AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sarıklı amiral soruşturmasına ilişkin, "TSK’nın kendi disiplin yönetmeliği içinde gereğini yapacağına inanıyoruz. O görüntüye vurgu yapanlar, o görüntünün yanlışlığına vurgu yapmakla kalsalardı yine anlamlı bir iş yapacaktı. Sen bu görüntü de yanlıştır, emekli amiraller bildirisi de yanlıştır diyebiliyor musun? Biz diyoruz, Deniz Kuvvetleri'nde böyle bir görüntüyü kabul etmiyoruz, bu bildiriyi de kabul etmiyoruz" dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MYK toplantısının gündemine ilişkin açıklama yaptı. Yunanistan'ın mültecilere olan skandal tutumlarını eleştiren Çelik, "80 binden fazla mülteciyi, öldürmeye kalkarak, üzerindeki eşyaları alarak çıplak bir şekilde bizim karasularımıza ittiler ve bunların hepsini ölüme terk ettiler. Yunanistan Sahil Güvenlik unsurları benzin dökerek yakmaya çalışarak bir katliama imza atmaya çalışıyor. Bunun karşılığında Türk Sahil Güvenlik uzmanları kahramanlarımız orada olmasa bu insanların hepsine Akdeniz'i mezar yapacaklar. Ondan sonra çıkacaklar AB'ye üye olmaktan gururluyuz diye bahsedecekler. Sahil güvenlik unsurlarımız eğer kurtarmasa o 41 kişi ölecek Akdeniz onlara mezar olacaktı. Defalarca söyledim siz demokrasinizi önce Akdeniz'in sularından kurtarın. Demokrasi dediğiniz, insan hakları dediğiniz uluslararası ilişkiler dediğiniz değerleri Akdeniz’in sularına gömdünüz siz. Önce Akdeniz'in sularından kurtarın ondan sonra diğer meseleler hakkında konuşmaya başlayın. İnsanların üzerine benzin döküp yakıyorsunuz. Bir AB üyesi ülkesiniz" diye konuştu.
"ACİL BİR TEPKİ VE CEVAP BEKLİYORUZ"
"Sürekli olarak bizim karşımıza Türkiye Yunanistan ilişkilerini Türkiye AB ilişkileri haline sokmaya çalışarak geliyorsunuz" diyen Çelik, "Acil bir tepki ve cevap bekliyoruz. Sürekli bize bir bilgi ulaşmadı bizde böyle bir belge yok diyorsunuz. Kendi Demokrasilerini, insan haklarını, insanlık onurunu gömmeye çalıştıkları Akdeniz sularından çıkarsınlar, insan hayatına saygı duysunlar, ondan sonra bu konularda konuşsunlar. Bu eylem aynı zamanda Yunanistan bütün Yunan meselesini bir AB meselesi haline getirmeye çalışıyor ya AB sürekli biz üyemizin arkasındayız diyor. Yunanistan karasuları aynı zamanda AB karasularıdır” diye konuştu.
AB'nin Yunanistan konusundaki tavrını eleştiren Çelik, "Bu AB sınırları içinde karasuları içinde geçekleşiyor. Buna ne diyorlar? 2. Dünya Savaşı’ndan beri Avrupa'da görülmemiş böyle görüntüler. AB birliği maalesef bunun karşısında susuyor" dedi.
"BAĞIMSIZ BİR AFGANİSTAN'IN TESİS EDİLMESİ BİZİM MİLLİ GÜVENLİĞİMİZ AÇISINDAN ÖNEMLİDİR"
Türkiye’nin bir müzakere devleti olarak dünyadaki pek çok çatışmaya arabuluculuk yaptığını kaydeden Çelik, “Çok önemli konferanslardan biri Afganistan Barış süreci ile ilgili 24 Nisan-4 Mayıs arasından İstanbul’da gerçekleşecek. Afganistan barış süreci ile ilgili daha önce bir girişim yapıldı maalesef yeterli ilerleme sağlanamadı. Türkiye -Katar ve BM‘nin eş düzenleyiciliğinde Afganistan İslam Cumhuriyeti ve Taliban arasında bu görüşmeler gerçekleştirilecek. Bağımsız bir Afganistan'ın tesis edilmesi bizim milli güvenliğimiz açısından önemlidir. Gerek terör açısından, gerek uyuşturucu ticareti açısından bir tehdit oluşturmaktadır” dedi.
Afganistan’ın barış sürecine verilen desteğin stratejik bir destek olduğunu kaydeden Çelik, “Siyasi çözüm için yol haritasının ortaya çıkasını destekliyoruz. Türkiye bir kere daha dünya barışına katkıda bulunan bir müzakere devleti olarak bu ev sahipliğini gerçekleştirecektir" diye konuştu.
"ATEŞKES İHLALLERİ ŞİMDİYE KADAR 20’YE YAKIN RUS ASKERİNİN ÖLÜMÜ İLE SONUÇLANDI"
Ukrayna ve Rusya arasındaki gerilime ilişkin konuşan Çelik, "Ateşkes ihlalleri şimdiye kadar 20’ye yakın Rus askerinin ölümü ile sonuçlandı. Rusya’nın Ukrayna’nın doğusuna yaptığı tahkimat gerilimi iyice yükseltti. Neticede buradaki gerilim ABD Karadeniz’e bir savaş gemisi gönderecek mi göndermeyecek mi? Montrö’ye göre 15 gün önceden bildirim yapıldı mı? Rusya arakasından Karadeniz’den arkasında 3 bölgeyi kapattı. Bu gerilim giderek yükseliyor. Bu gerilimin Rusya, Ukrayna ve Agit arasındaki 3’lü temas gurubu çerçevesinde diplomasi yoluyla çözülmesini istiyoruz. Karadeniz’de herhangi bir çatışmanın olmamasını istiyoruz. Türkiye sadece kendi milli güvenliği açısından ikili ilişkiler kurar. Temmuz 2020’deki ateşkese dönülmesini arzu ediyoruz. 20 askerin ölmesi, Karadeniz’deki bu yoğunluk kimsenin faydasına olmayacaktır. Bu süreci diplomatik bir şekilde çözüm noktasında çözülmesini arzu ediyoruz" dedi.
"İSRAİL VAHŞİ BİR EYLEMİ GERÇEKLEŞTİRMİŞTİR”
Çelik, "İsrail vahşi bir eylemi gerçekleştirmiştir. Yasa dışı yerleşim birimlerini kurmaya devam ediyor İsrail. Bunun yanı sıra Filistin'deki seçimleri engellemek için Gazze’de engelleyici roller oynuyor. Doğu Kudüs’te seçimlerin engellenmesi için provokasyonlara imza atıyor İsrail. Batı Şeria’da bazı Filistinli siyasetçileri tutukluyor. Bu tablo karşısında yeterince güçlü bir ses dünyadan çıkmıyor. Artık dünyanın bütün kurumların kınamasının ötesine geçip net bir şekilde tutum alması gereken bir noktadayız. Kuşkusuz Filistin’in yanındayız. Filistinli kardeşlerimizin hak ve hukukunu korumaya gereken tavırları almaya devam edeceğiz" dedi.
“ONLAR MECLİSİN HER KAPATILDIĞI DARBELERE DESTEK VERDİLER”
Atatürk’ün her zaman meclise önem verdiğini söyleyen Çelik, "TBMM’nin en önemli özelliklerinden birisi yüce meclis dünyadaki diğer meclislerden şöyle bir farka sahiptir. Dünyadaki tüm meclisler bir kurtuluş Savaşı sonunda kurulmuştur. Bizim meclisimiz ise bir kurtuluş Savaşı'na komuta etmiştir. Dünyada böyle bir meclis yoktur. Yüce meclise saygımız milletimize saygımızın, tarihimize ve demokrasimize saygımızın bir hereğidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk de yüce meclise her zaman bu saygıyla davranmıştır. Şimdi Atatürk üzerinden cümle kuran kendilerine bu saygıyı bahsetmeye çalışan CHP’li arkadaşımızın söylediği doğru değil. Onlar meclisin her kapatıldığı darbelere destek verdiler. Onlar meclisin iradesinin postallarla ezildiği her girişime destek verdiler. Gerçekten farklı tutum ortaya koysalardı belki biz bunu siyasi partiler rekabeti açısından elverişlilik elverişsizlik gibi görmezdik belki ilk defa CHP güçlü bir şekilde demokrasiye bir katkı vermiş olurdu eğer şu emekli amirallerin bildirisine karşı çıksaydı. Şimdi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yüce meclise verdiği değere vurgu yapıp da kendinizi bunun arkasına saklayamazsınız. Siz 60 darbesinde, onun ötesindeki her girişimde yüce meclisin haklarının budanması için yapılan her girişime destek verdiniz Bu ikisini birbirine karıştırmayın" ifadelerini kullandı.
“BU KUMPAS KURMA GELENEĞİ BİZDE YOK”
"Genel başkanları bir kumpası ima ediyor. Bu kumpası doğrudan içişleri Bakanımızın yaptığını söylemiş" diyen Çelik, "Bu kumpas kurma geleneği bizde yok, bizim bakanlarımızda, bizim partimizde yok. Aynen iade ediyoruz. Darbeler yoluyla millete kurulan kumpasın arkasında hep bunlar oldular. Kumpas diye bahsettikleri, bu bildirinin gece yarısı yayınlanmasında iktidar var ya da bildirinin içeriği değiştirilmiş bunda iktidarın kolu, parmağı var. O gece emekli amirallerden bazıları çıktı, hemen yayınlanır yayınlanmaz tweet attı bizim eleştirimize karşı. AK Partililer bunu uykuluyken okumuşlar anlamamışlar diye saygısızlık yapıyor. Zihninin yetmediği işler yapıyor, sabah okursa anlarlar diyor. Bunu söyleyen emekli amiral o neden demedi. Bunun gece yarısı yayınlanmaması gerekiyordu. Bunun başlığında, içeriğinde şu ifadenin olmaması gerekiyordu, eğer siz bu bildiri değiştirildi diyorsanız CHP olarak bunu imzalayan emekli amiraller de değiştirilmiş metne bu kadar güçlü bir şekilde sahip çıkıyorsa işte o zaman kumpas için uzağa gitmeyeceksiniz. Bu ifadeleri söyleyen emekli amirallere söyleyeceksiniz. Ondan sonra çıkıyorsunuz buna karşı çıkanları kumpasla suçlamaya çalışıyorsunuz. Kumpası burada arayacaksınız, başka yerde aramayacaksınız. Emekli amiraller bildirisine karşı veremediğiniz demokratik tutumun arkasına başkalarını suçlayan bir yığınak yapmayacaksınız. Bazı meseleler vardır 10 yıl - 20 yıl mücadele edersiniz ama tek bir meselede demokratik sermayenizi ortaya koyarsınız. Orada tutum aldınız aldınız. Demokratik bir tavır alamadınız AK Parti’yi suçlamaya çalışıyorsunuz, bizim arkadaşlarımıza iftira atıyorsunuz" dedi.
“TSK’DAKİ DİSİPLİN SÜRECİ DEVAM EDİYOR”
Sarıklı Amiral soruşturmasın ilişkin konuşan Çelik, “Milli Savunma Bakanımızın sarıklı amiral meselesine olumlu baktığı ya da bunu seyrettiği gibisinden bir şeyler söylüyor. TSK’daki disiplin süreci devam ediyor. Her fırsatta yargı diyorsunuz, usul diyorsunuz. Ne yapılsın Silahlı kuvvetler kendi soruşturmasını, kendi yöntem usulleriyle tamamlamasın mı? O görüntüye olumlu bakmıyoruz arkadaşlar. Hiçbir şekilde doğru kabul etmiyor meşru da kabul etmiyoruz. TSK’nın kendi disiplin yönetmeliği içinde gereğini yapacağına inanıyoruz. O görüntüye vurgu yapanlar, o görüntünün yanlışlığına vurgu yapmakla kalsalardı yine anlamlı bir iş yapacaktı. Hayır o görüntüye vurgu yaparak emekli amirallerin müdahalesini meşrulaştırmaya çalışıyor. Sen bu görüntü de yanlıştır, emekli amiraller bildiri de yanlıştır diyebiliyor musun. Biz diyoruz O görüntüyü kabul etmiyoruz. Bu bildiriyi de kabul etmiyoruz. Bu ikisini kavga ettirerek varmaya çalıştığınız yeri de biliyoruz. O ders neydi darbeye karşıyız ama iktidarında çok suçu var. Diyerek o darbenin vahşiliğini meşrulaştırmaya, mazeret üretmeye kalkmak gibisinden bir argüman faaliyeti. Bildiri konusundaki sınıfta kalan tavırlarını örtmek için bu 128 milyar dolar meselesini sürekli ortaya çıkarıyorlar. En güzel cevabı kendi milletvekilleri verdi. Ekrana bakarsanız, ekonomi okuryazarlığınız varsa görürsünüz dedi. Kendi partilerinin milletvekili onlara gereken cevabı en güzel şekilde verdi. Neredeymiş, bakmasını bilene gözünün önündeymiş. Kim söylüyor CHP’li vekil, kime söylüyor CHP'ye söylüyor" diye konuştu.
ANAYASA ÇALIŞMALARI
Anayasa çalışmalarıyla ilgili soruya Çelik, “Öncelikle anayasa çalışmalarıyla ilgili akademisyen arkadaşlar siyasi tartışmaya teşkil edecek bir zemin hazırlıyorlar. O çalışmanın tamamlanmasından sonra AK Parti’de çalışacağız, Cumhur İttifakı olarak beraber çalışacağız bunu. O çalışmanın tamamlanmasıyla birlikte siyasi heyetler cumhur ittifakı olarak süreci tartışmaya devam edecekler. Şartlar olgunlaştıktan sonra diğer partililer de konuşacağız. Yeni anayasa demek ülkenin geleceğine dönül yeni bir nüfus cüzdanına sahip olması demek. Bunun her zaman en geniş mutabakatla yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu mutabakata katılan olur, katılmayan olur bu onların bileceği iş. Bu kapı milletin adına açık olacaktır. Çünkü bu neslin gelecek nesillere yeni bir anayasa yapma borcu vardır. Gelecek nesillere bu anayasayı bırakmamalıyız. Geçmişte denendi olmadı. Siyaset bu borcunu henüz ödememiştir. Gelecek nesiller bizden alacaklıdır. Darbe döneminin ürünü olmayan sivil anayasayı hediye gelecek nesillere hediye etmek hepimizin onuru olacaktır. Bu yaklaşımla elden gelen bütün gayret gösterilecektir" şeklinde konuştu.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki Anayasa Mahkemesi kararına ilişkin kararın din ve vicdan özgülüğünü engelleyen bir karar olduğunu belirten Çelik, “Hiçbir mevzuat temel hak ve hürriyetlerden üstte duramaz. Orada bir sıkıntı varsa onu değiştireceksin. Bunu değiştirmeyip din ve vicdan hürriyetini engelleyen bir karar alıp bunu laikliğin bir yaklaşımı gibi ilan etmek ilkel bir yaklaşım. Geçmişte en çok laiklik zaferi ilan edenler laikliği zehirleyenler, laikliğe inanmayanlardı. Laiklik tam anlamıyla uygulanmalıdır. Hiç kimse laikliği din ve vicdan hürriyetine aykırı ya da toplumsal barışı zedeleyecek şekilde yorumlayamaz. Türkiye bu dönemlerden geçti, bu dönelerdeki acıları geride bıraktı. Türkiye’nin de atacağı adımlar vardır" dedi.
YEREL YÖNETİMLER REFORMU
Yerel yönetimler reformuyla ilgili konuşan Çelik şunları söyledi:
“Cumhur İttifakı’nın iki kanadında da bu tartışılacak. Bunlar doğal olarak olgunlaştıktan sonra istişareye açık bir durumdur. Biz böyle bir şey söylediğimiz zaman şu şu şu olacaksa hiç konuşmayalım diyerek bu istişarenin mantığına aykırı bir yaklaşımla karşı karşıya kalıyoruz. Böyle bir yaklaşım olmaz, önyargısız ve samimi bir yaklaşım olursa her zaman geniş bir istişareyi, uzlaşmayı arzu ederiz. Taslağın içeriğine ilişkin bir şey söyleyemem. Çünkü heyetimiz açısından henüz mutabakata varılmış bir konu yok. Pek çok argüman geldi, geliyor. Yerel yönetimler konusundaki hemen hemen her tartışma, belediye başkanlarımızdan gelen, mevzuattan kaynaklanan, pratikten kaynaklanan geniş bir yelpazede sorunlar getiriliyor ve şu aşamada daha ilk müzakereyi yapıyoruz, biraz olgunlaştıktan sonra sizinle paylaşacağım şeyler olacaktır.”
“YUNANİSTAN MAALESEF BUNLARA LAYIK OLMAYAN BİR ÜLKE GİBİ DAVRANIYOR ŞU ANDA”
Yunanistan Savunma Bakanı ve Dışişleri Bakanının Riyad ziyaretini değerlendiren Çelik, “Bakın biz burada iki komşu ülkeyiz gelin bu meseleleri kendimiz çözelim. Baştan aşağı haksız olduklarını biliyorlar. Yunanistan Dışişleri Bakanının Türkiye’ye gelip şunlar hukuka uygundur dediklerinin hepsi hukuka aykırı, Türkiye’nin şu yaptıkları hukuka aykırıdır dediği konuların hepsi de hukuka uygundur. Bunu kabul edecek bir uluslararası hukukçu da yoktur. Biz Yunanistan’ı hiçbir zaman zor durumda olduğu durumlarda istismar etmedik. Yunanistan maalesef bunlara layık olmayan bir ülke gibi davranıyor şu anda. Meselesini Türkiye ile çözecek yerde Yunanistan, Türkiye meselesini önce AB-Türkiye meselesi yapmak gibisinden sonuçsuz ve anlamsız bir yola giriyor. Türkiye’yi kuşatmak için Libya’ya gidiyor, Mısır’a gidiyor, Suudi Arabistan ziyareti yapacak ama burada hiç kimse Akdeniz’in bir Yunan gölü olmasına, Ege’nin bir Yunan gölü olmasına müsaade edecek bir yaklaşım içerisine girmez. Türkiye’ye karşı kumpas kuran, bir takım husumet lobileri oluşturmaya çalışan bir tavır içerisine giriyor. Enerjisini bu şekilde çıkmaz sokak olan işlere harcayacağına Türkiye ile müzakereye harcasa çok daha doğru yollar bulunabilir” dedi.
Rusya Ukrayna gerilimine ilişkin konuşan Çelik, “Biz Rusya ile güçlü komşuluk ilişkileri geliştirdiğimiz gibi Ukrayna ile de güçlü ilişkiler geliştiriyoruz. Diplomasidir çözüm olan Ukrayna'nın da Rusya'nın da toprak bütünlüğünü savunuyoruz" dedi.
“İÇİŞLERİ BAKANLIĞIMIZ BUNU SORUŞTURACAK”
Gri Pasaport soruşturmasına yönelik soruları cevaplayan Çelik, “Aynı durum birkaç tane CHP milletvekili çıktı bunu AK parti belediyeleri yapıyor dedi. AK Parti belediyeleri yapıyor derken bunu AK Parti teşkilatlarıyla ilgili organize bir durummuş gibi sundu. Şimdi bugün gördük ki aynı durum CHP belediyelerinde de varmış, İYİ Parti belediyelerinde de varmış. O şekilde AK Parti’ye ait bir organizasyonmuş gibi göstermeye çalışanların kimler olduğu biliniyor. Çıkıp özür dilemeleri gerekiyor. Kendi belediyelerinde çıktı işte. CHP Sözcüsü arkadaşımız çıkıyor İçişleri Bakanımızı suçluyor. Diyor ki gri pasaportları o vermiş açığa çıkarsın. İçişleri Bakanlığı zaten soruşturma yürütüyor. Her CHP üyelik kartı verdiğinizin sütten çıkmış ak kaşık olduğunu iddia edebiliyor musunuz? Sonuç olarak şu partiden bu partiden, belediyelerden bu şekilde bir tablo ortaya çıktı. İçişleri Bakanlığımız bunu soruşturacak ve netice itibariyle kusur, hata, yanlış, suç ne varsa yargıya intikal edecek. Biz de bu şekilde soruşturulmasının güçlü bir şekilde arkasındayız, her şeyin şeffaf bir şekilde ortaya çıkmasını istiyoruz" diye konuştu.