Palandöken Gelişim Dergisi ve Atatürk Üniversitesi Ata Buz müzesi tarafından koordine edilen Atatürk ve Sanat Çalıştayı'na Prof. Dr. Mustafa Bulat, Prof. Dr. Mehmet Emin Kayserili, Doç.Dr. Celal Şengülalp, Dr. Öğretim Üyesi Basri Gençcelep ve Gazeteci Yazar Sinan Özçaylak konuşmacı olarak katıldı.
Çalıştay'ın açılış konuşmasını yapan ve Atatürk'ün sanata bakış açısını anlatan Prof. Dr. Mustafa Bulat, Sunumunda Atatürk’ün kurmuş olduğu, Yeni ve genç Türkiye Cumhuriyetinin çağdaşlaşma anlayışı içinde, Güzel sanatlarda elde edilecek başarıları Türk devriminin başarısına bir ölçü olarak kabul edildiğini belirterek, "Mustafa Kemal Atatürk, Güzel Sanatları, Eğitim, Bilim ve Kültür Devriminin bir parçası olarak görmüş ve Güzel Sanatların Devrimler içindeki yerini: ' Güzel sanatlarda başarı, bütün devrimlerin başarılı olduğunun en kesin delilidir. Bunda başarılı olamayan uluslara ne yazık ki bütün başarılarına karşın uygarlık alanında yüksek insanlık sıfatıyla tanınmaktan her zaman yoksun kalacaklardır.' ifadeleriyle açıklamıştır." dedi.
Çalıştayda adeta öğrencilerine nasihat niteliğinde bir sunum gerçekleştiren Prof. Dr. Mehmet Emin Kayserili de, "Bugün 10 Kasım, hüzünlüyüz çünkü bugünün anlamı bir başka, evet ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi bugün iki Mustafa Kemal’den biri bedenen yok aramızda Ama ölümsüz olan ikinci Mustafa Kemal burada. o benim o sizsiniz o kundaktaki bir çocuk o askerde görevi başındaki Mehmet o öğrencilerine ders anlatan bir öğretmen o fabrikada alın teriyle çalışan bir işçi o bir mühendis o bir hukukçu o Türkiye Cumhuriyeti’nin dört bir yanında düşünen, üreten bu ülkenin aydınlık yarınlarını inşa eden hepimiz" dedi.
Doç.Dr. Celal Şengülalp, Özellikle 80 darbesi sonrasında Atatürk'ün konu olduğu anıt heykeller üzerine bir sunum gerçekleştirdi. Sunumunda Şengülalp, Ticari kaygılarla yapılan ve sanattan uzaklaşarak ticari bir meta haline gelen, Atatürk heykelleri ile ilgili örnekleriyle bilgiler verdi.
Dr.Öğretim Üyesi Basri Gençcelep, ise Mustafa Kemal'in bir çok yerde görülmemiş fotoğrafları eşliğinde, Gazi'nin fotoğraflarını çeken isimler üzerinde durdu.
Gazeteci Yazar Sinan Özçaylak ise Mustafa Kemal Atatürk'ün Edebiyata bakış açısını, yayınlanan hatıralar üzerinden anlattı.
"Sanatı sevmek için sanatkâr, edebiyatı sevmek için de muhakkak edîb olmak, yani bizzat bir eser ortaya koymak şart değildir. Ancak Mustafa Kemal Hem bir edip hem de bir sanatkardı" diyerek söze başlayan Özçaylak, Mustafa Kemal Atatürk ile İsmail Habib Sevük arasında geçen edebiyat üzerine yapılan sohbeti diyaloglarıyla anlattı. Atatürk'ün bizzat dikte ettirdiği şiirleri de okuyan Özçaylak, Mustafa Kemal Atatürk'ün Edebiyat tanımını daizleyenlerle paylaştı. Özçaylak şunları söyledi; "Atatürk'ün edebiyat tanımı aynen şöyledir, 'Söz ve mânâyı, yani insan dimağında yer eden her türlü bilgileri ve insan kudretinin en büyük duygularını, bunları dinleyenleri veya okuyanları çok alâkalı kılacak surette söylemek ve yazmak sanatı. Bunun içindir ki edebiyat, ister nesir hâlinde olsun, ister nazım şeklinde olsun, tıpkı resim gibi, heykeltraşlık gibi, bilhassa mûsikî gibi güzel sanatlardan sayıla gelmektedir.' Bu sözleriyle Gazi Paşa askeri, siyasi, sosyal zekası ötesinde estetik tavrını da ortaya koymuştur."