DASK kapsamında yapılacak ödemelerin yaşanan depremler sonrasında daha fazla önem arz ettiğini belirten Tüketici Birliği Federasyonu Üyesi ve Tüketici Hak Arama Derneği Hukuk Komisyonu Başkanı Avukat Mehmet Raşit Çavuşoğlu, kendilerine iletilen şikayetler kapsamında uyarılarda bulundu.
Zorunlu Deprem Sigortası konusunda halen daha pek çok şikâyet ve soru aldıklarını belirten Çavuşoğlu; “DASK kapsamında yapılan Zorunlu Deprem Sigortası (ZDS) sigortalı şirket ve vatandaş arasında doğacak hukuki sorumluluklara ilişkin dava ve işlemlerde, vatandaşın tüketici sıfatına haiz olması sebebiyle tüketici hukuku kapsamında değerlendirilmelidir" dedi.
Çavuşoğlu konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede şunları kaydetti;
ZDS'nin kapsadığı alanlar
DASK kapsamında teminat amacıyla zorunlu hale getirilmiş olan ZDS deprem sonrası oluşabilecek hasarların bir teminatıdır. ZDS'ye dahil olan yerler, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamındaki bağımsız bölümler, tapuya kayıtlı ve özel mülkiyete tabi taşınmazlar üzerinde mesken olarak inşa edilmiş binalar, bu binalar içinde yer alan ve ticarethane, büro ve benzeri amaçlarla kullanılan bağımsız bölümler olarak kısaca özetlenebilir. Kapsamı ise deprem nedeniyle binanın yıkılması, Deprem sonucu meydana gelen yangın, yer kayması, tsunami gibi afetlerin yarattığı maddi zararlar, binadaki temeller, ana duvarlar, bahçe duvarları, merdivenler, asansörler, koridorlar, çatılar, bacalar vs. alanlarda deprem sonucunda yaşanan hasarlardır.
Kaybolan ve yanan eşyalar ZDS kapsamında mı?
ZDS'de en fazla aldığımız şikâyet, ev içerisindeki eşyalarda meydana gelen hasarları, kaybolan veya yanan malzemeleri karşılaması ve karşılamaması gibi sorulardır. Bu gibi durumların karşılanması için ayriyeten ilgili eşyaların da sigortalanmış olması gerekmektedir. Yani kaybolan eşya ve yanan malzemeleri sigortanın karşılama gibi bir zorunluluğu yoktur. Yine ZDS kapsamına enkaz kaldırma işlemleri, bedeni zararlar, işyerlerindeki malzeme ve yoksun kalınan kâr kayıpları girmemektedir.
Zararın tazmini tüketici hukuku konusudur
Deprem neticesinde evi hasar gören vatandaşın tüketici sıfatıyla ilgili zararın tazmininden doğacak her türlü alacak ilişkisi tüketici hukukunun konusudur. Bununla beraber vatandaşın işyerinde meydana gelen hasara ilişkin yürüteceği hukuki süreçte tacir sıfatı ile tüketici sıfatının ayırt edilerek buna göre hukuki sürecin başlatılması ilerleyen süreçte doğabilecek hak kayıplarının önlenebilmesi için oldukça önem arz etmektedir.
İhbar ve müracaat süresi
Her ne kadar ihbar süresinin 15 gün olarak belirlendiği görülse de Doğal Afetler Sigortaları Kurumu tarafından yapılan açıklama neticesinde 15 günlük sürenin sigortalı lehine yorumlanarak bu sürenin bitiminde de yapılan başvuruların olumlu olarak değerlendirileceğini belirtmiştir. Fakat yine de ZDS kapsamında doğan zararlar neticesinde açılacak davalarda zamanaşımı süresinin 2 yıl olduğu da unutulmamalıdır.
Çok katlı binalarda ZDS
Çok katlı binalarda, diğer bina sakinlerinin ZDS yaptırmaması önem arz etmeyip, kendi dairesi için prim ödemiş vatandaşlar da ödeme alabilecektir. Yine bireysel alanlarda meydana gelmeyen fakat ortak alanlarda meydana gelmiş zararlar için vatandaşın payı oranında ödeme yapılacaktır.
ZDS bittiğinde sigorta şirketi bildirim yapma zorunda
DASK kapsamında yapılmış olan ZDS'nin bitmiş ve ilgili sigorta şirketinin sigorta edene bildirim yapmadığı durumlarda tazminat hakkı doğabilecektir. Öyle ki sigorta şirketinin sigortalıyı biten sigortanın yenilenmesi için SMS, Çağrı, Mail gibi kanallarla bilgilendirmiş olması gerekmektedir. Konuya ilişkin Yüksek Mahkeme kararları incelendiğinde sigorta yenileme hatırlatmasının sigorta şirketi tarafından yapılmasının yönetmelik gereği zorunlu olduğu ve yapılmadığı takdirde kusurlu sayılacaklarına dair yerleşik emsal kararlar olduğu görülecektir. (Yarg. 17. H.D. 20.10.2020, 2018/6356 E., 2020/5863 K.)
Belediye sınırları dışında yıkılan evlerin hukuki süreci
ZDS, belediye sınırları içinde kalan meskenler ve binaların içinde yer alan ticarethane, büro, dükkân gibi bölümlerde geçerlidir. Hal böyleyken DASK kapsamında olmayan ve herhangi bir ödeme de yapılamayacağı belirtilen durumlar için 2007 yılında Yargıtayca onanmış bir emsal karar bugünlerde oldukça önem kazanmış durumdadır. Ankara’nın Sırapınar köyünde depremde evi yıkılan vatandaşın ZDS'ye üç sene boyunca ödemiş olduğu primler neticesinde evindeki hasarın karşılanmasının talep edilmesi neticesinde DASK her ne kadar köy bölgelerindeki evlere ödeme yapılmayacağını belirtmiş olsa da yerel mahkemede vatandaşın davası kabul edilerek ve nihayetinde Yargıtayca onanan bu karar neticesinde vatandaşın mağduriyeti giderilmiştir. Bu durumda vatandaşlarımızın DASK kapsamında varsa yapmış olduğu ödemeler neticesinde kuruma başvurmasını ve talepleri reddedilse dahi hukuki mücadelelerini devam ettirmeleri kanısındayız.
DASK kapsamında yapılacak ödemelerin hesaplanması
DASK kapsamında yapılacak olan ödeme ilgili evin, dükkânın vs. metrekaresinin ve belirlenen metrekare bedelinin çarpılması neticesi hesaplanacaktır. 2023 yılı itibarıyla yapılar için metrekare bedeli 3.016 TL, diğer yapı tarzları için 2.080 TL olarak belirlenmiş olup, yapılacak ödemenin azami miktarı ise 640 bin TL olarak belirlenmiştir. Sigorta kapsamındaki binanın tamamının yıkılmış olması halinde ise poliçe bedelinin tamamı ödenecek olup bu kapsamda; çok katlı binalarda her hak sahibi için ayrı ayrı, müstakil binalarda bina sahibi için azami ödeme miktarı 640 bin TL olarak belirlenmiştir.
Şikâyet edilecek kurumlar
DASK, ZDS kapsamında ödeme alabilmek için ALO DASK 125 hattından yahut e-Devlet üzerinden başvurular yapılmaktadır. Kaybolmuş poliçeler için yine E-Devlet veya ALO DASK 125 hattı üzerinden teyit edilerek ödeme alınabilmektedir. Ödeme için yapılacak bildirim sırasında poliçe veya vatandaşlık numarası, depremden hasar gören konutun açık adresi ve telefon numarası bilgileri hasar dosyasının açılması için yeterli olacaktır.