MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Ayasofya Camii’nin açılmasıyla dipsiz hayal kırıklığına uğrayanlar manen bu milletin evladı olamayacaktır. Bir Yunanlıdan daha fazla Yunanlı olan, bir Fransız’dan, bir ABD’liden, bir Rus’tan daha çok fanatiklik yapan, ezan sesi yerine kilise çanı dinlemeyi hasretle bekleyen kim varsa fetihle zulmü aynılaştıran alçaklardır. Bunlar dine karşı değil İslamiyet’e karşıdır” açıklamasında bulundu
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’yle Birlikte Ayasofya Camii’nin açılmasına tahammülsüzlük gösteren çevlere yönelik yazılı basın açıklaması yaptı. Bahçeli, 15 Temmuz 2016 gecesinin uzun asırlar boyunca milli hafızalardan çıkmayacağını belirterek, “Tam dört yıl önce, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içine sirayet etmiş ipotek ve icazet altındaki dar bir kadro devleti işgal, iç barış ve huzur ortamını imha etmek için harekete geçmiştir. 15 Temmuz’da Fetullahçı Terör Örgütü zalimlerin tetikçiliğini alenen üstlenip cani ve hain yüzünü hayâsız ve hunhar şekilde göstermiştir. Türkiye üzerinde hesap yapan, aziz millet varlığının birliğine, dirliğine ve tarihsel sürekliliğine kanlı cephe açan iç ve dış işgal güçleri FETÖ’yü kullanıp silahlandırarak emellerine ulaşmak istemişlerdir” ifadelerine yer verdi.
15 TEMMUZ İSTİLA TEŞEBBÜSÜ GEZİ PARKI KALKIŞMASININ BİR DEVAMI NİTELİĞİNDE
15 Temmuz darbe ve istila teşebbüsünün Gezi Parkı kalkışmasının bir devamı niteliği taşını belirten Bahçeli “6-8 Ekim olaylarının bir etabı, bazı il ve ilçelerimizde yaşanan barikat ve hendek terörünün menfur ayağıdır. Türkiyemiz bilhassa son on yıldır pek çok felakete maruz kalmıştır. Hem içerden hem de dışardan siyasi, ekonomik ve diplomatik dayatmalar kanalıyla ağır operasyonlara uğrayan ülkemizin 15 Temmuz’da iç kargaşa ve kaosa düşmesi, hatta bölünerek devrilmesi amaçlanmıştır. Zorlu bir coğrafyada yaşadığımız malum ve mazbut bir gerçektir. Geçmişten tevarüs edilen husumet ve huzursuzlukların bugünkü zaman diliminde farklı yol ve yöntemlerle tedavülde bulunması devamlı surette tetikte ve teyakkuz halinde olmamızı gerektirmektedir. Fetihlerimizin intikamını, zaferlerimizin rövanşını almak için kuyruğa giren Türk düşmanlarının hiç boş durmadığı, ya doğrudan ya da devşirdikleri hainlerle rehavetimizi kollayıp müsait bir ortam yokladıkları bilinen bir husustur. Çağlar değişip tarih nehri hızla aksa da karanlık senaryoların hep aynı, değişenin ise sadece zulüm figüranları olduğu bellidir, milli bellekte bütünüyle mahfuzdur.
“15 TEMMUZ’UN HER ŞEYDEN ÖNCE TERÖRİST DARBE KALKIŞMASIDIR”
15 Temmuz’un her şeyden önce terörist darbe kalkışması olduğuna dikkat çeken Bahçeli, “ Sevk ve idare merkezi Pensilvanya, emir ve komuta zinciri de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hiyerarşik yapısının dışındadır. FETÖ on yıllar boyunca devlete sızarak yerleşmiş, stratejik ve kritik mevkilere takiye ile yığınak yapmıştır. Devlet ve toplum hayatının hücrelerine kadar nüfuz eden bu hain örgüt Türkiye’nin yıkımı için yıllarca hazırlık içinde olmuştur. TSK, emniyet, yargı, bürokrasi, medya, iş dünyası, üniversite ve diğer eğitim kurumlarıyla birlikte siyasete yuvalanan FETÖ, Türkiye’yi tıpkı bir ahtapot gibi sarmıştır. Melanet Gülen çetesi 15 Temmuz’da Türk milletine silah çekmiş, son şansını denemiş, son kozunu oynamıştır. Darbe kisveli işgal girişimine direnen büyük Türk milleti 15 Temmuz’da destan destan büyümüş, bağımsızlık onuruna, bekasına ve kutlu varlığına şehadeti göze alarak leke düşürmemiştir. Darbecilerin gasp ettiği tanklar altında ezilseler de teslim olmayan, korsan savaş uçaklarının sortileri ve sonik patlamalarına boyun eğmeyen, helikopterlerden açılan ateşlere hedef olsa da korkmayan, meydanlarda, yollarda, köprülerde direne direne devleşen aziz millet evlatlarıyla ne kadar övünsek azdır.
Üç tarafı denizlerle, dört tarafı düşmanca hedeflerle çevrilmiş Türkiye
Bahçeli açıklamasında, “Üç tarafı denizlerle, dört tarafı düşmanca hedeflerle çevrilmiş Türkiye’nin milli birlik ve kardeşlik bağlarını güçlendirmekten, sanal anlaşmazlıkları zayıflatmaktan, tehlikeli kutuplaşmaları bertaraf etmekten başka seçeneği yoktur. Çare milli kucaklaşmanın her zemine taşınması ve bunun tecellisidir. FETÖ, PKK, DEAŞ, DHKP-C ve diğer terör örgütlerinin dış destekçileri olduğu kadar iç zaaf ve cepheleşmelerden beslendikleri de inkar edilemez bir durumdur. Devamlı kriz siyasetine oynayan, demokrasi maskesiyle millet ve devlet aleyhine ilişki ve irtibat hatları kuran CHP’nin, İP’in, HDP’nin ve diğer yedeklerin bu çarpıcı gerçekleri gözardı etmesi fahiş bir savrulmadır” ifadelerini de kullandı.
“CHP GENEL BAŞKANI BİR KEZ DAHA YAŞ TAHTAYA BASMIŞ”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na eleştirilerini sıralayan Bahçeli, “Kılıçdaroğlu’nun bugünkü grup konuşmasında seviyesizliğin ve yüzsüzlüğün girdabına düşerek partimizi suçlayıcı ifadeler kullanması bu savrulmayı denetimsiz sürüklenmeye çevirmiştir. CHP Genel Başkanı bir kez daha yaş tahtaya basmış, utanmadan sıkılmadan fitneyi pusula haline getirmiştir. Hiçbir milli meselede adam gibi duramayan, dik duruş gösteremeyen Kılıçdaroğlu tutsaktır, sarsaktır. FETÖ’ye, PKK’ya bakışı da tamamıyla köksüzlüğün alametidir. 15 Temmuz’a kontrollü darbe ya da tiyatro demek işbirlikçiliktir, ihanet ortakçılığıdır. Nitekim yanlıştır, muhataplarını tarih ve millet önünde mahcup edecektir. Dört yıldır FETÖ’yle tavsama ve taviz kabul etmeyen iradeli bir mücadele süreci devrededir. Ancak bu terör örgütünün kökü henüz kazınmış ve kurutulmuş değildir. Çünkü FETÖ’ye umut bağlayan, FETÖ’yle iltisak içinde bulunan, FETÖ’nün zehirli gayeleriyle birleşen siyasetten sivil toplum örgütlerine kadar billurlaşmış iç işgal cephesinin mevcudiyeti tartışmasız şekilde ortadadır. Mücadeleyi sorgulayanlar FETÖ’nün değirmenine su taşıyan gafillerdir” cümlelerini kullandı.
“BUNLAR DİNE KARŞI DEĞİL İSLAMİYET’E KARŞI”
Ayasofya Camii’nin ibadete açılması kararına ilişkin de açıklama yapan Bahçeli, “Ayasofya Camii’nin ibadete açılma kararından sonra akıl tutulması, ahlak dağılması, mensubiyet bölünmesi yaşayan siyasilerin, kalem sahiplerinin, köşe yazarlarının ve sözde akademisyenlerin hal-i pürmelali kepazeliktir. Kiliseler Birliği’nin temsilcisi gibi konuşanlar, Rusya’dan Yunanistan’a ABD’den diğer AB ülkelere kadar Türk milletinin egemenlik ve inanç haklarını karalamaya niyetlenmiş çevrelerin ülke içindeki ajanı ve acentesi gibi davrananlar bir defa ayıplı bir teslimiyetçiliğin dibindedir. Brüksel’de yapılan AB Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda Ayasofya’nın statüsünün değiştirilmesinin kınanması ucuz bir meydan okuma, yok hükmünde bir karardır. Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye’yi kınayanları kınamakta, camilerimizi kundaklayan, inançlarımıza hakaret eden Haçlı zihniyetini reddetmektedir. Ayasofya Camii’nin açılmasını hazmedemeyenler Ortodoks Kilisesi’nin kapısında gıyaben nöbete giren aymaz ve ahlaksızlardır. Son gelişmeler turnusol kağıdı işlevi görmüş, ak koyun kara koyun açığa çıkmıştır. Ayasofya Camii’nin açılmasıyla dipsiz hayal kırıklığına uğrayanlar manen bu milletin evladı olamayacaktır. Bir Yunanlıdan daha fazla Yunanlı olan, bir Fransız’dan, bir ABD’liden, bir Rus’tan daha çok fanatiklik yapan, ezan sesi yerine kilise çanı dinlemeyi hasretle bekleyen kim varsa fetihle zulmü aynılaştıran alçaklardır. Bunlar dine karşı değil İslamiyet’e karşıdır” sözlerine yer verdi.