Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü birinci ve ikinci sınıf öğrencileri, bir yıl boyunca yürüttükleri Toplumsal ve Sosyo-Kültürel Araştırmalar Projesini tamamladı.
Proje Yönetmenliğini Doç. Dr. Yıldız Akpolat’ın yürüttüğü etkinlikte 110 öğrenci bir yıl boyunca 65 proje üzerinde çalıştı. Proje kapsamında Ağrı, Erzurum, Antalya, Gaziantep, Bitlis, Diyarbakır, Erzincan, Iğdır, Kars, Niğde, Mardin, Manisa, Rize, Şırnak, Şanlıurfa, Trabzon, Tokat, Muş, Ordu, İstanbul, Kilis, Tekirdağ, Bingöl, İzmir, Bursa ve Ankara’da anket çalışması yapıldı.
Proje Yöneticisi Doç. Dr. Yıldız Akpolat, bu etkinliği Araştırma Teknikleri ve Sosyoloji Tarihi dersleri kapsamında birinci ve ikinci sınıflarla gerçekleştirdiklerini ifade ederek, “Projeyi öğrencilerimle birlikte yürütmenin mutluluğunu yaşıyorum. Tüm Türkiye’de belirli konularda pozitif araştırmalar yaptık. Olayları test ettik. Popüler konuları ele aldık. Engelliler, yoksullar, referandum, pembe diziler tüm Türkiye’nin sesini duyurmaya çalıştık. Ben ve öğrencilerim bilimin etik yanının sağlam savunucularıyız” diye konuştu. İkinci sınıf öğrencisi Kimya Çiftçi’nin Çocuk Cinayetleri ve Olayları Üzerine Basında Yer Alan Haberlerin Analizi adlı araştırma konusuna özellikle değinen Akpolat, şöyle konuştu:
“Bakkala giden, top oynamaya çıkan, okula gitmek için evden ayrılan çocuklarımız eve tekrar dönmüyor. Kötü sonuçlarla karşılaşabiliyoruz. Bunları basından takip ediyoruz. Tecavüz, cinayet ya da ölü olarak bulunan çocuklarımız toplumun kanayan yarası. Kimya’nın ulaştığı sonuçlara baktığımızda gazetelerde kanımızı donduran haberlerin olduğunu görüyoruz. Her gün vahşetin boyutu artıyor. Anneler ve babalar çocuklarına hayır demeyi öğretmelidirler. Kayseri’de yaşanan olayları medyadan takip ettik. Çocuklar şüphecilikle yetiştirilmelidir.”
EMİNE OFLAZ: “ERZURUMLU, AİLE HEKİMLİĞİNDEN MEMNUN”
Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi Emine Oflaz Erzurum özelinde yapmış olduğu araştırma sonucunda Erzurumlunun, aile hekimliğinden memnun olduğu sonucuna vardığını söyledi. Araştırmalarının ‘Aile Hekimliği Memnuniyeti ve Bilinç Düzeyi’ ile ilgili olduğunu belirten Oflaz şunları söyledi:
“ Bu konuda anket çalışması yaptık. Erzurum halkına uyguladığımız ankette şu sonucu gördük: Erzurum’lu Aile Hekimliği’den oldukça memnun. Memnun olmayanlarda ise şuna rastladık: Aile hekimliği konusunda yeterince bilgiye sahip değiller.”
SIDDIK DURSUN: “ÇALIŞAN ARTTIKÇA, BORÇ DA ARTIYOR”
‘Yoksulluk Kültürü’ üzerine çalışma yapan Sıddık Dursun ise ailede çalışan kişi sayısı ile borç edinme arasındaki hipotezde yüzde yüzlük bir ilişki olduğu sonucuna vardıklarını belirtti. Dursun çalışmayla ilgili şunları kaydetti:
“Bu çalışmada habitus kavramını uyguladık. Türkiye’de Habitus özelliği taşıyan ilk uygulama diyebiliriz. Yani yoksul ailelerin, alt kültürün de altı diyebileceğimiz kısmını ele aldık. Çalışmayı Yakutiye ve Palandöken’de yürüttük. Sonuçta ailede çalışan kişi sayısı ile borç edinme arasındaki hipotezde yüzde yüz ilişki çıkmış, çalışan sayısı artıkça borç edinme artmıştır. Gelir durumu ile kişinin ailesiyle dışarıda yemek yemesi arasındaki hipotez de doğrulanmıştır.”