Ana Sayfa Siyaset Gündem Asayiş Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Spor Türkiye Erzurum Türküleri
‘Son 1 haftada 198 terörist etkisiz hale getirildi’
‘Son 1 haftada 198 terörist etkisiz hale getirildi’
2025 Yılı Hac kuraları çekildi
2025 Yılı Hac kuraları çekildi
Gazze'de can kaybı 43 bin 204'e yükseldi
Gazze'de can kaybı 43 bin 204'e yükseldi
Milli Uçak Gemisinde geri sayım
Milli Uçak Gemisinde geri sayım
Turizm istatistikleri açıklandı
Turizm istatistikleri açıklandı
HABERLER>GÜNDEM
28 Şubat 2023 Salı - 12:28

Çakmak’tan deprem gerçeğine tarihsel bakış

Tunceli Munzur Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yalçın Çakmak, tarih verilerine bakıldığında Tunceli için depremin etkilerinin kaçınılmaz olduğunu söyledi.

Çakmak’tan deprem gerçeğine tarihsel bakış

Tunceli Munzur Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yalçın Çakmak, tarih verilerine bakıldığında Tunceli için depremin etkilerinin kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Akademik çalışmalarını bir süredir Osmanlı’da aşiretler üzerine yoğunlaştıran Munzur Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yalçın Çakmak, çalışmalarında özellikle aşiretlerin konar-göçerliğini yani hareketliliğini ilgi çekici bulduğunu ifade etti. Yoğunlaştığı konunun Anadolu’daki aşiret dağılımına dair yorum yapmak için doğrudan ve dolaylı ipuçları sunduğunu kaydeden Çakmak, “Bu bakımdan siyasi nedenler kadar doğal hareketler ve afetlerden ötürü de aşiretlerin hareket halinde olduğunu görüyoruz. Bu bütün içerisinde Tunceli ve çevresinde meydana gelen depremleri de göz önünde bulundurarak bunun toplumsal yaşam ve dönüşüme etkisi üzerine düşünmek gerek. Mesela bugün bölgenin en büyük aşiret federasyonlarından olan Şeyh Hasanlıların Tunceli’ye geliş hikayelerinden biri de bir deprem hikayesiyle ilişkilendirilmektedir. 20. yüzyılın başında Tunceli’in eski mutasarrıflarından Celal Bey tarafından kaleme alınan bir layiha yani raporda, bölge aşiretlerine dair bilgi verilirken üç koldan bahsedilir Tuncelianlı, Seydanlı ve Şeyh Hasanlı. Mutasarrıf, bölgedeki Şeyh Hasanlıların kendi aktarımlarına dayanarak Tunceli’ye gelişlerini, esas yurtları olan Malatya civarından takriben iki yüzyıl önce yani 17-18 yüzyıllarda meydana gelen büyük bir depremle ilişkilendirir. Bu aşiretin geliş hikayesini Kürt Aşiretleri kitabımızda detaylıca işlemiştim” dedi.
Açıklamasında Tunceli’de çok büyük merkezi depremler yaşanıp yaşanmadığı sorusuna değinen Doç. Dr. Çakmak, “Bir kere tarihte, bugün elimizdeki teknolojiye uygun şekilde, doğrudan depremlerin üslerini ve şiddetini tespit eden cihazlara sahip olmadığımızı belirtelim. O nedenle bilhassa aynı anda birçok yeri etkileyen depremlerde neresinin merkez olduğunu tespit etmek bazen çok zor. Fakat yine de depremlerin oluşturduğu etkilerin vahametine bakarak bir tahminde bulunabiliriz. Dolayısıyla sadece Tunceli’de değil ama Tunceli’yi de olumsuz etkileyen çok kötü zelzelelerin olduğunu görürüz. Yani civarda yaşanan depremlerin burayı etkilediğini biliyoruz. Mesela çok uzaklardaki depremlerden ziyade özellikle Erzincan, Elazığ ve Bingöl’de meydana gelen depremlerin Tunceli’ye tesiri daha büyük oldu. Osmanlı tarihi için konuşacaksak bu yerlerin içinde de etkisi bakımından Erzincan odaklı depremler başta gelir. Burada ilk olarak 1535, sonrasındaysa 1570’lerde meydana gelen depremleri görürüz. 1570’lerdeki büyük deprem aylarca sürdü. Yine 1583’teki depremde kentte büyük bir yıkım yaşandı ve 20 bine yakın insan öldü. Bunu 1605, 1666, 1689, 1784 depremleri izledi. Özellikle 1666 ve 1784’te meydana gelen depremlerin sonuçları çok feci oldu. Neredeyse Erzincan’ın yarısını yıkıldı ve binlerce can kaybı yaşandı. 1784’teki depremde Kızuçan olarak adlandırılan Pülümür’de de tüm evler yıkıldı gibi. Halk büyük bir perişanlık yaşadığı için vergilerden muafiyet istedi. Zira devlet bunu deprem gibi doğal felaket yaşayan yerlerde yer yer uygulamaktaydı ama o an için Kızuçan ve diğer yerler için bu talep kabul edilmedi. Devamında, 1789 tarihinde Elazığ ile Tunceli ve çevresinde meydana gelen depremde çok büyük kayıplar yaşandı. Aktarılanlara göre bu depremde 50 binin üstünde insan öldü. Bunlara ek olarak yine 1544 ve 1675 Malatya depremleriyle, 1678 Palu depremlerinden bahsedebiliriz” diye konuştu.

'19. yüzyıl ve sonrasında Tunceli ve civarındaki illerde depremler devam etti''
19. yüzyıl ve sonrasında Tunceli ve civarındaki illerde depremlerin devam ettiğini belirten Doç. Dr. Yalçın Çakmak, “1852, 1857-1859, 1866, 1894, 1901, 1909, 1924 yıllarında aralıklı olarak süren Erzurum depremleri, 1856 Harput, 1866 Muş ve Kiğı, 1888-1890 yılları arasında Erzincan depremleri, 1889, 1910 tarihli Palu depremleri, 1893 tarihli büyük Elazığ ve Malatya depremleri, aynı şekilde 1905-1906 ile 1908 tarihli Malatya depremleri ve son olarak 1909 tarihindeki Sivas depremini de bunlar arasında sayabiliriz ki yakın olmaları hasebiyle bunlar da Tunceli’yi etkiledi. Tabi bu depremler bir de diğer sorunlara birleşince sonuçları daha da kötü oldu. Mesela 1874 tarihinde Elazığ’da yaşandığı aktarılan deprem, meydana getirdiği mal ve can kaybı kadar tam da bu yıllar yani 1873-74’te ülke genelinde görülen kuraklığın oluşturduğu kıtlığın üzerine gelmesiyle insan yaşamı üzerinde daha da olumsuz sonuçlar doğurdu” şeklinde konuştu.
Yaşanan son depremlerle birlikte jeologların Ovacık fay hattına özellikle vurgu yaptığını dile getiren Doç. Dr. Yalçın Çakmak, “Jeologlar, meydana gelen depremlerde biriken enerjinin farklı fay hatlarına baskı yaparak stresini bir şekilde boşalttığını ya da yeni depremleri tetiklediğini ifade ediyor. Bunun için de bir yıl tahmininde bulunmasalar da tarihsel bilgilere dayanarak bu süreyi belirli bir periyod içerisinde tahmin ediyorlar. Fakat bana göre yine de bir kesinlikten bahsetmek pek mümkün değil. Anladığım kadarıyla dile getirilen tahminlerde de 200-300 yıl arası bir ihtimal ve sürekliliğe dikkat çekiliyor. Ama bu da tarihsel bilgiye göre pek mümkün değil. Zira bazen belli yerlerde bu sürelerden çok az zaman dilimlerinde peş peşe depremler yaşandığını biliyoruz. Evet, yaşadığımız son depremle Ovacık fay hattına da dikkat çekilmeye başlandı. Şimdi bir kere Ovacık’taki fay hattında geçmişte meydana gelen depremlerin bir merkez üs olup olmadığını net olarak söylemek mümkün değil. Zira buna dair kesin bir bilgi de yok ama aynı anda meydana gelen depremlerde Ovacık’ın da olumsuz etkilendiğini biliyoruz. Bunun için özellikle 1779 tarihinde Ovacık ile birlikte çevre illerde meydana gelen depremlerden söz edilirken en çok Ovacık Vadisi’ndeki Hopik ve Kızik adlı köyleri etkilediği aktarılır. Dediğim gibi burada Ovacık merkez üs müydü değil miydi? bilemiyoruz fakat her halükarda 1779 tarihli depremin Ovacık’ı kötü etkilediğini söyleyebiliriz. Aynı şeyi, 1856 Mart-Nisanında Kızuçan yani bugünkü Pülümür’ün Hasanabad köyünü vuran, 30-40 arasında insanla beraber birçok hayvanın öldüğü ve evlerin yıkıldığı deprem için de söyleyebiliriz. Başlangıçta da ifade ettiğim gibi sadece Tunceli ile yakın çevresinde değil Erzurum, Sivas, Maraş, Van, Adıyaman ve Malatya gibi yerlerde meydana gelen depremler de Tunceli’yi olumsuz etkiledi. Sonuçta bölge için depremlerin kaçınılmaz olduğunu kesinlikle biliyoruz. Bundan en az zararla çıkmak adına da uzman bilim insanlarının tavsiye ve öngörüleri ışığında hareket etmek dışında başka bir çaremiz yok. Çünkü tarih bize Tunceli için depremlerin dolaylı ve doğrudan etkilerinin ne yazık ki kaçınılmaz olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.

 
Tortum Gölü'nde su seviyesi düştü
 
ATAUNİ’den Sahand Üniversitesi’yle işbirliği protokolü
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Tortum Gölü'nde su seviyesi düştü
Uzundere ilçesinde, 1800’lü yıllarda heyelan sonucu oluşan Tortum Gölü'nde ...
Erzurum ekibi sokak hayvanlarını unutmadı
Erzurum Valiliği, Hatay'da depremden etkilenen sokak hayvanlarını unutmadı. ...
Yakutiye’den Hatay’a konteyner mahalle
Uçar, Belediye olarak Kahramanmaraş’ta meydana gelen deprem sonrası depremzedelerin ...
 
Kızılay’dan çadır üretimi açıklaması
Türk Kızılayı tarafından yapılan açıklamada, Kızılay Çadır-Tekstil Grubu’nun ...
Depremzede genç kız dünya evine girdi
Kahramanmaraş’ta yıkıma neden olan iki büyük depremin ardından Adıyamanlı ...
‘Yüreğimiz depremzedelerle atıyor’
Doğu Anadolu Bölgesi ilerinde, tüm ülkede olduğu gibi depremzedeler için ...
 
Koca: ‘Devletimizin çağrısı bir ve bütün olmayadır’
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, afet bölgesi olan 11 ilde son 20 gün içerisinde ...
Yanık gündemi değerlendirdi
Yanık, enkazdan yaralı olarak çıkarılan ve tedavi altına alınan çocukları ...
Artvin-Erzurum karayolu trafiğe açıldı
Heyelan nedeniyle 23 Şubat günü ulaşıma kapanan Artvin-Erzurum karayolu ...
 
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ÇOK OKUNANLAR
Ana Sayfa Siyaset Gündem Asayiş Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Spor Türkiye Erzurum Türküleri
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri