Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar: “Nisan ayında askere alınacak 53 bin yükümlü gencimizin silah altına alınmasının ertelenmesini, birliklere yeni er gelmeyeceği için de Kasım 2019 celp döneminde silah altına alınanların hizmet süresinin bir ay uzatılmasını değerlendirdik” dedi
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "Bugüne kadar Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesinde gözümüz gibi sakındığımız Mehmetçik ile yeni gelecek evlatlarımızın salgına karşı korunması maksadıyla daha önce kritik dönemlerde uyguladığımız gibi Nisan ayında askere alınacak 53 bin yükümlü gencimizin silah altına alınmasının ertelenmesinin, birliklere yeni er gelmeyeceği için de Kasım 2019 celp döneminde silah altına alınanların hizmet süresinin bir ay uzatılmasının ve bir ay sonra konunun yeniden incelenmesinin uygun olacağı değerlendirilmiştir" dedi.
Milli Savunma Bakanlığında bugüne kadar korona virüs salgınına yönelik alınan önlemlerin ve sahadaki uygulamaların değerlendirildiği çok sayıda toplantı yapıldı. Çeşitli düzeyde yapılan toplantıların sonuncusu ise bugün Milli Savunma Bakanı Akar başkanlığında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ile Bakan Yardımcıları Yunus Emre Karaosmanoğlu, Alpaslan Kavaklıoğlu ve ilgili teknik personelin katılımıyla gerçekleştirildi. Bakanlık bünyesinde görev yapan Korona Virüs ile Mücadele Merkezi (KOMMER) yetkililerince önlemlere ve uygulamalara yönelik sunumun yapıldığı toplantıda komutanlar da çeşitli değerlendirmelerde bulundu.
Bakar Akar, “Başta Sağlık Bakanımız olmak üzere yurdumuzda ve dünyada tüm yetkililer tarafından önümüzdeki günlerin salgının yayılması bakımından çok daha kritik olacağı vurgulanıyor. Buna göre ilave ne tedbirler alabiliriz, sürekli planlama halindeyiz. KOMMER sistematik bir şekilde birlik ve karargahlarımız, ilgili bakanlık ve kurumlarımızla koordineli olarak 7 gün 24 saat sürekli risk ve durum değerlendirmesi yapıyor. Buna bağlı olarak da çözüm önerilerinde bulunuyor" ifadelerini kullandı.
"TSK, AİLELER VE TOPLUM İÇİN BÜYÜK RİSK"
Gençlerin ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarını karşılayan, modern, öngörülebilir, sürdürülebilir ve her vatandaşın temel askerlik eğitimini almasını sağlayan yeni askerlik sisteminin hayata geçirildiğini anımsatan Akar, zorunlu askerlik süresini 12 aydan 6 aya indiren sistemin başarıyla uygulandığını kaydederek, "Bu sistem içerisinde geçen celp döneminde yurt içinden gelen yaklaşık 35 bin gencimiz ile 1 Mart 2020 tarihinden itibaren yurt dışından gelen 659 personelimizi herhangi bir risk olmaması için 14 gün gözetim altında tuttuk. Bugüne kadar 93'ü erbaş ve er olmak üzere Covid-19 semptomlarına rastlanan toplam 223 personelimizi kontrol altında tutmaya devam ediyoruz. Bunlar arasında bulunan ve diyabeti de olan bir sivil memurumuzu kaybettiğimizi geçen hafta açıklamıştık. Şu anda bir doktor yarbayımız hariç durumu kritik olan personelimiz yoktur. İl ve ilçe sağlık müdürlükleri ile yakın iş birliği içinde tüm personelin muayene, test, gözetim ve tedavisini aralıksız sürdürüyoruz. Sivil memurumuza ve hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yarbayımıza ve tedavi gören diğer personelimize ve vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum” ifadelerini kullandı.
Terhis edilecek er ve erbaşların da terhisten önce 14 gün kontrol altında tutulduktan sonra il veya ilçe sağlık müdürlükleri ile koordineli olarak terhis işlemlerinin yapıldığını dile getiren Akar, şunları söyledi: "Aldığımız tüm bu tedbirlere rağmen celp ve terhislerin bu aşamada yapılmasının Mehmetçik, toplum ve TSK için bir risk oluşturduğunu değerlendirdik, gördük, görüyoruz. Önümüzdeki dönemde jandarma dahil 53 bin kişi celp kapsamında gelecek, 66 bin kişi de terhis olacaktır. Yurdumuzun her köşesinde ve yurt dışında görev yapan Mehmetçiğin bu görev değişimi yurt çapında en az 120 bin kişilik çok kapsamlı bir hareketliliğe sebep olacaktır. Aile bireyleri ve diğer yakınları dikkate alındığında bu rakamın 500 binlere varacağı değerlendirilmektedir. Kışladan sağlıklı çıkanların evlerine, evlerinden sağlıklı çıkanların kışlalara virüs bulaşmadan ulaşmaları bu ortamda çok riskli ve hatta mümkün de olmayabilir. Bu da hem TSK için hem de aileler ve toplum için büyük tehlike ve risk demektir. Bu hareketlilik, bugüne kadar karantina, şehirlerin izolasyonu, sokağa çıkma yasağı gibi sosyal hareketliliği asgariye indiren tedbirlerle yurt genelinde ve TSK bünyesinde sağlanan kazanımlara çok ciddi büyük zararlar verebilir. Buna bağlı olarak özellikle operasyon birliklerimizde meydana gelecek bir virüs salgını yurt içi, yurt dışı operasyonlarımızı tehlikeye sokabilir."
"CUMHURBAŞKANIMIZIN ONAYLARINA SUNULACAK"
Bu kapsamda TSK'nın komuta kademesi ve ilgili personelle değişik çözümler üzerinde kapsamlı çalışmalar yaptıklarını dile getiren Akar, "Bugün yaptığımız nihai toplantı sonucunda bugüne kadar TSK bünyesinde gözümüz gibi sakındığımız Mehmetçik ile yeni gelecek evlatlarımızın salgına karşı korunması maksadıyla daha önce kritik dönemlerde uyguladığımız gibi Nisan ayında askere alınacak 53 bin yükümlü gencimizin silah altına alınmasının ertelenmesinin, birliklere yeni er gelmeyeceği için de Kasım 2019 celp döneminde silah altına alınanların hizmet süresinin bir ay süre ile uzatılmasının ve bir ay sonra konunun yeniden incelenmesinin uygun olacağı değerlendirilmiştir. Bildiğiniz gibi daha önce bedelli askerlik ile personelimizin atamaları ve uzun süreli görevlendirilmeleri de ertelenmişti. Çalışma sonuçları en kısa zamanda Sayın Cumhurbaşkanımızın onaylarına sunulacaktır. Bahsettiğimiz terhis ve celplerin ertelenmesi ile ilgili düzenlemeleri, milletimizin bağrından çıkan TSK’nin operasyonlarına ve diğer faaliyetlerine herhangi bir olumsuz etkisi olmayacak şekilde planladık” açıklamasını yaptı.
Mehmetçiğin, TSK’nın ve halkın sağlığı ve yararı için kışla ve karargahlara giriş ve çıkışın bir müddet daha çok sıkı kontrol altında tutulmasının hayati önem taşıdığını belirten Akar, şunları dedi:
"Yurt içi ile yurt dışındaki birlik, karargah ve kurumlarımız teyakkuz halinde olup, bu salgın riskine karşı her türlü tedbir proaktif olarak alınmakta, amansız bir mücadele yürütülmektedir. Bugüne kadar asil milletimizin sevgisi, güveni ve duasından aldığımız ilhamla nasıl ki görev ve sorumluluklarımızı, teröre karşı mücadelemizi birlik, beraberlik içerisinde yerine getirdiysek bu virüse karşı yürüttüğümüz mücadelede de değerli halkımızla birlikte başarılı olacağımızdan şüphemiz yoktur. Bu amansız mücadelede başarılı olabilmek için fedakarlık ve sorumlu davranış esastır. Sonuç olarak şu anda ülkemizin güvenlik ve bekası için altı büyük operasyonu kahramanlık ve fedakarlıkla, ölürsem şehit kalırsam gazi anlayışı ile yürüten Mehmetçiğe, peygamber ocağı olarak da bilinen TSK’ya asil milletimizin bu konuda da gerekli desteği sağlayacağına inanıyoruz."