Beyler uyanın lütfen ülkemiz çok kötü bir noktaya gidiyor. Kimse bu işi hükümet cemaat kavgası olarak düşünmesin. Arka planda çok daha büyük hesaplar yatıyor.
Ve yazık ki, bu hesaplar adeta oya işler gibi işlenerek gerçeklik buluyor. Yasama, yürütme, yargı erkleri arasındaki uyum şu an için bütünüyle bitmiş durumda.
Yargıya olan güven öylesine bitirildi ki, en sıradan vatandaş bile, acaba başıma bir hal gelir mi endişesini taşır oldu.
AK Partili bir milletvekilinin cemaati itham ederek “milli ordusuna kumpas kuranlar” nitelemesi, işin iyiden iyiye cılkını çıkarttı.
Bunun anlamı şuydu: darbe iddiaları yalandı, bu cemaatin bir tezgahıydı.
Evet, böyle algılandı ve başta Ergenekon ve Balyoz sanıkları olmak üzere Genel Kurmay Başkanlığı bile suç duyurusunda bulundu.
Kurumlar arasındaki güvensizlik ortamı zirve yaptı. Asker polise, polis mit’e, mit yargıya güvenmiyor. Devlet kavramı tuzla buz olmuş durumda.
Yazık oldu; oysa siyasal istikrarı yakalamış bir ülke bu noktaya gelmemeliydi.
Hale bakar mısınız?
Şimdi vatandaşlara bir görev düşüyor; ülkemizin Orta Doğu Ülkelerinin durumuna düşmemesi için bir an önce herkes birlik ve beraberlik içinde davranmalıdır.
Ortada gözüken hükümet cemaat kavgasında tarafgir davranmak kadar yanlış bir şey olamaz.
Hükümeti de sahiplenmeliyiz, cemaati de. Cemaate mensup diye birtakım devlet görevlilerinin yerlerinden edilmeleri doğru değildir. Varsa bir kanunsuzluk, bunu yargı kanalıyla takip edip buna göre tayinler terfiler düzenlenmelidir.
Son raddedeyiz!
Ey Dadaşlar bize düşen başta milletvekillerimiz olmak üzere, hem hükümet cenahını hem de cemaate mensup olanları adamakıllı uyarıcı mesajlar geçmektir.
Kör, sağır hatta bütün hisleri kapalı zihinler dahi önümüzdeki uçurumu görürken maalesef devlet göz göre göre batağa saplanıyor!
Herkes lütfen göreve. İyi niyetli çağrılara davet. Yoksa bu kriz hepimizi altına alıp darmadağın edecek!
DADAŞTV ANALİZ SERVİSİ