Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Başkanı Savaş Eğilmez, ASALA Terör Örgütü'nün kendisine öncü olarak kabul eden Nubar Ozanyan terör Taburunun kuruluş amacının sözde Ermeni soykırımı üzerinden uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmek, SDG'nin kazanmalarını sonuna kadar müdafaa etmek ve Ermeni halkını, dilini ve kültürünü korumak şeklinde tanımlandığını ancak Ermeni meselesi için kurulmuş yapılanmada Ermenilerin olmadığını, tabur içinde YPG’de faaliyet göstermiş kadın teröristlerin yer aldığını söyledi.
Yeniden Ermeni-PKK ittifakının gündemde olduğunu ifade eden ASİMED Başkanı Eğilmez, “Gerek hüküm sürdüğü coğrafyadan, gerekse tarihten gelen mirası, devletimizi amacı aynı olan birçok kötülükle karşı karşıya bırakmıştır. Ve görünen o ki bu durum değişmeden devam edecektir. Ünlü tarihçi Hammer, Türkleri şu şekilde ifade eder; “Türk, Heredot'tan, Tevrat'tan çok eski yüzyılların tanıdığı bir ulustur. Sadelik içinde görkem, sükûnet içinde ihtişam, tahakküm kabul etmeyen bir yüreklilik, alabildiğine geniş bir fetih aşkı, sonsuz bir teşebbüs kabiliyeti, bölgelere uymaktan çok bölgeleri kendine uydurma zevki ve alışkanlığı Türk milletinin asırlar dolduran tarihinde açıkça görülür.” Avusturyalı tarihçinin Türkler hakkında söylediği bu cümlenin her kelimesi doğrudur. Bugün dünyayı yönetenler, bu özelliklerin bilincinde oldukları için, yüzyıllardır bu devleti güçlendirmemek adına her türlü oyunu sahneye koyuyorlar. Bu oyunların en alçakça olanı da uzun bir süredir yaşadığımız terör olaylarıdır. Türkler, en genç devletleri Türkiye Cumhuriyeti tarihinde önce ermeni asala terör örgütünü hemen sonra bölücü terör örgütünü tanıdı. Onların cinayetlerine maruz kaldı. Sonraki gelişmeler gösterdi ki aslında bu iki örgüt kolektif çalışmalar yürüten bir yapıya sahipti. Kuruluş amaçları, hedefleri ve beslendikleri odaklar aynıydı. Çünkü bu örgütleri kuranlar ve yönlendirenler aynı merkezlerdi” dedi.
“Türkiye’ye karşı terör silahı”
Türkiye ve Türklere yönelik terör örgütlerinin, çoğunlukla aynı kaynaklardan beslendiğini ve gerektiğinde işbirliği yaptıklarını kaydeden ASİMED Başkanı Eğilmez, “PKK ve ASALA terör örgütleri, 8 Nisan 1980 tarihinde Lübnan'ın Sidon kentinde ortak bir basın toplantısı düzenleyerek, Türkiye'ye karşı bir deklarasyon yayınlamışlardı. PKK ve ASALA sadece Türkiye konusunda değil Kafkasya'da da ortak eylem kararına varmışlardı. 19-20 Mayıs 1992 tarihinde bir grup PKK terör örgütü mensubu, 3 araçla İran'ın Urumiye kentinden Ermenistan'a geçmişler ve Azeri Türklerine karşı savaşmışlardı. Yani ASALA-PKK ittifakı yeni bir şey değildir. Bu işbirliği çok 1980’lerden beri vardır ve hala devam etmektedir. Türkiye karşıtı kirli ittifaklar şimdi de başka bir alçaklığın peşine düşmüş durumda. Bu sefer de PKK/PYD/YPG içine odaklanmış yeni bir mikro terör örgütünü devreye soktu” diye konuştu.
Ermeni terör taburu
Terör örgütünün Ermeni kolu olarak kurgulanan sözde Nubar Ozanyan Taburu adlı bu örgütün adını, 2017'de öldürülen terörist Ozanyan'dan aldığını belirten Eğilmez, “Örgüt, PKK/PYD güdümündeki Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) bağlı teröristlerden oluşuyor. PYD'nin ABD'den aldığı desteği güçlendirmek üzere uluslararası kamuoyunun dikkatini başka bir açıdan da Suriye'ye çekmek amacında olan bu terör grubu şimdilik 40-50 kişiden oluşuyor. PKK/PYD/YPG terör örgütü, bu Ermeni grubu SDG' nin bölgedeki tüm azınlıkları temsil ettiği söylemlerini gerçekçi göstermek için kullanmaya çalışıyor. ASALA Terör Örgütü'nü kendisine öncü olarak kabul eden Nubar Ozanyan terör Taburu, kuruluş amacını; “sözde Ermeni soykırımı üzerinden uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmek, SDG'nin kazanmalarını sonuna kadar müdafaa etmek ve Ermeni halkını, dilini ve kültürünü korumak” şeklinde tanımlıyor. Örgüt içindeki silahlı unsurların büyük çoğunluğu, Ermeni olmayan, bölgenin yerel halkıyla da bağlantısı bulunmayan, PKK/PYD/YPG'ye bağlı terörist unsurlardan oluşuyor. Yani sözde Ermeni meselesi için kurulmuş yapılanmada Ermeni yok. Ayrıca tabur içinde bünyesindeki unsurlar içerisinde tamamı YPG/YPJ'de faaliyet göstermiş kadın teröristler de yer alıyor. Sözde taburun komutanlığını TKP/ML yanlısı Marksist/Leninist görüşleri ile tanınan Monte Vartanyan, yardımcılıklarını ise Nubar Melkonyan ile Masis Mutanyan yürütüyor. Söz konusu terör taburu Haseke/Tel Tamir cephesinde SDG saflarında faaliyet gösteriyor. Sonuç olarak Türk Milleti ve Devletine kaşı her türlü hainliği yapan terör örgütünün bu çabası da amacına ulaşamayacak, bu terör grubu da diğerleri gibi Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından imha edilecektir. Biz de dernek olarak bu terör grubunun asıl amacının ne olduğunu anlatan dosyamızı mail yoluyla dünyanın önde gelen sivil toplum örgütlerine ve basın yayın kuruluşlarına gönderdik” şeklinde konuştu.