Güneş Vakfı Başkanı Prof. Dr. Alpaslan Ceylan, “Her yıl olduğu gibi bu yıl da Türkiye Cumhuriyeti devletinin önüne sürülen Asılsız Soykırım İddialarını kabul ettirme çabalarının gerek ulusal gerekse de uluslararası camiada adeta bir ‘’şov yapma günü’’ haline getirilen zamandayız.” dedi.
Ceylan, açıklamasının devamında, “Lütfen tarihi tarihçilere bırakalım. Çünkü, Yıllardır ‘’millet-i sadıka’’ masallarıyla Türk Milletine şirin gösterilmeye çalışılan ve asırlar öncesinden tebaası bulunduğu Osmanlı Devleti’ne karşı altyapısını hazırladığı ayrılıkçı fikirlerle çıkardığı isyan ve yaptığı katliamları bilinen Ermenilerin gerçek tarihleri göz ardı ediliyor. Her zaman olduğu gibi ‘’ABD’de Büyük Felaket, Ermenistan’da Soykırım, Türkiye’de ise Sözde Soykırım’’ isimlendirmeleriyle oluşturulan gündemleri bu yıl da tekrarlanıyor. Bu döngüye alıştırılan Türk milletini ve onun temsilcisi olan siyasi, sosyal ve sivil kurumları uyanmaya davet ediyoruz’’ diye konuştu.
24 Nisan 1915 tarihinin Orta ve Doğu Anadolu’nun hemen hemen her köşesinde Türk köylüsünü akıl almaz vahşi yöntemlerle katleden, sakat bırakan, topraklarını terk etmesine sebep olan Ermeni Komitelerinin kapatıldığı, yöneticilerinden 2345 kişinin devlet aleyhine faaliyette bulunmak suçundan tutuklandığı tarih olduğunu anlatan Prof. Dr. Ceylan daha sonra şunları kaydetti; ‘’Dışarıdaki Ermenilerin ve içerideki Ermenicilerin her yıl “Ermeni soykırımının yıldönümü” diye andıkları 24 Nisan, işte bu 2345 komitecinin tutuklandığı tarihtir ve yer değiştirme uygulamasıyla hiç bir şekilde ilgili değildir.”
Ceylan sözlerini şöyle sürdürdü; ‘’Bunu görmek için ne ABD Senatosunda okunan kararı ne de Avrupa’nın başkentlerinde ve Ermenistan’da yakılan Türk bayraklarının dumanları arasında okunan bildirileri, ‘’magazin haberi gibi sunan Türkiye medyasından’’ izlemenin lüzumu yoktur. Millet-i Sadıka olarak masumlaştırılan Ermeni çetecilerinin ve destekçilerinin Erzurum, Kars, Van, Bitlis, Ağrı, Ardahan ve Çıldır’ın hemen hemen her köyünde yaptıkları Müslüman ve Türk Soykırımı, maşaları oldukları İngilizler ve Ruslar tarafından kaydedilen raporlarda ve hatıratlarda da bilinip, ‘’Ermeni’’ kelimesinin bile özellikle Doğu Anadolu coğrafyasında zihinlerdeki anlamı sabit iken, Uluslararası ortamda ve ülkemizde bulunup, Ermeni seviciliği yapan gerek Siyasi Parti il başkanlarını gerekse Ermenilerin sempatisini kazanmak için onların lehine çalışma yapan yerli ve yabancı bilim adamlarını Güneş Vakfı olarak davet ediyoruz. Buyursun gelsinler Doğu Anadolu ‘da gerçeklerle yüzleşsinler.
Ayrıca Güneş Vakfı olarak, bu konu ile ilgili çalışma yapmak isteyen bilim insanlarımızı ve Türk vatandaşlığını şerefle taşıyan ama aklında soru işareti kalan Ermeni vatandaşlarımızı da davet ediyoruz. Onları Doğu Anadolu Bölgesinde, Türk Misafir Perverliği ile ağırlayıp gerekli yerleri dolaştırabiliriz. Onlarla bilgi ve belge paylaşımında bulunabiliriz. Böylece çalışma yapmak isteyenler gerçekleri yerinde görmek durumunda olurlar ve uyduruk bilgilerden uzaklaşmış olurlar.
Son olarak Gâzi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki aslî cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden biran feragat etmesin. “ ve ‘’Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.’’ Sözlerini bir kez daha hatırlatarak, dünyanın farklı köşelerinde soykırıma uğratılmış Türk halklarının azîz ruhlarını saygıyla anıyoruz. Güneş Vakfı olarak da her zaman ve her yerde hakikatleri savunup yanlış olanın karşısında duracağımızı belirtmek isteriz. Azîz şehitlerimizin ruhları şad olsun.”