'Gazze insanlık Tarihinin dönüm noktalarından'

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Gazze meselesi insanlık tarihinin dönüm noktalarından birisidir. İddialı bir şekilde söylüyorum ki bundan sonra ne uluslararası sistem eskisi gibi devam edecek ne İsrail bu şekilde saldırganlıklarını sürdürebilecek ne de Filistin davası bu haliyle devam edecektir.” dedi.

Meclis Başkanı Kurtulmuş, Ege Üniversitesi 2024-2025 Akademik Yılı Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, üniversitelerin Türkiye'nin geleceğinin teminatı olan, ülkenin gelişmesinin ve kalkınmasının, dünyayla yarışabilmesinin en önemli merkezlerinden birisi olduğunu söyledi.İzmir'in, Milli Mücadele’nin sembol şehirleri arasında yer aldığını anımsatan Kurtulmuş, Ege Üniversitesi'nin de Türkiye'de bilim hayatının öncüleri arasında bulunduğunu ifade etti.

Kurtulmuş, Cumhuriyetin ilk asrının geride bırakıldığını, bir asrın sonunda, tam manasıyla “güçlü, büyük bir Türkiye” istikametinde yürüyebilen bir ülkeye kavuşulduğunu belirterek, bu mücadelenin en başından itibaren, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve mücadele arkadaşları olmak üzere emeği geçenlere şükranlarını dile getirdi.

Türk milletinin en zor şartlar altında farklılıkların hepsini bir tarafa bırakarak ortak milli hedeflerde bir araya gelebilmeyi başardığını ve bu istikamette başarılı sonuçlar alabildiğini dile getiren Kurtulmuş, şöyle devam etti: “Türkiye’nin, geçtiğimiz bir asrını özetleyin deseniz ‘demokratik uzlaşmadır.’ Her şart altında, zor mücadelelerin içinde dahi farklı fikirleri bir araya getirerek bu farklı fikirlerin mücadelesinden milletin hayrına olacak sonuçları çıkarmayı başarabilmiş bir milletiz. Dolayısıyla birinci asrın en önemli kazanımlarından birisinin demokratik uzlaşma kültürü olduğunu ifade etmek isterim. Bir asrın özetini yap derseniz, bir başka kavram ise ‘kalkınmacılık’tır. Türkiye en zor şartlarda bile hep karşısına bir hedef olarak kalkınmacılığı koymuştur. Yokluk içerisinde bile nasıl fabrikalarımızı kurabiliriz, nasıl Türkiye'nin ekonomik gelişmesini sağlayabiliriz, nasıl teknoloji alanında ileriye gidebiliriz diye hep bir mücadelenin, gayretin içerisinde olmuştur. Türkiye'nin teknolojideki bağımsızlık mücadelesinde ne yazık ki her zaman bu mücadeleyi önlemek isteyen dahili ve harici birtakım unsurların olduğunu, önümüze taş koyduklarını, Türkiye'nin milli teknoloji hamlelerinin akamete uğratılması için nice ayak oyunlarının yapıldığını da çok iyi biliyoruz. Buna rağmen Türkiye, hiçbir zaman geçtiğimiz asır içerisinde kalkınmacılık hedefinden vazgeçmemiştir."

Her alanda yenilenme, güçlenme ve ellerindeki bütün imkanları en iyi şekilde kullanarak Türkiye'yi bugün olduğu yerden daha ileri noktalara götüreceklerini belirten Kurtulmuş, "Her halükarda yine zor dönemlerle karşılaştığımızda ne milli birlik ve beraberlikten ne demokratik uzlaşma kültürümüzden ne de kalkınmacılık hedefimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Bu dönem bizim için milli olarak ikinci asrımıza girmemizin vermiş olduğu bir büyük motivasyon sağlıyor." dedi.

Kurtulmuş, bu dönem içerisinde Türkiye'nin üniversitelerinin, Türkiye'nin fikir ve kanaat merkezlerinin çok aktif bir şekilde çalışmasının tarihi bir zorunluluk olduğunu ifade etti.

Kurtulmuş, bugün Türkiye'de 209 üniversite olduğunu ve 7,5 milyon öğrencinin bu üniversitelerde eğitim aldığını, Türkiye'nin geçmişte bir tane araç üretemezken bugün milli savunma sanayinde dünyanın sayılı ülkelerinden birisi olduğunu aktardı.

Türkiye'nin önümüzdeki dönem çok kutupluluğun nimetlerinden istifade edeceği bir dönem olacağını söyleyen Kurtulmuş, "Bu süre içerisinde hiç şüphesiz bizim hem siyaset dünyamızın hem akademi dünyamızın en önemli sorumluluklarından birisi yeni oluşacak dünya sisteminin insani, hakkaniyetli ve adil bir şekilde oluşması için fikir üretmek ve teklifleri ortaya sunmaktır." diye konuştu.

Kurtulmuş, bugün dünyanın iklim değişikliklerinden, çatışmalara, işgallerden küresel ölçekte dünyanın her tarafını ilgilendiren göçmen krizleri, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığına kadar neredeyse çözülemeyecek zannedilen birçok problemle boğuştuğunu belirtti.

Bütün sorunlarla ilgili küresel kurumun ve kuruluşların bulunduğunu, bu kuruluşların birçoğunun sadece kağıt üzerinde olduğunu ifade eden Kurtulmuş, barışın sağlanması, çatışmaların önlenmesi için Birleşmiş Milletler ve Güvenlik Konseyinin bulunduğunu ancak bu konseyin dünyanın hiçbir yerinde hiçbir çatışmayı önlemediğini kaydetti.

 “Gazze meselesi insanlık tarihinin dönüm noktalarından birisidir”

Filistin davasına ilişkin değerlendirmede bulunan Kurtulmuş, “Gazze meselesi insanlık tarihinin dönüm noktalarından birisidir. İddialı bir şekilde söylüyorum ki bundan sonra ne uluslararası sistem eskisi gibi devam edecek ne İsrail bu şekilde saldırganlıklarını sürdürebilecek ne de Filistin davası bu haliyle devam edecektir. Filistin davası için de yeni bir dönem başlamıştır. İsrail için de yeni bir dönem başlamıştır ama hepsinden önemlisi dünya sistemi için yeni bir dönemin kurulması artık kaçınılmaz olarak ihtiyaç haline gelmiştir.” diye konuştu.

İsrail’in Gazze’ye yönelik insanlık dışı saldırılarının başladığı 7 Ekim 2023’ten bu yana 14-15 uluslararası toplantıya katıldığını anımsatan Kurtulmuş, son olarak Brezilya’da G20 Parlamento Başkanları Zirvesi’ne iştirak ettiklerini dile getirdi.

Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim ki başlangıçta ülkelerin bir kısmı İsrail'den daha fazla İsrail’ci idi ama şimdi bu soykırımlar, bu insanlık suçları, bardağı taşırmış olan bu katliamlar hiç kimsenin savunamayacağı bir noktaya gelmiştir. Biz ilk günden itibaren yeni bir küresel sistemin kurulmasının şart olduğunu söylüyorduk. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız bütün bunları uluslararası platformlarda söylerken belki bu görüşler çok fazla taraftar bulmuyordu. Ama sizi temin ederim ki 14 ay sonunda geldiğimiz noktada insanlar, kendileri söyleyemeseler de bizim açıktan söylediklerimiz karşısında takdirlerini ve tebriklerini gelip bize ifade ediyorlar.”

G20 Parlamento Başkanları Zirvesi’nde, “Apartheid rejimine benzer uygulamaları, yapmış olduğu soykırım, 50 bini aşkın masum, sivil, kadın, çocuk öldüren İsrail hükümetinin uygulamaları dolayısıyla İsrail'in Birleşmiş Milletler üyeliğinin askıya alınmasının konuşulma vakti gelmiştir.” dediğini aktaran Kurtulmuş, bunu söyleyebilmenin de cesaret istediğini, ancak Türkiye’nin temsilcisinin bunu söyleyebileceğini belirtti.

Dünyada yeni bir sistemin kurulmasının vaktinin geldiğini, Türkiye’nin bunun için öncü olacak ülkelerden birisi olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, bu konuda Türkiye'nin siyasetinin ve akademisinin önemli bir rol oynayacağını söyledi.

Dünyanın bugünkü sistemini var eden zihniyetin, değer yargılarının çöktüğünü, paradigmanın iflas ettiğini ifade eden Kurtulmuş, dolayısıyla yeni bir sözün, yeni bir bakış açısının, bütün insanlığı kapsayacak bir teklifin hazırlanması gerektiğinin altını çizdi.

Kurtulmuş, “Eğer yeni bir dünya kurulacaksa hiç şüphesiz, şu andaki sistemin en temel yanılgılarından birisi olan güçlünün hakkının alındığı değil, haklının hakkının alındığı ve teslim edildiği bir bakış açının ortaya konulması lazım.” dedi.

Bugünkü küresel sistemin ikinci temel yanılgısının, dünya sisteminin egemenlerinin, “sadece dünyayı değil bütün kainatı babalarının malı gibi görmesi” olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, “İklim anlaşmalarından sonuç çıkmamasının temel nedenlerinden birisi budur. Bir taraftan iklim sözleşmeleri üzerinden birtakım siyasi manevra yapanların önce şunun hesabını vermeleri lazım. Dünyanın bütün büyük nehirleri bugün zehir, kir, pas akıyorsa kalkınma adı altında dünyanın bütün imkanlarını sürdürmek isteyen bu zihniyetin büyük payı vardır.” şeklinde konuştu.  İnsanlar arasında bir eşitsizlik anlayışının bulunduğunu da dile getiren Kurtulmuş, “Yeni bir küresel sistemden bahsedeceksek insanların yaratılışta eşitliği prensibini içselleştirmiş bir anlayışı ortaya koymak zorundayız.” dedi.

Kurtulmuş, yeni küresel sistemin bir diğer temel ilkesinin de “devletlerin egemenlikte eşitliği prensibi” olduğunu kaydetti.