Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Sürecin en hızlı ve etkin bir şekilde yürütülebilmesi için TÜBİTAK MAM Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsünün koordinasyonunda Covid-19 alt platformunu kurduk. Hocalarımızın devam eden projelerinden bu virüse karşı dönüştürülebilecek olanlar ve çok hızlı bir şekilde netice alabileceğimiz yenilikçi yaklaşımlar belirlendi. Covid-19 Platformu altında 7 farklı aşı projesi ile hem kimyasal hem de biyoteknolojik yöntemlerin uygulanacağı 7 farklı ilaç geliştirme projesi yer alıyor” dedi.
Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip korona virüs (Covid-19) salgını nedeniyle Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Covid-19 Türkiye Platformu koordinasyonunda gerçekleştirilecek ‘Aşı ve İlaç Geliştirme Sanat Konferansı’na katıldı. Konferans, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunun (TÜBİTAK) sosyal medya hesapları üzerinden canlı takip edildi.
Gerçekleştirilen toplantının Türkiye’nin Covid-19’a odaklanan ilk sanal konferans olduğunu vurgulayan Bakan Varank, dün hayatını kaybeden Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu başta olmak üzere vefat eden tüm vatandaşlara Allah’tan rahmet diledi. Virüsle savaşan tüm hastalar için de acil şifalar dileyen Varank, “Daha önce hiç yaşamadığımız tarihi bir dönemi yaşıyoruz. Dünyanın her yerinde insanlar sokaklardan çekildi. ‘Sosyal mesafe’, ‘izolasyon’, ‘karantina’ gibi neredeyse hiç kullanmadığımız kavramlarla hayatımızı sürdürmeye başladık. Zorunlu hallerin bazı süreçleri hızlandırdığını gördük. Bunun başında da dijitalleşme geliyor. Her alanda dijitalleşmenin nimetlerinden yararlandığımız bir süreçten geçiyoruz. Bu toplantıyı da dijital ortamda gerçekleştiriyoruz. Bu konferans Covid-19’a odaklı ilk sanal organizasyon olmakla birlikte aslında pek çok yeniliğe ev sahipliği yapıyor. Bugün herkes Covid-19 ile mücadele için TÜBİTAK koordinasyonunda bir araya getirdiğimiz çok değerli bilim insanlarımızın çalışmalarını ilk ağızdan duymuş olacak. Yapılacak her sunum konuyu takip edenlere ışık tutacak. Üniversite öğrencilerimizin buradaki bilimsel tartışmalardan ilham almasını istiyoruz. Bu konferansın Covid-19 küresel salgınına karşı Türkiye’nin insanlığa sunacağı katkılar açısından yararlı olmasını diliyorum” dedi.
“TÜM CEVAPLAR İNSAN SAĞLIĞINI KORUMAYA, HATTA BU İŞİ KÖKTEN ÇÖZMEYE ODAKLANMIŞ DURUMDA”
Tüm dünyanın küresel ölçekte bir tehditle mücadele ettiğini vurgulayan Varank, uluslararası kuruluşların salgın konusunda işlevsiz kaldığını söyledi. Bakan Varank, “Küresel bir tehditle mücadele ediyoruz. Dünyanın her yerinde çok doğal bir refleks olarak insanlar endişeli ve huzursuz. Gelişmiş veya gelişmekte olan ülke ayrımı artık önemini yitirdi. ABD’den Avrupa’ya, Uzak Doğu’dan Afrika’ya neredeyse her yerde tek bir soruya cevap aranıyor. Tüm cevaplar insan sağlığını korumaya, hatta bu işi kökten çözmeye odaklanmış durumda. Dünya sosyal ve fiziki izolasyon politikalarıyla zaman kazanmaya çalışıyor. Hastalık eğrisini ne kadar yatık hale getirebilirsek, bilimsel çözümlerin devreye girme şansı o derece artıyor. Tabii işin ciddi bir ekonomik boyutu da var. Virüs, dünya piyasalarını alt üst etmenin ve küresel ekonomiyi resesyona sokmanın yanında, kurulu ekonomik düzene ilişkin prensipleri de tamamen değiştirmeye başladı. Bakınız küresel ekonomik boyutu henüz hiçbir kuruluş tam anlamıyla öngöremiyor. Tedarik zincirleri neredeyse kopmuş durumda. Bugünleri geride bıraktığımızda yeni bir dünyaya adım atmış olacağız. Tüketim kalıpları, üretim öncelikleri baştan şekillenecek. Devletler ekonomiyi yönlendirmede daha öncü aktörler haline gelecek. Tüm insanlığın beklentisi, bu salgının sona ermesi ve bilimsel çözümlerin ortaya çıkması. Maalesef, uluslararası kuruluşlar şu ana kadar salgın konusunda işlevsiz kaldı. Küresel çalışmalara öncülük ve koordine etmede elini taşın altına koyamadılar. Hatta ve hatta temel sağlık ihtiyaçları açısından durumu görece kötü ülkelerin üyesi oldukları birlikler tarafından yalnız bırakıldıklarını görüyoruz” diye konuştu.
“ASLA TAVİZ VERMEYECEĞİZ”
Birkaç ay öncesiyle günümüz dünyasını kıyaslayan Varank, “Ülkeler arasında sınırlar kapanmış, küresel hareketlilik durma noktasına gelmiş olsa da bilimsel bilginin değiş tokuşuna her zamankinden daha fazla ihtiyacımız olduğu bir dönemdeyiz. Türkiye de etkin araştırma geliştirme alt yapıları ve yetkin bilim insanlarıyla korona virüse karşı aşı ve ilaç geliştirme çalışmalarına küresel katkılar vermek için kollarını sıvamış durumda. Son dönemde başta sağlık olmak üzere birçok alanda fiziki alt yapısını güçlendirmiş bir ülke olmanın avantajını salgın tehdidiyle mücadelede yaşayarak görüyoruz. Şu anda sağlık çalışanlarımız büyük bir özveriyle salgınla mücadele ediyorlar. Devletimiz hem salgının yayılımını engellemek hem de oluşan yeni sosyal durumları yönetmek için imkânlarını seferber etmiş durumda. Tüm bakanlıklarımız, kurumlarımız Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tam bir koordinasyon içinde çalışıyor. Etkin tedbirler almanın yanında, öncü adımlar da atıyoruz. Politika reflekslerimiz çok güçlü ve dinamik. Yani, karşılaştığımız her yeni duruma karşı sonuç alabileceğimiz güçlü seçeneklerimiz var. Doğru zamanda doğru kararları almak adına büyük bir özen gösteriyoruz. Aşamalı ve esnek bir şekilde adımlarımızı devreye alıyoruz. Tüm seçenekleri bir anda tüketmiyoruz. Salgının gelişimine bağlı olarak uygulayacağımız politikaların da etki alanı genişleyecek. Elbette bu sürecin en başından beri olmazsa olmaz dediğimiz kırmızı çizgilerimiz var. Emekçilerimizin işini kaybetmemesi, her hanenin gelir seviyesinin korunması, temel ihtiyaçların fazlasıyla karşılanması ve tüm vatandaşlarımızın ihtiyaç duyduğu anda sağlık hizmetlerine erişebilmesi bizim asla taviz vermeyeceğimiz temel alanlar” ifadelerini kullandı.
“BÜTÜN VATANDAŞLARIMIZ LÜTFEN MÜSTERİH OLSUN”
Üretimde sürekliliğin temin edilmesi adına çalışmalar ortaya konulduğuna da değinen Varank, “Üretimde sürekliliği temin etmek adına en küçüğünden en büyüğüne varıncaya kadar tüm işletmelerimizin yanında olmaya azami gayret gösteriyoruz. İşverenlerin yüklerini azaltacak, karşı karşıya kaldıkları belirsizlikle mücadelelerini kolaylaştıracak adımlar atıyoruz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak salgın henüz küresel boyuta ulaşmadan önce çalışmalarımıza başlamıştık. Şu an bu salgının tüm küresel etkilerini yakından takip ediyor, gelecek projeksiyonlarımızı oluşturuyoruz. Ben buradan tekrar altını çizerek şunu söylemek istiyorum. Bütün vatandaşlarımız lütfen müsterih olsun, bu süreç geçene kadar yanlarında olmaya, onların sıkıntılarını hafifletmek için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
“COVİD-19 PLATFORMU ALTINDA 7 FARKLI İLAÇ GELİŞTİRME PROJESİ YER ALIYOR”
Aşı ve ilaç geliştirme projelerinde temel araştırmalara TÜBİTAK’ın liderlik yaptığını söyleyen Bakan Varank, “Biz bu alanda Covid-19 ile ilgili ilk toplantımızı virüs daha Çin sınırları içindeyken, yani bundan tam 2 ay önce yaptık. İlerleyen süreçte sonuç odaklı bir yaklaşım izleyip, birlikte çalışma ruhunu diri tutarak farklı tecrübeleri bir araya getirdik. Ülkemizde aşı ve ilaç konusunda çok önemli yetkinlikler bulunuyor. 2019’da başlattığımız TÜBİTAK 1004 Yüksek Teknoloji Platformları Çağrısı kapsamında aşı ve ilaç araştırma gruplarımızı zaten oluşturmuştuk. Covid-19 ile mücadele sürecinde bu birikimlerin bir araya toplanması daha da önemli hale geldi. Sürecin en hızlı ve etkin bir şekilde yürütülebilmesi için TÜBİTAK MAM Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsünün koordinasyonunda Covid-19 alt platformunu kurduk. Hocalarımızın devam eden projelerinden bu virüse karşı dönüştürülebilecek olanlar ve çok hızlı bir şekilde netice alabileceğimiz yenilikçi yaklaşımlar belirlendi. Covid-19 Platformu altında 7 farklı aşı projesi ile hem kimyasal hem de biyoteknolojik yöntemlerin uygulanacağı 7 farklı ilaç geliştirme projesi yer alıyor” diye konuştu.
“HİÇBİR ENGEL YOK”
Toplantı boyunca konferans verecek akademisyenlerin süreci değerlendirerek eşine az rastlanır bir şekilde çok kısa bir sürede dönüştürerek devreye aldıklarını vurgulayan Varank, “Bu ulvi amaç için 24 üniversite, 8 kamu Ar-Ge birimi ve 8 özel sektör kuruluşundan yüzlerce araştırmacı üstün bir gayretle çalışıyor. Yetenekler ve kabiliyetler tek bir hedefe odaklandı. Platform bünyesinde bu virüsle etkin mücadeleyi mümkün kılma potansiyeline sahip her türlü yöntem denenecek. Bu projelerle aşı ve ilaçların deney hayvanlarında etkinlik ve toksisite analizleri tamamlanacak. Sonraki aşamada tüm sonuçlar, ivedilikle klinik denemelerin yapılabilmesi amacıyla Sağlık Bakanlığına bağlı TÜSEB’e aktarılacak. Projelere ilişkin destek süreçlerimiz başladı. Daha önce de bir konuşmamda ifade ettim. Gerekirse bakanlığımızın tüm kaynaklarını bu iş için kullanmamızın önünde hiçbir engel yok. Yeter ki netice alalım, en kısa sürede sonuca ulaşalım. Tabii burada bir hususun altını daha çizmek istiyorum. Biz burada yeni araştırma altyapısı kurmuyoruz, var olan altyapılarımızda en verimli şekilde birlikte çalışarak sonuca ulaşmak istiyoruz. Oldukça esnek bir mekanizma tasarladık. Sürece bundan sonra da katkıda bulunabilecek hangi araştırmacımız varsa kolaylıkla bu mekanizmaya dahil olabilecekler” şeklinde konuştu.