MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Yeni yüzyılın öznesi, cazibe merkezi, ana yörüngesi, kutup başı Türkiye Cumhuriyeti olacaktır. Zamanda ve mekanda üstünlük Türkiye'ye geçecektir. Bunu sağlayacak güç cumhurla birlikte onun ruh kökünden doğan Cumhur İttifakı'dır. Türk ve Türkiye Yüzyılı başlamıştır." dedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, MHP TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti devletinin, hızla akan tarih sürecinde 2123'e kadar uzanacak yeni bir yüzyıla girdiğini belirtti.
MHP GRUP TOPLANTISI
"Bu yüzyılın adı da Türk ve Türkiye Yüzyılıdır. Cumhuriyet'in kurucu felsefesi, kuruluş ilkeleri, kucaklayıcı temel değerleri önümüzdeki yüzyılda da stratejik güç kaynağımız olacaktır" diyen Bahçeli, Milli Mücadele'nin en müessir özelliğinin, askeri, siyasi ve diplomatik hamlelerinden ziyade muazzam bir fikir kudretine dayanması olduğunu ve bu somut gerçeğin millete yeni ve milli bir devlet kazandırdığını ifade etti.
Hedefi, hevesi, heyecanı olmayan ve bir fikir haysiyetinden feyzini almayan bir mücadelenin başarıya ulaşma şansının bulunmadığının altını çizen Bahçeli, "Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yüzyılında belirli periyotlarla nükseden ve nevzuhur krizleri yeşerterek ciddi tehlikelere yol açan devlet, sistem ve rejim tartışmaları, bununla bağlantılı siyasi ve ideolojik kamplaşmalar hızımızı yavaşlatmış, enerjimizi azaltmış, şevkimizi aşındırmıştır. Fakat ağır sorunlara teslim olmak yerine onlarla başa çıkma dirayeti ve direnci gösteren aziz milletimiz kalıcı mutabakat ve müdahalelerle tarihi istikamet ve iradesinden şaşmamış, ülkesine ve devletine sahip çıkmaktan asla vazgeçmemiştir." değerlendirmesinde bulundu.
TÜRK TARİHİNİN YENİ BİR EŞİĞİNDEYİZ
"Şu anda Türk tarihinin yeni bir eşiğindeyiz" ifadesini kullanan Bahçeli, şunları kaydetti: "Yüzyılda bir şahit olacağımız kader ve kavşak noktasındayız. Cumhuriyet'in ilk yüzyılının bilgi, bilinç ve birikimleriyle, aynı zamanda müteyakkız ve mütekamil yapısıyla Türk milletinin ve Türkiye devletinin önümüzdeki yüzyılda muktedir fermanını dünyaya okumak için azimliyiz, hazırlıklıyız, inanç doluyuz. Yeni yüzyılın öznesi, cazibe merkezi, ana yörüngesi, kutup başı Türkiye Cumhuriyeti olacaktır. Zamanda ve mekanda üstünlük Türkiye'ye geçecektir. Bunu sağlayacak güç cumhurla birlikte onun ruh kökünden doğan Cumhur İttifakı'dır. Türk ve Türkiye Yüzyılı başlamıştır."
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Türkiye Cumhuriyeti, cihanda işgal ettiği mevkiye layık olduğunu eserleriyle ispat edecektir" ifadesini anımsatan Bahçeli, "Türk milleti Cumhuriyet ile birleşmiş ve bütünleşmiştir." diye konuştu.
100. YIL
Bahçeli, Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümü kutlamalarının şölen ortamında, muazzam bir coşku havasında yapıldığını belirterek, il ve ilçelerde düzenlenen fener alaylarının, toplu gösteri ve yürüyüşlerin milli birlik ve beraberliğin sönmeyecek meşalesi gibi parladığını söyledi.
Milletin, mukadderatıyla ve tarihi müktesebatıyla kucaklaşarak tek nefes olduğunu, vatanın her yöresinin bayraklarla donatıldığını ifade eden Bahçeli, "Havada uçan jetlerimiz, karada uygun adımla yürüyen kahraman askerlerimiz, İstanbul Boğazı'ndan sırayla geçen ve gözlerimizi kamaştıran savaş gemilerimiz, dosta güven, düşmana da korku salmıştır. Bu suretle eğilmeyecek başımız, inmeyecek hilalimiz, işgal ve istilalara eyvallah etmeyecek güçlü irademiz dünyaya tebliğ edilmiş, bundan rahatsız olanlara da dimdik duruş sergilenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü yıl dönümü, şerefli tarihimizin parlak geleceğe geçiş etabı, hayatı ve hadiseleri Türkçe okuma ve halkın egemenliğiyle kavrama erdemidir." dedi.
"EŞSİZ BİR KAHRAMANLIK ABİDESİDİR"
Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti'nin, sözde medeni ülkelerin merhamet ve müsamahası ile kurulmadığını; bağımsızlığını bir lütuf sonucu elde etmediğini ve hiçbir zaman sömürü çarkına sıkışıp kalmadığını söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin, senaryosunu dönemin küresel güçlerinin yazdığı aciz, esir ve ezik rolü oynamayı reddeden Türk milletinin hakimiyet ve hükümranlık timsali olarak serpilip sivrildiğini dile getiren Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti'nin, asil, haysiyetli ve haklı bir savaşın muhteşem bir neticesi olarak tezahür ettiğini vurguladı.
Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Devletimiz, imha edilmek istenen bir coğrafyada tıpkı Anka kuşu misali küllerinden doğan Türk milletinin başı dik, onurlu ve bağımsız yaşama azmini, çelikten iradesini temsil eden bir inanç, bir iman ve eşsiz bir kahramanlık abidesidir. Muazzez varlığını yok etmeyi amaçlayan bütün muhasım saldırıları ve ihanetleri tarih, kültür, irade ve iman kuvvetiyle aşan Türk milleti, Allah'ın izniyle yeni yüzyıla da mührünü vuracaktır. Kaldı ki gayemiz ve gayretimiz bu hedefin gerçekleşmesine hizmetle mükelleftir. Bugün devlet ve milletçe karşılaştığımız meselelerin gerçekçi ve tarihi bir analizle çözülmesinin mümkün olabileceğini düşünüyorum. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarındaki anlayış ve amaçların yeni yüzyılda da kılavuz nokta olacağı kanaatindeyim."
Bahçeli, bugün Cumhuriyet'in maruz kaldığı tehditleri daha iyi değerlendirebilmenin yolunun, kurtuluş yıllarında verilen mücadele ile devletin temellerinin atıldığı dönemleri ayrıntılarıyla bilmekten geçtiğine işaret etti.
Demokrasinin en iyi uygulanabileceği sistemin cumhuriyet olduğunu belirten Bahçeli, cumhuriyetin, demokrasiyi geliştiren en iyi yönetim biçimi, kişi hak ve hürriyetlerini güvence altına alan en iyi sistem olduğunun altını çizdi.
"BU ZEVATA HASBELKADER KULAK VERİRSENİZ..."
Türkiye Cumhuriyeti'nin yüksek demokrasi standartlarına aşama aşama ulaştığını ifade eden Bahçeli, "Bunun hilafına kurnazca inkarcılığa sapanlar bizim nazarımızda demokrasiyi demagojiyle hırpalayan sorumsuz ve sağduyu yoksunu siyasi müflislerdir." diye konuştu.
Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümünde, bilhassa muhalefet cenahından aynı anda, benzer cümlelerle, ağız birliği etmişçesine "demokrasi sorgulaması" işitildiğini aktaran Bahçeli, "Demokrasiden bihaber siyasi çıkarcılar söz oyunlarıyla, dolaylı ifadelerle esasen Cumhuriyet'e yönelik potansiyel hazımsızlıklarını, bir kor halinde kafalarının içinde yer etmiş tahammülsüzlüklerini eş zamanlı seslendirmişlerdir. Eğer bu zevata hasbelkader kulak verirseniz alayından buram buram sahte Cumhuriyet sevgisi duyulacaktır. Ancak yalın ve çarpıcı gerçek bu değildir." ifadelerini kullandı.
Bahçeli konuşmasında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Görevimiz Cumhuriyeti, demokrasiyle taçlandırmaktır" sözlerini sarf ettiğini anımsattı. İddiasını ispat edecek bir siyaset ve hayat gerçeğinden bahsetmenin mümkün olmadığını kaydeden Bahçeli, "Çelişkiler içinde bocaladığından yanlışı savunacak gerekçe imalinde mola vermeden ilerlemektedir. Cumhuriyet, demokrasi olmadan nasıl yaşayacak, nasıl ayakta duracaktır? Kılıçdaroğlu söylesin de öğrenelim." ifadesini kullandı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir" sözünü anımsatan Bahçeli, "Haydi okumasını geçtik de tesadüfen de olsa Kılıçdaroğlu hiç duymadı mı?" sorusunu yöneltti. Devlet Bahçeli, Kılıçdaroğlu'nun "Cumhuriyeti fikir bazında idrakten mahrum olduğunu" belirterek, bu durumu "üzeri örtülemez bir ayıp, arkaik bir açmaz" olarak değerlendirdiğini ifade etti.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in de Türkiye'nin demokrasi krizinde olduğunu söylediğini aktaran Bahçeli, "Elbette bu söylemiyle halt etmiş, çam devirmiş, hezeyana gömülmüş, siyaset ve fikir yoksulu olduğunu tekraren gözler önüne sermiştir. Kriz demokraside değil, Türkiye'ye karşı muhalefet mevzisinde buluşan kimlik kaybına uğramış partilerdedir. Demokrasi cahillerinin denetimsiz ve dengesiz beyanları ciddiyetsiz ve cibilliyetsiz bir içeriktedir. Partisinin büyük kongresinde arkadaşlarına 'kahrolun' diye çıkışan İYİ Parti Başkanı'nın, bu defa da Müslüman ve Arap ülkelerine aynı üslupla yaklaşması utanç verici bir skandaldır." diye konuştu.
"BU CAN DA TÜRK MİLLETİNE VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NE BİN DEFA HELALDİR"
Geçen hafta Akşener'in kendilerine yönelik "canını cebine koyar Gazze’ye gidersin" sözlerini sarf ettiğini ve bu sözlere şaşırmamanın elde olmadığını vurgulayan Bahçeli, "Bizde para gibi, cüzdan gibi, çek karnesi gibi cebe koyulacak can değil, gerektiği takdirde feda edilecek can vardır. Bu can da Türk milletine ve Türkiye Cumhuriyeti'ne bin defa helaldir. Şaibeli paraları cebe indirenlerin canı da cebe koyma önerisi yakayı ele veren kötü alışkanlıkların bir nevi itirafıdır ve sahibini de rezil etmeye yeterlidir." yanıtını verdi.
HEDEP eş başkanlarının "Cumhuriyet'i demokratikleştirmek tarihsel görevimizdir" ifadelerini kullandığını anımsatan Devlet Bahçeli, şunları söyledi: "(Cumhuriyet'i demokratikleştirmek tarihsel görevimizdir) diyerek, başta sözde Kürt sorunu olmak üzere yine sözde halklar ve inançlar sorununun demokratik cumhuriyetle çözüleceğini yüzsüzce dile getirmişlerdir. Demokratik cumhuriyet, İmralı canisinin tezi ve teklifidir. Cumhuriyet demokrasiyle iç içedir. 'Bölmek, yıkmak, parçalamak, ayırmak, yok etmek istiyoruz' diyemiyorlar da demokratik cumhuriyetten bahsediyorlar, yani laf cambazlığı yapıyorlar."
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yüzyılında bölücülük ve terör sorunundan çok çekildiğini, kanlı ve hain emperyalist kurgunun badirelerine defalarca katlanıldığını vurgulayan Bahçeli, yeni yüzyılın, bölücülüğün kökünü kurutma yüzyılı olduğunun altını çizdi.
Terörün dış kaynakları ile mücadelede, sınır ötesi askeri harekat dahil gereken tüm siyasi ve askeri tedbirlerin tereddütsüz alınmak durumunda olduğunun altını çizen Devlet Bahçeli, bu mücadelenin devletin kendi imkanlarıyla yapılacağını ve Türkiye'nin güvenliğinin üçüncü tarafların iznine ve inisiyatifine bırakılmayacağını söyledi.
Terör çıkmazına saplanarak Türkiye'ye ihanet eden her kademedeki PKK'lı teröristler için yegane çıkış yolunun belli olduğunu kaydeden Bahçeli, bu yolları şöyle sıraladı: "Terör eylemlerine ön şartsız ve derhal son vermek. Silahlarıyla dağdan inip Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne teslim olmak. Türk adaletinin vereceği hükme razı olarak cezalarını çekmektir. Şayet bölücü terör örgütü bunlara riayet etmezse tepelerine bomba, göğüslerine mermi yağacak, her yer ve zeminde meşru hedef olmaktan kurtulamayacaktır."
"ZIRVALARLA BİZE CESARET TEMSİLİ OLANLAR AKLINI BAŞINA ALSIN, ONLARIN AKLINI ALIRIM"
TBMM'nin, bölücülüğün ve terör sevicilerin meydan okuma yeri, propaganda mecrası olmadığını vurgulayan Bahçeli, menfur ve menhus emel sahiplerini uyardığını belirterek, şu ifadeleri kullandı: "Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırları ve coğrafi bütünlüğü içinde Kürdistan diye bir yer yoktur. 'Var' diyen alçakların doğrudan karşılarında bulacağı kudret büyük Türk milletidir ve onun sevdalısı olan MHP'dir. Geçtiğimiz hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde haince konuşma yapan tescilli bir bölücüye hak ettiği cevabı yüreklice veren Meclis Başkanvekilimiz ve İstanbul Milletvekilimiz Celal Adan'ın isabetli sözleri aynısıyla bizim de sözümüzdür. Adan sahipsiz değildir, yalnız değildir. Saldırılar, istifa çağrıları ve hakaretler ayaklarımızın altındadır ve hükümsüzdür."
İstanbul'da üç ilçe başkanlarının şehit edildiğini hatırlatan Bahçeli, ilçe başkanlarının devamının zaruri olduğunu, bu görevi üstlenenin de Celal Adan olduğunu, üç ilçede de ilçe başkanlığı yaptığını anımsattı. Bahçeli, "Meclis kürsüsüne gelip arkasına aldığı birtakım zırvalarla bize cesaret temsili olanlar, aklını başına alsın, akıllarını alırım onların." diye konuştu.
"Türkiye husumetini siyaset malzemesi yapan, Türk ve Kürt düşmanlığından nemalanan azgın güruh bize usul ve üslup dersi veremez" diyen Bahçeli, kendileri için vatan toprakları üzerinde bin yıla yaklaşan tarih yolculuğunu birlikte yapan bütün Türk vatandaşlarının, Türk milletinin eşit ve onurlu evlatları olduğunu vurguladı.
"GERÇEKLERİ ANLATMAYA BAŞLARSAK DİYARBAKIR'DA DAHİ GEZEMEZSİNİZ"
Bahçeli, tarihi, siyasi ve hukuki gerçekler karşısında, Türkiye'de farklı bir kimlik arayışına tevessül edilmesinin, alt-üst kimlik tartışması yapılmasının, sözde Kürt sorunundan ve hatta Kürdistan'dan bahis açılmasının felaket olduğunu, failler aleyhine de sonunun hüsran olduğunu söyledi.
Türk milliyetçiliğinin, Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesi Türk sayan, her türlü ayrımcılığı ve dışlamayı reddeden birleştirici, toparlayıcı ve bütünleştirici bir fikriyat olduğunu kaydeden Bahçeli, MHP ve Cumhur İttifakı'nın, Türk vatanının ve Türk milletinin huzuruna, kardeşliğine, birliğine sahip çıkmaya ve Türkiye'nin bir kardeş kavgasına sürüklenmesini önlemeye sonuna kadar yeminli olduğunu kaydetti.
Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti'ni milli devlet niteliğini kaybetmiş, üniter yapısı sulandırılmış, bin yıllık ortak değerlerinin içi boşaltılarak milli birliği sarsılmış, farklılıklar üzerine bina edilen, çok milletli ve parçalı bir etnik kimlikler cumhuriyeti olarak yeniden biçimlendirmeye hiç kimsenin gücünün yetemeyeceğini vurguladı.
Bahçeli, "Türk milliyetçilerinin alayı Türkçe bilir fakat PKK'nın uydusu olandan Meclis'te kaç milletvekili var ki Kürtçe bilsin. Gerçekleri anlatmaya başlarsak değil Meclis'te, Ankara sokaklarında, Diyarbakır'da dahi gezemezsiniz." dedi.
"NETANYAHU VE KİRLİ İTTİFAK ORTAKLARI ATEŞLE OYNAMAKTADIR"
İsrail'in soykırıma dayanan saldırılarının 25. gününde olduklarını anımsatan Bahçeli, Gazze'de alenen insanlık suçu işlenmesine günbegün tanık olduklarını, İsrail'in savaş suçlusu olduğunu ve küresel adaletin bir gün hükmünü kesinlikle vereceğini kaydetti.
Cumartesi günü İstanbul Havalimanı'nda toplanan yaklaşık 1,5 milyona varan muhteşem kalabalığın İsrail saldırılarını lanetlediğini, dünyaya insanlık ve adalet çağrısı yaptığını kaydeden Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın etkili konuşmasının milli hissiyata tercüman olduğunu, Erdoğan'ın tarihi mesajlarının Türk milletinin mesajı olduğunu belirtti.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun dinler ve medeniyetler arası cepheleşmeyi kanlı bir mücadeleye dönüştürmek için her türlü provokasyondan medet umduğunu belirten Bahçeli, Netanyahu ve kirli ittifak ortaklarının ateşle oynadığını söyledi.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda 120 ülkenin İsrail saldırılarına karşı çıktığını ve ateşkes ilanına destek verdiğini hatırlatarak bunun memnuniyet verici bir gelişme olduğunu ifade eden Bahçeli, kalıcı barış ve ateşkes rejiminin kaçınılmaz ve tehir edilmez bir hedef olması gerektiğinin altını çizdi.
"MERHAMETSİZ, VİCDANSIZ BİR YALAN VE İFTİRA"
28 Ekim'de İstanbul'da Büyük Filistin Mitingi düzenlediğini hatırlatan Bahçeli, Büyük Filistin Mitingi'nin Cumhuriyet kutlamalarını örtbas etmek için planlandığını iddia etmenin "soysuz, merhametsiz, vicdansız" bir yalan ve iftira olduğunu belirtti.
Bahçeli, şöyle devam etti: "Bu yalan ve iftiraya sarılanların resepsiyonlarda servis edilen çerezlerle Cumhuriyet'i kutlama merakı bir bakıma Cumhuriyet'i çerez yerine koymak, istismara yeltenmek, basite indirgemek değil midir? Gazi Mustafa Kemal Atatürk CHP’nin kurucusu ve ilk genel başkanıdır. Aynı zamanda ilk Cumhurbaşkanımızdır. Bunun yanında CHP’nin yüz yıllık bir tarihi olduğu da bilinen bir husustur. Cumhuriyet Halk Partisi yöneticileri 29 Ekim resepsiyonunu akıllarına getirdikleri kadar, 5 Kasım'da planladıkları büyük kongrelerini Cumhuriyet’in 100. yılında yapmaktan niye kaçtılar? Madem bu partinin yaşı Cumhuriyet'in yaşıyla aynıdır, neden aynı gün ve tarihte kongrelerini toplamaktan imtina edecek ürkekliği gösterdiler? Filistin’le tarihi, kültürel ve inanç bağlarımızı hiçe sayanların masumların hakkını savunmaktan kaçınmak için kimi bahanelere sığınması insafsızlıktır."
Cumhuriyet'in 100. yıl dönümünü ne unutmanın ne de unutturmanın mümkün olduğunu vurgulayan Bahçeli, 29 Ekim'de yaşanan görkemli ve coşkulu kutlama sahnelerinin bu görüşlerini teyit ettiğini söyledi.
"İSRAİL'İN ŞİDDET VE VAHŞET TEMELLİ OPERASYONLARI DURMAZSA GAZZE YUTULACAKTIR"
Birinci Dünya Savaşı'nda 950 bin vatan evladının şehit olduğunu anımsatan Bahçeli, Filistin cephesinde Türk milletinin kan döktüğünü, can verdiğini, esir düştüğünü hatırlattı.
Bahçeli, şunları kaydetti: "Biz Filistin'e bakınca çekilen ızdırapları hatırlıyoruz. Biz Filistin'e bakınca milletin gözyaşlarını görüyoruz. Tarihimizin vuran nabzı eğer dinlemesini bilirsek Filistin'de de atmaktadır. İsrail'in şiddet ve vahşet temelli operasyonları durmazsa Gazze yutulacaktır. Vadedilmiş toprakların hedefinde Türk vatanı da vardır. Bu kapsamda Filistin'in güvenliği Türkiye'nin güvenliğidir. Biz güvenlik haklarımızdan, din kardeşlerimizin inanç ve insan haklarından taviz veremeyiz, vermeyeceğiz. Her ihtimal hesaba katılarak tetikte ve teyakkuzda olmamız gerektiğini ifade ediyorum. Unutulmasın ki, Mescid-i Aksa'yı çok özledik, zalimlere karşı da öfkeyle ayaktayız."