Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, FETÖ’nin yargı sisteminde oluşturduğu tahribattan bahsederek “Hukuku paspas gibi çiğneyenlere cevap olarak hakkı ve hukuku yücelttiğimizde başarıya bir adım daha yaklaşmış olacağız” diye konuştu
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 2019 Yılı Yılsonu Değerlendirme Toplantısı ve Meslek İçi Eğitim Semineri Afyonkarahisar’da bir otelde gerçekleşti. 3 gün sürecek toplantının açılışında konuşan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, savcının görevinin işlenmiş suça suçlu bulmak olmadığına, suçun failini ortaya çıkarmak olduğuna dikkat çekti. Bakan Gül, "Sadece ve sadece maddi gerçekliğin peşinden koşmak savcının temel görevidir. Savcılık teşkilatı ceza muhakemesinin ana mutfağıdır. Soruşturma işlemleri düğmenin ilk iliklendiği yerdir. Muhakemenin ileriki aşamalarındaki hatalar telafi edilebilir. Ancak soruşturma aşamasındaki yani düğmenin ilk iliklendiği aşamadaki hata veya gecikmelerin bedeli çoğunlukla hakikatin ta kendisidir. İlk düğme yanlış iliklenirse hakikate ulaşmakta çok önemli hatalara sebebiyet verilebilir. İşte zamanında toplanmayan bir delil, usulünce muhafaza edilmeyen bir bulgu suç anının yeniden oluşturulmasını imkansız hale getirebilir” diye konuştu.
“HUKUKU PASPAS GİBİ ÇİĞNEYENLERE CEVAP OLARAK HAKKI VE HUKUKU YÜCELTECEĞİZ”
Adalet mekanizmasını araç olarak kullanan FETÖ’nün sistemde oluşturduğu tahribata da değinen Bakan Gül, “Bu husustaki en büyük sonuçları, tahribatı bilen arkadaşlarımız sizlersiniz. Sadece bir noktanın altını çizmek istiyorum; bu ülkede demokrasi ve hukuku ortadan kaldırmak, seçilmiş cumhurbaşkanına, hükümete, demokratik kurumlara ve millete kasteden bu hain ve bu hain örgütle mücadelenin bir boyutunu da bu hainlerin çarpık ahlak ve hukuk anlayışıyla hesaplaşmak olduğuna da inanıyorum. Hukuku paspas gibi çiğneyenlere cevap olarak hakkı ve hukuku yücelttiğimizde başarıya bir adım daha yaklaşmış olacağız. ‘onlar da yaptılar, onlar da çiğnemişlerdi, bu kanunu görmemişlerdi’ diyen bir hukuk adamı olamaz. En büyük cevap, en büyük adalet hukuk dairesi içerisinde hukukun gereğini yerine getirmektir. Bu hain terör örgütüyle mücadelenin taşıyıcı kolonlarından birisi, önemli kurumu da Türk yargısıdır, cesur savcılarıdır, yürekli hakimleridir. Bu gerçeğin herkes tarafından hatırda tutulması ve bu mücadelenin neferlerinin yıpratılmaması, itibarsızlaştırılmaması vicdan sahiplerinden beklentimizdir. Vicdan sahibi olmayanlardan böyle bir hassasiyet zaten beklemiyoruz. Eleştiri, elbette olacaktı, olmalıdır da. Kamusal eleştiri her alanda olduğu gibi kurumlarımızın sivil ve demokratik denetiminde de temel bir araç olarak yargıya da güç verecektir, yargı mensuplarının da önünü aydınlatacaktır. Çünkü yargının tek sahibi millettir. Yargının yegane ideolojisi de adaletin ta kendisidir. Bundan en ufak bir sapma halinde yakınmalara kulak vermek e gidişatı gözden geçirmek hepimiz için bir vazifedir. Yargı reformu stratejimizin temel vizyonuna düzen veren ve erişilebilir bir adalet sistemidir” dedi.
“CUMHURİYET SAVCILARI ASLİYE CEZA MAHKEMELERİNDE YERİNİ ALACAK”
Cumhuriyet savcılarının Eylül ayından itibaren Asliye Ceza Mahkemelerinde yerini alacağını kaydeden Bakan Gül şu ifadelere yer verdi:
“Asliye cezalarda bulunmayan iddia makamı yani savcılar bu Eylül ayından itibaren cumhuriyet savcıları Asliye Ceza Mahkemelerinde görev yerinde bulunacaklardır. Yeni adli yılla birlikte artık Asliye Ceza Mahkemelerinde muhakeme ayağı var, savunma ayağı var ama yargılamanın 3. ayağı olan iddia makamı olmayan bir mahkeme eksik olur. Mahkeme dediğiniz savcıdır, hakimdir, avukattır. Ama yaklaşık 10 yıldır zorunlu sebeplerle savcı kürsüde değildi. İşte bu Eylül ayında inşallah Asliye cezalarda da savcı ve iddia makamı yerini alacak. Bu da adaletin tecellisi bakımından çok önemli bir gelişme olacaktır vatandaşlarımız için. Adaletin tecellisi için 2020 yılında önemli adımlardan birisi olacaktır.”