında sıkıntımız var. Yem olsun, arpa olsun, saman olsun, ot olsun bunların fiyatları çok yükseldi. Burada yetkilerden bölgemize pozitif bir ayırımcılık istiyoruz. Çünkü yılın 7-8 ayı hayvanlara içerde besliyoruz. Kışımız çok çetin geçiyor. Bunun yanında bu sene kuraklık geçti. İnsanlarımız hem merada hem tarlada istediği verimi alamadı. Bu noktada destek istiyoruz. Şuanda TMO çiftçilere arpa veriyor. Ama bu bölge için bu kota yeterli değil. Biz bu kotanın arttırılmasını istiyoruz. Eğer biz hayvancılığa, tarıma destek vermesek, yükselen bu çıta yeniden düşebilir. Çünkü şuanda insanlar artık anaç hayvanlarını kesime getirmek zorunda kalıyorlar. Eğer böyle bir destek olursa ve meralar, yaylalar açılana kadar insanlar içerde hayvanlarını besleyebilseler, her şey çok daha güzel olacak” dedi.
“50 SOĞUK TANKI ÇİFTÇİLERİMİZE VERECEĞİZ”
Bölgede süt üretiminin daha sağlıklı ve daha profesyonel yapılması noktasında proje hazırladıklarını ifade eden Başkan Süer, “Süt projemiz onaylandı ve ihalesi yapıldı. Alınan 50 soğuk tank ve 3 aracımızı Tarım ve Orman İl Müdürlüğümüzden devraldık. İnşallah biz bu soğutucu tankları çiftçilerimize vereceğiz. Çiftçilerimiz sağılan sütlerini bu tanklara aktaracaklar. Dışarıyı görmeden, bozulmadan bu tanklara aktarılan sütleri bizlerde araçlarımızla çiftçilerimizden alıp, işletmelerimize teslim edeceğiz. Böylece ne çiftçilerimiz mağdur kalacak ne de işletmelerimiz sütü dışarıdan almak zorunda kalacaklar. Bu projenin ilimizdeki hayvancılığa ciddi bir katkısı olacağına inanıyor, bu projenin çiftçilerimize hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.
“2,5 MİLYON OLAN KÜÇÜKBAŞ HAYVAN SAYIMIZ 3,5 MİLYONA ULAŞTI”
Korona virüs pandemisi nedeniyle batıdan doğuya olan göç ve bölge insanının tekrar tarım ve hayvancılığa yönelmesi ile birlikte sayısı 2,5 milyona düşen küçükbaş hayvan sayısının 3,5 milyona ulaştığına vurgu yapan Süer, “Batıdan tarım ve hayvancılığa tekrar dönen göçlerin yanında ilimizde hayvancılığı terk eden insanlar tekrar tarım ve hayvancılığa döndüler. Alt yapımız bu konuda biraz zayıftır bu nedenle hayvan borsamızı güçlendirmemiz, bu insanlara destek olmamız, onlara yol göstermemiz lazım. Hayvancılık zor bir iştir ama insanlara destek olunması halinde herkes bunu yapabilir. Tarımın olmadığı bir yerde hayvancılık çok zordur. Bu nedenle ildeki tarımı güçlendirmemiz lazım. Bu da desteklerle olur. Şuanda farklı bölgeler yılda iki ürün alabiliyor ve iki ürüne devlet destek veriyor. İklimden dolayı kaliteli ürün alıyorlar. Bizim mevsim şartlarından kaynaklı böyle bir şansımız yok. Biz iki yılda bir ürün alıyoruz ve iki yılda bir destek alıyoruz. Farklı bölgeler yılda iki defa destek alırken biz iki yılda bir destek alabiliyoruz. Onun için çiftçiler zor durumda kalıyor. Eğer tarım desteklenirse, tarım iyi bir yere gelirse, hayvancılık ta çok daha iyi yerlere gelecektir diye düşünüyorum. Bu anlamda yetkililerden bölgemiz için ısrarla pozitif ayrımcılık istiyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle 2022 yılının ilimize, ülkemize ve tüm insanlığa sağlık, barış ve huzur getirmesini diliyorum” şeklinde konuştu.