TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İsrail’in, İslam dünyasının paramparça olmuş, inisiyatifsiz ve hiçbir karar alamayan durumundan güç aldığını belirterek, “Burada da inisiyatif alacak, ortaya çıkıp söz söyleyecek komşu ülkelerimiz başta olmak üzere bütün İslam dünyasının bir uyanışa doğru hareket etmesini sağlayacak yine Türkiye'dir. Onun için diyoruz ki Türkiye, Türkiye'den ibaret değil. Hem zalime karşı ‘Dur’ demesini bilen hem de mazlumların yanında durması gerekenlere, ‘Sizin yerimiz mazlumların yanıdır’ diyerek hatırlatacak neredeyse yegane ülke Türkiye'dir.” dedi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Devlet Su İşleri (DSİ) Konferans Salonunda Trabzon Valiliği tarafından düzenlenen Sivil Toplum Buluşması Programı’nda yaptığı konuşmada, toplumun sesi, nabzı olarak gördüklerin sivil toplum kuruluşlarının Türkiye’nin ve şehrin meseleleri hakkında neler düşündüğünü dinlemeyi ve istifade etmeyi önemsediklerini ifade ederek, toplantıda emeği geçenlere teşekkür etti.
Cumhuriyetin ikinci asrının “sözü güçlü, gücü tesirli bir Türkiye’nin yüzyılı” şeklinde gerçekleşmesi için hep birlikte mücadele etmek gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, “Türkiye’nin, güçlü ve büyük Türkiye olma hedefi, siyasi seçenekler içerisinde bir seçenek değil, Türkiye’nin varlık meselesidir. İleriye doğru bu atılımı hep beraber gerçekleştirmek durumundayız. Siyasi fikirlerimiz farklı olabilir, dünya görüşlerimiz farklı olabilir, bazı yorumlarımızda farklılıklar olabilir ama ortak bir noktada buluşmak ve yürümek mecburiyetindeyiz. Türkiye Yüzyılı’nı da böylesine önemli, anlamlı bir hedef olarak ortaya koyduğumuzu ifade etmek isterim.” diye konuştu.
Anadolu topraklarına adım atıldığından bu yana milletin önüne hep yeni hedeflerin konulduğunu belirten Kurtulmuş, “Şimdi önümüzde yeni bir çağın kapıları açılıyor. Bu anlamda Türkiye’nin yeni hedefleri önüne koyması lazım. Bu aziz milletin iki gününü eşit geçirmemesi gerekir. Onun için güçlü büyük Türkiye olabilme idealini, sözü güçlü, gücü tesirli Türkiye’nin yüzyılı olma idealini hep beraber benimseyerek, her birimizi ne iş yapıyorsa o işi en iyi şekilde gerçekleştirmek ve bu milli hedeflerimiz çerçevesinde varlığımızı sürdürmek zorundayız.” şeklinde konuştu.
Kurtulmuş, sivil toplum kuruluşlarının da kendi görev alanlarında fevkalade başarılı olmalarını arzu ettiklerini belirterek, “Devlet olarak bizim beklentimiz, sivil toplum kuruluşlarına şunu yapın, bunu yapın demek değil, sivil toplum kuruluşlarının önünü açarak millete hizmet etmek ve eksik kalan alanlardaki faaliyetlerini sürdürebilmesini temin etmek; her bir sivil toplum kuruluşunun da kendi alanında ana akım kuruluşlardan birisine yardımcı olmaktır. Sizlerden beklentimiz siyasetin içerisinde, gölgesinde olmaktan ziyade yaptığınız işleri en iyi şekilde yaparak siyasete, ülke yönetimine katkı sunmayı, milletin geleceğine katkı sunmayı gerçekleştirebilmenizdir.” ifadesine yer verdi.
“SAĞLAM BİR TOPLUMSAL YAPI İÇİN İNŞALLAH YENİ BİR ANAYASAYI YAPMAK DA BU DÖNEMDE MÜMKÜN OLUR”
Kurtulmuş, Türkiye’nin demokrasisinin de güçlü olması gerektiğinin altını çizerek, şöyle konuştu:
“Ümit ederim ki, toplumsal yapımızın, demokrasimizin güçlenmesi için başta yeni bir anayasa çalışması olmak üzere demokratik, özgürlükçü, insan esaslı, kapsayıcı, kuşatıcı bir anayasayı yapmak Türkiye’de artık mümkün olur. 1980 darbesiyle gelen 1982 Anayasası, 1961 Anayasası’ndan aldığı mirasla maalesef Türkiye’de, milletin değil, anayasayı dipçik zoruyla yapan birtakım insanların, seçkinlerin iradesini yansıtmaktadır. Çok değişiklikler yapıldı ama hala ruhunun anayasa metinleri içerisinde olduğunu biliyoruz. Ümit ediyorum ki sağlam bir demokrasi, sağlam bir toplumsal yapı için inşallah yeni bir anayasayı yapmak da bu dönemde mümkün olur.”
“CUMHURBAŞKANIMIZ OLMAK ÜZERE TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN BÜTÜN YETKİLİLERİ HER PLATFORMDA TÜRKİYE'NİN DURUŞUNU DÜNYAYA SÖYLÜYOR”
Türkiye’de her anlamda ileriye atılımları gerçekleştirmek için eğitimden sanata, edebiyata, spordan her alandaki teknolojik gelişmeye kadar büyük atılımların gerçekleştirilmesi gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, şunları kaydetti: “Türkiye büyük ve güçlü bir ülke olmak zorundadır. Sadece kendisi için değil, sadece 85 milyon vatandaşımızın geleceği için değil, Türkiye, dünyanın mazlum ve mağdur milletleri için de güçlü ve büyük olmak mecburiyetindedir. Her olay, her sınama bunu karşımıza bir kere daha getiriyor. İşte en son Gazze'de masum insanlara, sivillere yapılan saldırı karşısında Türkiye'nin tavrı ayan beyan ortadadır. Dünyada neredeyse, hele hele Batılı ülkelerin önemli bir kısmı saldırgana, zalime, orada katliam yapana, soykırıma varacak derecede bir katliamı tesis edenlere arka çıkarken, sınırsız destekler verirken uluslararası bütün platformda neredeyse bazı ülkelerin İsrail'den daha fazla İsrailci bir tavır içerisinde katliama destek olması devam ederken, Allah'a çok şükür, başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün yetkilileri her platformda Türkiye'nin tezlerini ve duruşunu dünyaya söylüyor.
Bu sadece duruşumuzu ortaya koymak bakımından çok acil gördüğümüz insani yardımlar ve ateşkesin sağlanması için de ortaya koyulan fevkalade büyük bir çabadır. İnşallah bundan da sonuç alınabileceğini ümit ediyoruz. Üzülerek ifade ediyorum ki İsrail'in en büyük gücü sadece elindeki büyük savaşma kabiliyeti silahları değildir, sadece arkasında Amerika başta olmak üzere birtakım Batılı ülkelerin verdiği koşulsuz destekler değildir, bunun da ötesinde ve belki de bundan daha da önce, İslam dünyasının paramparça olmuş hali, inisiyatifsiz ve hiçbir karar alamayan içinde bulunduğu bu durumdur. Burada da inisiyatif alacak, ortaya çıkıp söz söyleyecek komşu ülkelerimiz başta olmak üzere bütün İslam dünyasının bir uyanışa doğru hareket etmesini sağlayacak yine Türkiye'dir. Onun için diyoruz ki Türkiye, Türkiye'den ibaret değil. Hem zalime karşı ‘Dur’ demesini bilen hem de mazlumların yanında durması gerekenlere, ‘Sizin yerimiz mazlumların yanıdır’ diyerek hatırlatacak neredeyse yegane ülke Türkiye'dir.”
“GÜÇLÜ VE BÜYÜK TÜRKİYE'NİN YOLU, GÜÇLÜ ŞEHİRLERDEN GEÇİYOR”
Türkiye’nin büyük sınamalarla, büyük tehditlerle karşı karşıya olmasına rağmen büyük imkanlarla da karşı karşıya olduğunu belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti: “Bu anlamda birlik, dirlik içerisinde, beraberlik içerisinde, basit gündelik meseleleri yolumuzu tıkayan birtakım tartışma meseleleri haline dönüştürmeden, milletimizin ortak menfaatlerini hepimizin kendi menfaatlerinin çok daha önüne koyarak inşallah böyle bir Türkiye'yi geciktireceğiz. Güçlü ve büyük Türkiye'nin yolu, güçlü şehirlerden geçiyor. Bu şehirlerin kurulması, o şehri yöneten kişilerin, o şehirdeki sivil toplum kuruluşlarının, o şehirde var olan fabrikaların, organize sanayi bölgelerinin, spor kulüplerinin, üniversitelerin, araştırma merkezlerinin ortak işidir. Bu anlamda Trabzon'u daha ileriye götürmek sadece Trabzonlular olarak sizin övünç duyacağınız bir sonucun ötesinde Türkiye'nin önünü açacak önemli bir başarının da altına imza atmak demektir.”
Sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin de söz aldığı programda Kurtulmuş, sorulara cevap verdi.
Programa Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve AK Parti Trabzon Milletvekili Mustafa Şen, AK Parti Trabzon Milletvekilleri Yılmaz Büyükaydın, Vehbi Koç ve Adil Karaismailoğlu, AK Parti Ordu Milletvekilleri Mustafa Hamarat ve İbrahim Ufuk Kaynak, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Atilla Ataman, Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Şadan Eren ile sivil toplum kuruluşu yöneticileri katıldı.