Başbakan Binali Yıldırım, Çankaya Köşkü'nde Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu, soruları cevapladı.
Başbakan Yıldırım, "Demokrasiye, hukuka, vatandaşlarımıza yapılan bu alçak saldırı, milletimizin dirayeti demokrasiye ve siyasi iradeye sahip çıkması sonucunda akamete uğratılmıştır, başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Türkiye böylece büyük bir beladan daha kurtarılmıştır." dedi.
Halkın, siyasilerin ve Türk medyasının desteğiyle darbe kalkışmasının boşa çıkarıldığını belirten Yıldırım, "15 Temmuz darbe kalkışmasını demokrasi bayramına çeviren aziz halkım, demokrasiye, hukuka, vatandaşlarımıza yapılan bu alçak saldırı milletimizin dirayeti demokrasiye ve siyasi iradeye sahip çıkması sonucunda akamete uğratılmıştır, başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Türkiye, böylece büyük bir beladan daha kurtarılmıştır. Bu kalkışma şüphesiz en başta milletimizim ülkesine, geleceğine sahip çıkma iradesi ile başarısızlıkla sonuçlandırılmıştır." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Millet bedel ödemesin, gerekirse biz bedel ödeyelim" diyerek ortaya bir irade koyduğunu vurgulayan Yıldırım, "Hükümetimizin de olayı sükunetle ve büyük bir kararlılıkla karşılayıp, gereken adımları vakit geçirmeden atmış olmasının da büyük bir katkısı vardır." değerlendirmesinde bulundu.
Yıldırım, teşekkür edilmesi gereken birçok kişi ve kurum bulunduğuna işaret ederek, "Her şeyden önce bu olay kamuoyuna mal olduğu andan itibaren bizimle temasa geçen CHP, MHP, HDP yöneticileri bunun başka bir şey olduğunu ve burada parti hesabı asla yapılamayacağını millete karşı yapılan bu alçakça girişimin karşısında olduklarını ve bize, Hükümete her türlü desteği vermek konusunda hazır olduklarını ifade ettiler. Biz de Sayın Genel Başkanlara teşekkür ettik." dedi.
Görüş, ideoloji ve parti farkı gözetmeksizin herkesin meydanlara indiğine ve demokrasi nöbetine dahil olduğuna dikkati çeken Yıldırım, "Gösterdikleri bu asil davranıştan dolayı bütün siyasi partilerimize, onların taraftarlarına ve liderlerine milletim adına teşekkür ederim." ifadesini kullandı.
Başbakan Yıldırım, Türk medyası ve Türk basın yayın kuruluşlarına da teşekkür ederek, "Böylesine olağanüstü bir durumda Türk milletine yakışır, Türkiye Cumhuriyeti'nin değerlerine yakışır bir anlayışla darbenin asla ve asla meşruiyet kazanamayacağı ve bunun Türkiye'nin geleceğine darbe olduğu, darbe girişimi olduğu tezinden hareketle çok milli bir duruş gösterdiler, istisnasız bütün basın yayın medya kuruluşları. Bunun için de bütün medya kuruluşlarımıza milletimiz adına teşekkür ediyoruz." diye konuştu.
FETÖ'nün darbe girişimine karşı sokağa inen vatandaşların mücadelesine dikkati çeken Yıldırım, o gece gördüğü bir fotoğrafa işaret ederek şöyle devam etti:"Bir fotoğraf gördüm, çok etkiledi beni. Çarşaflı bir hanımefendi bir kamyonun direksiyonunda yanında da başı açık, modern giyimli bir kadın muavin koltuğunda oturuyor, kamyonun arkasında da hınca hınç insan meydana süratle gidiyorlar. İşte Türkiye'yi birleştiren değer budur. Bu fotoğraf, gözlerimden damlaların düşmesine sebep olan fotoğraftır. Ayrımız gayrımız yok, biz birlikte Türkiye'yiz. Bunu, bu aziz millet 15 Temmuz gecesi bir kez daha ispat etmiştir. Milletimize teşekkür ediyoruz, şükranlarımızı sunuyoruz."
Ayrıca bu süreçte valiler, emniyet müdürleri, kaymakamlar ve bütün mülki amirlerin canla başla mesai mefhumu dikkate almaksızın çalıştığını ve çok büyük iş başardığını vurgulayan Yıldırım, "Özellikle, kahraman polislerimiz, canlarını siper ederek bu alçaklara gereken cevabı vermişlerdir. Bu vesileyle demokrasi mücadelesinde, darbe girişimini çökertme mücadelesinde, hayatını ortaya koyan sivil şehitlerimize, polis şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, milletimizin başı sağ olsun. Yaralananlara acil şifalar diliyorum" ifadesini kullandı.
BUNLAR ASKER ELBİSESİ İÇERİSİNDE GİRMİŞ ELİ KANLI CANİLERDİR
Başbakan Yıldırım, bu darbede bir şeyi özellikle dikkate almak gerektiğine işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:"Her ne kadar bu darbe girişimi, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde başlatılmış olsa da bunu yapmaya kalkışanların Türk Silahlı Kuvvetleri'nin vatanını, milletini, bayrağını seven subay astsubay ve mensuplarıyla zerre kadar alakası yoktur. Bunlar, asker elbisesi içerisine girmiş eli kanlı canilerdir, terör örgütünün mensuplarıdır. Onun için değerlendirmeleri yaparken, aziz milletimden hükümetimiz olarak talebim şudur; lütfen bu canilerle Silahlı Kuvvetlerimizi aynı tutmayın ve Silahlı Kuvvetlerimiz ülkemizin göz bebeğidir, bölücülükle mücadelede, emniyet kuvvetlerimiz, Silahlı Kuvvetlerimiz büyük bir mücadele vermektedir. Dolayısıyla bu hain girişimde bulunanların asla ve asla Silahlı Kuvvetleri temsil edemeyeceğini ve bu hususu değerlendirirken askerimize, ordumuza onların itibarına zarar verecek, kurumsal yapısını yıpratacak hareketlerden vatandaşlarımız, lütfen uzak olsunlar, bunu özellikle istirham ediyorum."
Bir büyük teşekkürün de yargı camiasına, adalet camiasına olduğuna dikkati çeken Yıldırım, ilk andan itibaren bu yasa dışı kalkışmaya önderlik eden, teşvik eden ve sevk edenlerin teker teker Türk adaleti, savcıların marifetiyle Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu, rütbe makam gözetmeksizin yıldızlarına, apoletlerine bakmaksızın gerekeni yaptığını belirtti.
Yıldırım, "Savcılarımıza medyun-u şükranız. Adalet Bakanlığımızın bütün mensuplarına, İçişleri Bakanlığımızın bütün mensuplarına teşekkür ediyorum" dedi.
KANUN İÇİNDE HAREKET EDECEĞİZ
"Yurt dışında da dost ve müttefik ülkeler, bu hareketin meşru bir hareket olmadığını ve milli iradenin seçimleriyle iş başına gelen meşru hükümete yapılan bu saldırının asla kabul edilemeyeceğini açık ve net şekilde ortaya koymuşlar; tercihlerini demokrasiden, halkın iradesi yönünde yapmışlardır. Dostlarımıza da teşekkür ediyorum" açıklamasında bulunan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Tabii, en önemlisi millet... Milletin olduğu yerde illet olmaz. Millet, 'Ben buradayım, meydandayım, bu çapulcular gelsin, karşılarında biz varız' dedi. Köprüde tankların tepesine çıkanlar, oradaki askerleri alıp onlara nasihat edenler ve tankın, üzerilerine yürüdüğünü bile bile meydandan ayrılmayan, kucaklarında bebekleriyle, yanlarında bastonlu dedeleriyle, hep sokakta olan aziz milletime ne kadar teşekkür etsek azdır. Bu işe kalkışanlar şunu bilmelidir ki, dökülen her damla kanın hesabını öyle bir çetin soracağız ki, bunu görecekler. Eğer bu hesapları görmezsek bize bu dünyada da öbür dünyada da rahatlık yok. Bu, bizim milletimize karşı en ulvi görevimizdir. Bunu yaparken hırsla hareket etmeyeceğiz. Kanun içinde hareket edeceğiz, çünkü adalet herkese lazım. Duygusal olmaktan uzak ama insan hayatının da ne kadar önemli olduğu bilinciyle hareket ederek, bunların hesabını soracağız."