‘Bu ülkeyi parçalayamayacaksınız’

TÜRK İŞBİRLİĞİ VE KOORDİNASYON AJANSI PROJELERİ TANITIM TÖRENİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı’nın (TİKA) “4 Kıtada 29 Ülkedeki 53 Projesi”nin tanıtım toplantısına katıldı. ATO Congresium'da düzenlenen toplantıda restorasyonu biten Kosova’daki Emin Paşa Camii ve Arnavutluk’taki İşkodra Şeyh Şamia Lisesi’nin açılışları da canlı bağlantıyla gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, tanıtım toplantısında bir konuşma yaptı.

AYRI COĞRAFYALARDA AYNI İMZA

Konuşmasına TİKA’nın, “Ayrı Coğrafyalarda Aynı İmza” sloganıyla gerçekleştirdiği çalışmaları yakından takip ettiğini belirterek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün tanıtım töreni için bir araya geldiğimiz projeler arasında Avusturya’da şehitliğimiz, Filistin’de hastanelerimiz, Komor Adaları’nda stadyum, Myanmar’da yetimhane, Moldova’da İslam Kültür Merkezi, Sri Lanka’da konut, İspanya’da Kurtuba Mescidi’nin yenilenmesi gibi, gerçekten çok önemli çalışmalar da yer alıyor” dedi.

“TİKA, GERÇEKLEŞTİRDİĞİ PROJELERLE GÖĞSÜMÜZÜ KABARTAN BİR KURUMUMUZ”

Bu hizmetlerin bulundukları ülkelere ve oralardaki kardeşlerimize kazandırılmasında emeği geçen, TİKA Başkanı, ülke koordinatörleri ve çalışanları tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, TİKA’nın dünyanın dört bir yanında gerçekleştirdiği projelerle, ülke ve millet olarak göğsümüzü kabartan bir kurum olduğunu vurgulayarak, “Dünyanın 50 ülkesine yayılan program ofisleriyle, 140 ülkede gerçekleştirdiği on binlerce projeyle TİKA’nın hizmetleri artık, listelenmesi, anlatılması oldukça zor bir seviyeye ulaştı. Bugün Türkiye, kalkınma yardımlarında dünyada ilk sıralarda yer alıyorsa, bunda TİKA’nın öncü rolünün çok büyük katkısı vardır. Pek çok resmi ve sivil toplum kuruluşumuz, TİKA’nın açtığı yoldan ilerleyerek, çalışmalarına küresel bir mahiyet kazandırmıştır” şeklinde konuştu.

“ALLAH RIZASI İÇİN MAĞDURLARA VE MAZLUMLARA EL UZATIYORUZ”

Yıllarca yaptığımız yardımların hesabını dahi tutmamış bir ülke ve millet olduğumuza dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti: “Çünkü biz bu yaptığımız yardımları, Allah rızası için mağdurlara, mazlumlara el uzatmak olarak görüyoruz. Sonra baktık ki bizim çalışmalarımızın oldukça gerisinde olduğunu bildiğimiz kimi ülkeler, çok ciddi kalkınma yardımı rakamları açıklıyor. Bunun üzerine, arkadaşlarımız bir çalışma yaptılar ve yardım faaliyetlerimizin, uluslararası kriterlere uygun şekilde istatistiğini tutmaya başladık. Bu hesaba göre, mesela 2014 yılında, devlet kurumlarımızla, sivil toplum kuruluşlarımızla, yurt dışındaki özel sektörümüzle 6,5 milyar dolar kalkınma yardımı yapan bir ülke olduğumuzu görüyoruz. Bu rakamın 2,5 milyar dolardan fazlası yurt dışına yaptığımız insani yardımlardan oluşuyor”

Suriye’den ve diğer ülkelerden gelip Türkiye’ye sığınmış olan misafirlere yapılan harcamaların bu rakamın dışında olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, insani yardımlarda, 2013 yılında Amerika ve İngiltere’nin ardından üçüncü sıradayken 2014 yılında Amerika’nın ardından ikinci sıraya çıktığımızı; bu yardımların millî gelire göre değerlendirildiğinde ise birinci sıraya yükseldiğimizi vurguladı.

TÜRK TİPİ KALKINMA MODELİ

“TİKA’nın yardımları ağırlıklı olarak eğitim, sağlık, içme ve kullanma suyu alanlarında yoğunlaşıyor. Bu sayede TİKA, Orta Asya’dan Balkanlara, Latin Amerika’dan Pasifik’e, Afrika’dan Güney Asya’ya kadar dünyanın dört bir yanında milyonlarca insanın gönlünde taht kurdu, kurmaya devam ediyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları ekledi: “Drina Köprüsü’nden Hoca Ahmet Yesevi Dergahına kadar, TİKA’nın elinin değdiği projelerin her biri, ayrı bir anlama, ayrı bir öneme sahiptir. Hani ben ‘Türk tipi Anayasa’, ‘Türk tipi başkanlık sistemi’, ‘Türk tipi kadın hakları’ diyorum ya, işte TİKA’nın çalışmalarıyla ‘Türk tipi kalkınma modelini’ ortaya koyduğumuza inanıyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, bizim kalkınma yardımı anlayışımızda asla karşımızdakini küçük görme, ona dikte etme, ajandalar dayatma tarzının söz konusu olmadığını belirterek, “Bizde sağ elin verdiğini sol elin görmediği bir anlayış geçerlidir. Biz, samimiyetimizle, kurduğumuz empatiyle, yaptığımız yardım çalışmalarını muhataplarımıza bir lütuf olarak değil, bir ikram olarak sunuyoruz. Gönülden gönüle kurduğumuz köprülerin, en az inşa ettiğimiz, restore ettiğimiz köprüler kadar önemli olduğunu biliyoruz. İnsanların kalplerini mutmain etmenin, kimsesizlerin kimsesi olmanın, en az onlara fiziki yardımda bulunmak kadar önemli olduğuna inanıyoruz” dedi.

TİKA çalışanlarının görev yaptıkları ülkelerde, yürüttükleri projeler yanında,  Türkiye’nin tarihinin, medeniyetinin, kültürünün, değerlerinin de taşıyıcısı çağdaş bir Alperen olarak bulunduklarının bilincinde olmaları gerektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Esasen bu dış temsilciliklerimizdeki tüm görevlilerimiz, tüm işadamlarımız, tüm sivil toplum kuruluşu temsilcilerimiz için de geçerlidir.”

PARALEL DEVLET YAPILANMASIYLA MÜCADELE

Konuşmasında, paralel devlet yapılanması örgütünün uzun yıllar Türkiye’nin bu çerçevedeki enerjisini, imkânlarını, potansiyelini adeta bir sülük gibi emerek, Türkiye’ye zemin ve zaman kaybettirdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi artık bir yandan bu yanlışı düzeltmenin, diğer yandan da ortaya çıkan boşluğu hızla ve sağlıklı şekilde doldurmanın çabası içindeyiz. Bunu telafi edeceğiz. Türkiye’de bu örgütü büyük ölçüde işlevsiz hale getirdik. Geride kalan tortuların da kısa sürede temizleneceğine inanıyorum. Yurt dışında işimiz daha zor. Bunun için, hem ticari, hem de kültürel alanda faaliyet gösteren, yerli ve millî duruş sahibi arkadaşlarımıza çok önemli görevler düşüyor” şeklinde konuştu.

Dünyada gitmedik ülke, ayak basmadık şehir, el atmadık iş ve hizmet alanı bırakmayacak şekilde, yoğun ve hızlı bir çalışma ortaya koymak mecburiyetinde olduğumuzu; bu noktada başta TİKA olmak üzere görevimizin ağır, sorumluluğumuzun büyük olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği Batı Afrika’da da 4 ülkeyi kapsayan seyahatlerine dikkat çekerek, “TİKA Başkanımız da bu ziyaretlerde bizimle birlikteydi. Sahanın ne kadar mümbit, ne kadar proje üretmeye, çalışmaya, gayrete müsait olduğunu kendi gözlerimizle görme imkânı bulduk. Gittiğimiz her yerde projeleriyle ve hizmetleriyle TİKA’yı görmenin memnuniyeti içindeyim. Yapılanlar elbette önemli, ama yapmamız gereken daha çok iş var” dedi.

“PEK ÇOK ÜLKE TÜRKİYE’NİN PES ETMESİNİ, TESLİM OLMASINI BEKLİYOR”

“İşte sizler de takip ediyorsunuz; pek çok güç, pek çok ülke adeta Türkiye’nin dizleri üzerine çökmesini, pes etmesini, teslim olmasını bekliyorlar. Tüm bu terör olaylarının arkasında yatan gerçek budur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan devamında şunları söyledi: “Milletimiz bin yıldır, gerektiğinde, Çanakkale’de ve Kurtuluş Savaşımızda olduğu gibi, ailedeki tüm fertlerin yıllar boyunca cephelerde savaşması, şehit olması, gazi olması sayesinde bu hesapları bozmayı başarmıştır. Bugün de, aynı kararlılıkla, aynı inançla, aynı azimle bir büyük mücadele veriyoruz.”

Askerimizin, polisimizin, korucularımızın terör örgütüne karşı tavizsiz bir mücadele yürüttüğünü; yanı başımızdaki Suriye’de çok zor şartlar altında mücadele eden Türkmen, Arap ve Kürt kardeşlerimizin bizimle aynı duygular içinde olduklarını bildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “PYD gibi, YPG gibi terör örgütleri Suriye’deki Kürt kardeşlerimizin küçük bir bölümünden destek alıyor, Türkiye’deki PKK gibi. Bu örgütleri asıl olarak besleyen güçler farklıdır. Suriye’deki Kürt kardeşlerimizin büyük bölümü, Türkmenler ve Araplarla birlikte, rejimin ve onu destekleyen güçlerin zulmüne karşı direniyorlar” dedi.

“BATI DÜNYASI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN TEMSİLCİLERİNE YATAKLIK YAPIYOR”

Terör örgütlerinin elinde Batının silahlarının görüldüğünü; sadece ‘dostlar alış-verişte görsün’ kabilinden açıklamalar yapıldığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlar bizi ikna etmiyor. Silahlar aynen orada, ofisler oralarda açılıyor. Terör örgütünün temsilcileri oralarda besleniyor. Bunlara yataklık yapıyor Batı dünyası. Bunlara karşı ciddi bir mücadele verdikleri falan yok. ‘Falanca örgütü terör örgütü ilan ettik.’ Filanca örgütü terör örgütü ilan etmen benim için geçerli değil. Onlara karşı ne tür bir mücadele veriyorsun. Onların barındıkları, bulundukları yerlere ne tür baskınlar yapıyorsun. Yakaladıklarınızı deport ediyor musun? Veyahut kalkıp acaba bunları Türkiye teslim ediyor musun?” şeklinde konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında terör örgütlerinin parasal kaynaklarına ilişkin belgeleri sunmalarına rağmen Batı’dan ne bir ses ne de bir yaklaşım görmediklerini vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunların yaptığı ne biliyor musunuz ‘Baban öldü, başın sağ olsun’ Böyle bir mantık olabilir mi? Babasız başı ben ne yapayım ya… Bize samimi yaklaşım gösterin. Eğer terör, kendisine karşı ortak bir mücadele vereceğimiz bir vaka ise, o zaman burada samimi olun. Bugün bize yarın size. Fransa’da bir terör eylemi oluyor, kıyametler kopuyor.”

İspanya’da bir futbol maçı öncesi taraftarların mültecilere karşı tutumunu da eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Oradaki mültecileri affedersiniz meydanda oynatıyorlar adeta. Şınav çektiriyor, bozuk para atıyorlar. Eskiden bizde çok çirkin bazı şeyler olurdu, ondan sonra da para atarlardı. Aynısını Batılı yapıyor. Batının birçoğunun karakterinde bu vardır, ama bu biz de yoktur” dedi.

“DELİKLİ KURUŞA MUHTAÇ OLAN TÜRKİYE’Yİ O GÜNDEN BURALARA GETİRDİK”

“Utanmadan, sıkılmadan açıklamalar yapıyorlar. Batının gazetelerinde de aynı şey var, Kandil’in tepesindekilerde de aynı şey var. Ne diyorlar: ‘Ancak Erdoğan giderse Türkiye’ye istikrar gelir.’ Türkiye’yi ne kadar düşünüyorlar ya...” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: “Bakıyorsunuz bazı köşe yazarları aynı şeyleri söylüyorlar. ‘Erdoğan giderse istikrar gelir.’ Erdoğan geldiği zaman Türkiye’nin hali neydi, bugün Türkiye’nin hali ne? 2002’nin Türkiye’si ortada… Delikli kuruşa muhtaç olduğumuz bir Türkiye’yi biz teslim aldık, o günden buralara geldik. O zaman dilenen bir Türkiye vardı. Hep söylüyorum; şimdi, alan el değil, veren el olan bir Türkiye var farkımız bu. Ama bunlar Kandil’in ağzı ile konuşuyorlar. Niye? Çünkü bunların birbirinden farkı yok.”

Ülkemizde ve coğrafyamızda verdiğimiz mücadele, adeta yeni bir kurtuluş mücadelesidir. 100 yıl önce bu coğrafyanın bedenini paramparça ettikleri,  ruhunun bütünlüğünü bozamadıkları için çıldıranlar bugün işte bunu başarmanın peşindeler. O gün aramıza suni sınırlar çekilmesine engel olamamış olabiliriz; ama bugün gönül birliğimizin paramparça edilmesine razı olmayacağız” dedi.

Necip Fazıl’ın, “Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak / Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak / Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden / Çatırtılar geliyor karanlık kubbemizden” şiirini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları kaydetti: “Evet… Biz de kollarımızı açarak uluslararası topluma diyoruz ki, eğer bu zulmü durdurmazsanız, çatırtıların geldiği gök kubbe başımıza yıkılacak, dünya tepemize inecek.”

“DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDAKİ KARDEŞLERİMİZİN KALPLERİ VE DUALARI BİZİMLE”

Türkiye olarak, zalimlere karşı sonuna kadar mücadele edeceğimizi, mazlumların ve mağdurların yanında olmayı sürdüreceğimizi vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü bu coğrafya  -az önce izledik ve dinledik- bizim coğrafyamız. Çünkü bu insanlar bizim kardeşlerimiz, vicdani görevlerimizin olduğu insanlar. Çünkü bizi bekleyen gelecek, unutmayın hepimizin ortak geleceğidir. Biliyoruz ki bu bir imtihan. Rabbim bize bu imtihandan alnımızın akıyla çıkmayı nasip etsin” dedi.

“Türkiye kazanırsa, işte TİKA’nın hizmet verdiği dünyanın dört bir yanındaki 140 ülke kazanacak, sayıları milyarı bulan mazlumlar, mağdurlar kazanacak, insanlık kazanacak” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, tıpkı Çanakkale’de ve Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi, dünyanın dört bir yanındaki kardeşlerimizin kalplerinin ve dualarının bizimle olduğunu ifade etti.

Konuşmasına, “Vatanımıza sahip çıkmak zorundayız. Çünkü bizlerin gidecek hiçbir yeri yok” şeklinde devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, rahmetli Cemil Meriç’in “Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını yaşanmaz-laştıranlardır” sözünü hatırlatarak, “Devletiyle, milletiyle yapmamız gereken şikâyet etmek değil, vatanımızı daha güçlü, daha güvenli, daha müreffeh hale getirmek için çalışmaktır, daha çok çalışmaktır. Allah yar ve yardımcımız olsun” dedi.

“BU ÜLKEYİ PARÇALAYAMAYACAKSINIZ”

Pazar günü yaşadığımız olayda şehit olanlara rahmet yaralılara şifalar dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama bir şey, bir vaka ortada: Aydın müsveddelerinin bu olayda bile olaylara nasıl yaklaştığını gördük değil mi? Gördünüz… Bazı paçavraların nasıl yayınlar yaptıklarını gördünüz değil mi? Atıyor başlığı; ‘Batsın senin başkanlığın’… Bizim böyle bir derdimiz yok. Biz bu ülkede, ülkemizin geleceğini çok daha güçlü hale getirebilmek için ne yapmak gerekir bunun açıklamalarını yapıyoruz. Sizin derdiniz bu ülkeyi bölmek, bu ülkeyi parçalamak. Ama parçalayamayacaksınız, bölemeyeceksiniz, bunu böldürtmeyeceğiz” diye konuştu.

“İşte şu anda Cudi’de, Gabar’da bu işin mücadelesini veren askerimiz, polisimiz, köy korucumuz bütün bunlar bir şey için bunun mücadelesini veriyor. Nedir o? ‘Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? / Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda / Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda / Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda’ diyenler Cudi’de, Gabar’da o mücadeleyi sürdürüyorlar” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama bunların böyle bir derdi yok. Onun için biz diyoruz ki, ‘Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet.’ Ve böyle yürüyeceğiz” şeklinde devam etti.

Konuşmasının sonunda TİKA’nın, 4 kıtada 29 ülkedeki 53 projesinin tanıtımı ve açılışı gerçekleştirilen Kosova’daki Emin Paşa Camii restorasyonu ile Arnavutluk’taki İşkodra Şeyh Şamia Lisesi’nin hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını “Bu projelerin hayata geçirilmesi için gece gündüz emek verdiklerini bildiğim TİKA Başkanımızı ve ekibini özellikle teşekkür ediyorum” diyerek tamamladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kosova ve Arnavutluk’ta gerçekleştirilen projelerin açılışını bu ülkelere telekonferansla bağlanarak gerçekleştirdi.