Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu'nun Erzurum'daki konuşmasında Kıbrıs ve hava sahasına ilişkin sözleri hatırlatılarak, "Kendisinden böyle bir açıklama bekliyor muydunuz" sorusu yöneltilen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: "Öncelikle ikili görüşmelerimizde çok çok verimli görüşmeler yaptık. Daha sonra Dışişleri Bakanlarımızı da toplantıya kattık. Onlarla olan görüşmelerimiz de çok çok verimli geçti. Akabinde toKn çaba sarf etmektedir. Bu çplu açılış töreninde Sayın Yorgo'nun yaptığı konuşma gayet güzel, toparlayıcı bir konuşmaydı. Türkiye-Yunanistan arasında birlik, beraberlik mesajları içeren bir konuşmaydı. Fakat büyükelçiler toplantısındaki konuşma doğrusu benim de beklediğim konuşma değildi. Fakat daha sonra kendisiyle yaptığımız görüşmede de kendisinin aslında böyle anlaşılmak istenmediğini söyledi. Bunu da basın toplantısında gördüğünüz gibi telafi etti. Tabii burada 'ben ne diyorum' bu değil, 'karşımızdakiler ne anlıyor' bu çok önemli. Burada böyle bir incelik vardı. Bu inceliği zannediyorum orada kaçırdılar, ondan dolayı orası biraz şık olmadı. Biz de konuşmamızda zaten ev sahipliği nezaketi içerisinde öyle zannediyorum ki gerekli şekilde, gerekli değerlendirmeyi orada yaptık. Çünkü biz söylemlerimizle Türkiye-Yunanistan ilişkilerini germeye değil, yine de toparlamaya gayret etmeliyiz. bunun gayreti içerisinde olmalıyız. Zira Türkiye büyük bir devlet, güçlü bir devlet. Bu güçlü devlet, büyük devlet kendine yakışır şekilde tavırlarını ortaya koyarsa bölge barışına çok daha büyük katkıda bulunacaktır diye düşünüyorum.''
Başbakan Erdoğan, "Papandreu'nun açıklamasının ardından sizin yaptığınız açıklama muhalefeti ikiye böldü. Sayın Bahçeli desteklerken, Sayın Kılıçdaroğlu'nun aksi yönde bir açıklaması oldu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"Sayın Kılıçdaroğlu, artık şu anda 'acaba ben nereden, ne kaparım' bunun gayreti içerisinde. Sayın Kılıçdaroğlu'nun böyle bir dış politika anlayışı veya dış politikada nasıl bir tavır takınacağım böyle bir yaklaşım tarzı yok, olamaz. Daha bu işe yavaş yavaş belli bir zaman içerisinde alışacak. Öyle düşünüyorum. Ama Sayın Bahçeli'ye de yaklaşımı sebebiyle özellikle teşekkür ediyorum. Milli birlik budur. Burada kişisellik aslında söz konusu olamaz. Milli menfaatlerin gerektirdiği yerde her şey geride kalır, milli menfaatler en öne çıkar ve bunu hep birlikte başarmalıyız diye düşünüyorum."