Adalet Bakanlığı ile Şiddetle Mücadele Vakfının (HEGEM) hazırladığı “İnsan Hakları ve Şiddetle Sivil Mücadele Bilincini Güçlendirici Saha Aktörleri Yetiştirme Projesi” kapsamında düzenlenen programa, proje ortağı olan Atatürk Üniversitesi adına Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı katıldı.
Projenin öncü hedefleri arasında yer alan ‘Kampüs Arabuluculuğu' programı ile üniversite içerisinde beraber yaşama kültürünü artırmayı ve arabuluculuğun toplumda yaygınlaştırmayı hedefleyen programın açılış töreninde Rektör Çomaklı’nın yanı sıra; HEGEM Başkanı Adem Solak, TOBB Uyum Arabuluculuk ve Uyuşmazlık Çözüm Merkezi Genel Müdürü Onur Yüksel, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürü Hakan Öztatar ile 7 bakan temsilcisi, 22 üniversite rektörü ve diğer ilgililer yer aldı.
ÇOMAKLI: “DEVLETİMİZİN YÜRÜTTÜĞÜ POLİTİKALAR BİZE DÂİMA YOL GÖSTERİCİ OLMUŞTUR”
Ankara’da, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinde (TOBB) düzenlenen projenin ortaklarından olan Atatürk Üniversitesi adına kürsüye çıkan Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı, insana değer vermenin, onun yaratılış üzere yaşamasını temin etmek ve doğuştan kazandığı hakları gözetmekle ancak mümkün olduğunu belirterek, insanın en temel ihtiyaçlarının giderilmesi ve haklarının muhâfaza edilmesi sadece onun sorunu değil aynı zamanda tüm insanlığın sorunu olduğuna dikkat çekti.
“İnsan köle değil, ‘kul’dur” diyerek sözlerini sürdüren Rektör Çomaklı: “Bu kulluk, onu değerli olarak yaratan ve Âdem olarak yücelten Allah’adır yalnızca. İnsan, her şeyden evvel bu kutsal sebeple insanlık adına korunmalı, şiddetin tuzağından uzak tutulmalı ve hakları konusunda gerekli titizlik, itina gösterilmelidir. Atatürk Üniversitesi bütün bileşenlerini bu düşünce üzerine şekillendirmiş, insanı merkeze alarak yapılanmıştır. Yönetim görevi bize tevdi edildiği günden bu yana bütün çalışmalarımızın odağında bu bilinç yer almıştır. Biz biliyoruz ki, insanı ve kâinatı emanet gören bu perspektiften bakarak vereceğimiz eğitimle ancak temelinde huzur ve kardeşliğin yer aldığı yeni bir dünya tasavvurunu gerçekleştirebiliriz. Devletimizin şiddet ve insan hakları ihlâllerinin önüne geçmek üzere attığı adımlar, yürüttüğü politikalar bize dâima yol gösterici olmuştur” dedi.
“PROJEDE YER ALMAKTAN VE BU SAMİMİ ÇALIŞMAYA KATKI SUNMAKTAN MUTLULUK DUYUYORUZ”
Bu bağlamda Yeni Nesil Üniversite Tasarım ve Dönüşüm Projesi kapsamında Atatürk Üniversitesi bünyesinde kurulan İnsan Hakları ve Şiddetle Mücadele Bilincini Güçlendirme Uygulama ve Araştırma Merkezinin çalışmalarını yukarıda ifade edilen bilinç ve inançla sürdürüldüğünü aktaran Rektör Çomaklı: “Cumhurbaşkanlığı 11. Kalkınma Planı ve İnsan Hakları Eylem Planı çerçevesinde Adalet Bakanlığı ile Şiddetle Mücadele Vakfının katkılarıyla hayata geçirilecek olan projede yer almaktan ve bu samimi çalışmaya katkı sunmaktan mutluluk duyuyor, projenin hayırlara vesile olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.
“İnsanca Yaşama Hakkının Birinci Sırasına Şiddetsiz Yaşama Hakkını Koymak Gerekir”
Açılış töreninde konuşan HEGEM Başkanı Adem Solak ise, şiddeti tam anlamıyla kavrayamamanın çözümde eksikliklere yol açtığını söyleyerek: “Şiddet zor ve sıkıntılı bir konu. İnsanca yaşama hakkının birinci sırasına güvenliği koymak, şiddetsiz yaşama hakkını koymak gerekir. Gündelik yaşamda şiddeti daha çok medya üzerinden yaşanan son bir olay üzerinden anlama ve algılama yanılgısına düşüyoruz. Bu da gerçekten bizim bu mesele üzerinde eksik kalmamıza sebep oluyor. Biz şiddeti bir olgu olarak ele almadığımız zaman ciddi bir şeyler eksik kalıyor. Cinsiyete dayalı aldığımız zaman ciddi bir şeyler eksik kalıyor. Şiddeti tanımlamada, anlamada sıkıntımız var. Tanımlama, anlama eksik olunca önleme de sıkıntıya düşüyor. Hepimiz şiddetin içerisindeyiz, maruz kalmışız. Şiddeti doğru anlamanın önemi, sahada çalışmaları doğru organize etmenin altında yatmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.
“Beraber Yaşama Kültürünü Artırmak Adına İçin Bu Projeyi Başlatıyoruz”
İnsanların problemlerini şiddete başvurmadan çözmelerini amaçladıklarını belirten Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürü Hakan Öztatar: “Bugün burada arabuluculuğun bir barış kültürü olduğunu konuşmak üzere geldik. Burada biz üniversiteler içerisindeki barış ortamının oluşturulması, değerlendirilmesi, barış kültürünün oluşturulması ve bu anlamda da oradaki uyuşmazlıkların barışçıl şekilde çözümlenmesini konuşmak için geliyoruz. Bugün sizlerle birlikte üniversitelerimizde bir başka projeyi başlatıyoruz. ‘Kampüs Arabuluculuğu' dediğimiz, kampüs içerisindeki gerek öğretim üyelerimiz arasındaki dargınlıklar, öğrenciler ile aralarındaki küskünlükler, hukuk ve ceza konusu olmayan, barış içerisinde üniversite içerisinde yaşam kalitemizi artırmak adına, beraber yaşama kültürünü artırmak adına için bu projeyi başlatıyoruz. Amacımız, toplumun barışçıl şekilde dönüşümüne bir katkı sağlamak. Sorunların iletişimle, müzakereyle çözümlemesine kavuşmasını sağlamak. Sonucunda da bir barış projesi olan arabuluculuğun toplumda yaygınlaşması, insanlarımız arasında kavga olmadan sorunların çözülebilme becerisinin artması” şeklinde konuştu.
PROJE NEYİ HEDEFLİYOR?
“İnsan Hakları Danışmanı, Şiddetle Sivil Mücadele Formatörü ve Sosyal Arabulucu” nitelikli etkin saha aktörleri yetiştirilmesini temel eylem alanı olarak alan bu çalışma aslında bir projeden ziyade, çok sayıda bilimsel araştırmanın ve yürütülmüş başarılı projelerin, toplumun acil sosyal sorunları ve ihtiyaçları doğrultusunda sistemetize edilerek, ülkede sosyal politikalara koşulması stratejisidir.
Projenin en önemli amacı; temel insan haklarına yönelik en büyük risk olan şiddeti daha ortaya çıkmadan önlemek için aile, okul ve diğer sosyal ortamlarda etkin tedbirler almak; şiddet bağlamında yaşanan veya yaşanabilecek psiko-sosyal travmalar riskine karşı acilen koruyucu, iyileştirici, onarıcı hizmet modellerini hayata geçirerek bütün ülke düzeyinde “sosyal dokuyu güçlendirmek, şiddetle ve suçla sivil mücadele ağı" oluşturmaktır.