Atatürk Üniversitesi Senatosu, Peygamber Efendimiz'e (s.a.v.) yönelik kin ve nefret dolu söylemlere karşı kınama mesajı yayımladı.
Alınan kararda şu ifadelere yer verildi:
2005 yılında Danimarka’da Jyllands-Posten adlı gazetenin yayımladığı çirkin karikatürlerle batı dünyasında fitili ateşlenen ve Hazreti Peygamberimize hakaret içeren söylem, son günlerde, İslam'ı “krizde olan bir din", Fransa'daki Müslümanları da ayrılıkçı fikirleri savunmakla suçlayarak İslâm dinini hedef gösteren Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından tekrar gündeme getirilmiş ve Müslüman dünya rencide edilmiştir.
İfade özgürlüğü kisvesi altında Charlie Hebdo Dergisi’nde Hz. Muhammed'e (s.a.v.) yönelik hakaret içerikli karikatürler yayınlanmış, Macron'un bu tür karikatürleri yayınlamaktan geri durmayacaklarını açıklamasının ardından söz konusu çirkin karikatürler ülkedeki bazı kamu binalarına yansıtılmıştır.
Kutsal değer tanımayan, ifade özgürlüğü adı altında sistematik olarak İslamiyet’e saldıran, Müslümanları hedef alan paylaşımlarıyla sıkça gündeme gelen Charlie Hebdo Dergisi yayınladığı karikatürle Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına da ahlâksızca saldırmıştır.
Macron ve benzerlerinin, Kur’an’ın tebliğcisi, uygulayıcısı ve en güzel örneği olması hasebiyle Müslümanların birliğini ve dirliğini temsil eden Hz. Peygamber’i, sadece gayri Müslimlerin değil, Müslümanların da gözünde küçük düşürmek suretiyle onu Müslümanların yaşamlarından çekip alma ve bu şekilde tıpkı Yahudilik, Hristiyanlık ve diğer dinlerde olduğu gibi somut örneksiz bir din algısı oluşturma gayreti içinde oldukları görülmektedir.
Macron’un açık bir provokasyonu olan “İslâm krizde” açıklaması ve “İslâm’ın yapılandırılmasından” bahsetmesi, saygısızlıktan öte, açıkça hadsizlik ve edepsizliktir. Anlamı barış olan yüce dinimizi aydınlatma bahanesiyle yanlış ve çarpık yaklaşımlara konu etmek Fransa’nın haddi değildir.
Bu tür saldırıların Sevgili Peygamberimizin mesajını daha iyi anlamak, tüm dünyaya anlatmak ve onun rehberliğinde birlik olmak hususunda bizleri daha fazla güçlendireceği bir gerçektir.
Semavi kitaplar ve ilahi peygamberler tüm insanlığın ortak değerleridir ve insanlığın cehalet ve karanlıktan kurtulup ileri seviyede medeniyet tesis etmelerinde en etkin role sahiptir. Bu bakımdan semavi kitaplar ve ilahi peygamberler mukaddestir ve tüm milletler nezdinde büyük bir saygınlığa sahiptir.
Tüm dünyada semavi dinlerin mensuplarının barışçıl bir ortamda karşılıklı saygı içerisinde yaşaması gerekirken ne yazık ki batılı devletlerin komplo projeleri çerçevesinde bu barışçıl ortam kundaklanmakta ve dinler arası düşmanlık tohumları ekilmektedir.
Müslümanların duygularına, İslam Dininin mukaddesatına, hassaten Hazreti Muhammed’in (s.a.v.) şahsının temsil ettiği dinî sembollere ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a yapılan bu sistematik hakaret ve saldırıları şiddetle kınıyor; inancımızın bize sunduğu engin hoşgörü ile tüm dinlerin barışçıl bir ortamda saygı içinde bir arada yaşamaları gerektiğine olan inancımızı ifade etmek istiyoruz.
Macron’un ve onunla aynı zihniyeti taşıyanların bu kısır, provokatif, çirkin ve nefret tohumları saçan politikalarını hak etmediğini düşündüğümüz sağduyulu Avrupalıları, aydınlık bir gelecek için bu tehlikeli gidişe karşı inisiyatif geliştirmeye davet ediyor, Fransa'ya da İslam'ı hedef alan ve dünya genelinde bir buçuk milyardan fazla Müslümanın duygularını inciten ayrımcı politikalarını gözden geçirme çağrısında bulunuyoruz.
Nereden gelirse gelsin dinimize, kültürümüze, milletimize ve devletimize yönelik iğrenç saldırılar karşısında asla sessiz kalmayacağımızın bilinmesini istiyoruz.’