Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Benim dedem Fatih, İstanbul'un fethinde gemiyi karadan yürüttü. Bizim için bir ilham kaynağı. Biz de dedik 'Denizin altından yürütelim.' Ne yaptık? Denizin altından Marmaray'ı yaptık” dedi.
Dün A Milli Takım maçı için Antalya’ya gelen ve bugün Antalya’nın Kepez ilçesinde vatandaşlara seslenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, buradaki mitingin ardından, Manavgat ilçesinde Memur-Sen’in Star Light Otel’de düzenlediği ‘5. Büyük Türkiye Buluşması’ programına katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Aile ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya da eşlik etti. 13 sendikanın katıldığı buluşmada üyelere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memur-Sen’in Türkiye’nin büyümesi için gecesine gündüzüne atarak çalıştığına dikkat çekerek, “15 Temmuz'da olduğu gibi milli iradeye canı pahasına sahip çıkan, darbecilere meydanları dar eden büyük bir ailedir" dedi.
Yazıcıoğlu’nu andı
Konuşmasının başında Büyük Birlik Partisi (BBP) kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nu anarak başlayan Erdoğan, "Vefatının 8. senei devriyesinde aziz kardeşim, yiğit insan Muhsin Yazıcıoğlu'na Mevla'dan rahmet niyaz ediyorum. Türk siyasetinin muhalif de olsa muvafık da olsa Yazıcıoğlu gibi karakter ve ilke sahibi liderlere ihtiyacı var. Türkiye'nin en zor dönemlerinde gösterdiği sağlam duruşta, milletimizin gönlünde özel bir yeri olan Yazıcıoğlu'nun yokluğunu, yaşadığımız her önemli hadisede bir kez daha hissediyoruz” diye konuştu.
"Memur-Sen meydanları dar eden büyük bir ailedir"
Memur-Sen kurucusu şair Mehmet Akif İnan’ı da unutmayan Erdoğan, Memur-Sen'in kurucusu, şair, muallim Mehmet Akif İnan'ın hayatını ülkeye ve millete vakfetmiş birisi olduğunu söyledi. Memur-Sen’in, İnan’ın hayallerini gerçekleştirdiğini kaydeden Erdoğan, Ülkemizin en etkili ve en güçlü sivil toplum örgütü olarak milli irade ve demokrasinin sancaktarlığını yapıyor. Bugün Türkiye'deki her iki sendikalı memurdan birini bünyesinde barındırmanın yanında dünyanın çok farklı ülkelerine yardım götüren medeniyet değerlerimizin taşıyıcısı bir Memur-Sen vardır. Türkiye'nin daha büyük, müreffeh ve güçlü bir ülke olması için gecesini gündüzüne katarak çalışan Memur-Sen, 15 Temmuz'da olduğu gibi milli iradeye canı pahasına sahip çıkan, darbecilere meydanları dar eden büyük bir ailedir" diye konuştu.
“İnsani yardımda en cömert ülke Türkiye”
Geçmişten bugüne ava arkadaşlarıyla çığ gibi büyüyerek ilerlediklerini Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkede hizmeti, dört bir yana yayarak devam ettirdiklerini söyledi. Erdoğan, “Türkiye, bugün dünyanın en gelişmiş ülkelerini bünyesinde barındıran G20 üyesi bir üke. Türkiye'nin, demokraside bölgesine ilham kaynağı olan bir ülke haline geldi, insani yardımlarda da dünyanın en cömert, bir numaralı ülkesi olarak anılıyor. Her yerde sivil toplum kuruluşlarıyla, TİKA, AFAD ve Kızılay ile ihtiyacı olanlara yardımda bulunuyor.
"Fatih gemiyi karadan yürüttü, biz denizin altından"
Türkiye’nin kendi menfaati için kimseden icazet almaya gerek duymayan bir ülke olduğunu Erdoğan, “Bugün terörle mücadelesini hem yurt içinde hem yurt dışında tamamen milli imkanlarla yürütüyor. Şu anda Tendürek Dağları'nda, Cudi'de, Bestler Dereler'de bu teröristlere askerlerimiz, polisimiz, köy korucumuz kan kusturuyor. İnlerine girdik. Çünkü bizim milletimize sözümüz var. Refah, huzur gelene kadar biz devam edeceğiz" dedi.
Özellikle İstanbul’a yapılan hizmetler konusunda muhalif kesimin her şeye ‘hayır’ dediğini kaydeden Erdoğan, Selim Köprüsü ile Körfez Geçişi ve Marmaray yapılırken de aynı şeyi söylediğini ifade ederek, “Biz Fatih'in, 'Bizim fiilimizin ulaştığı yere, atlarımızın nallarının uzandığı yere onların hayalleri bile ulaşamaz.' dediği bir icraatın içindeyiz. Benim dedem Fatih, İstanbul'un fethinde gemiyi karadan yürüttü. Bizim için bir ilham kaynağı. Biz de dedik 'Denizin altından yürütelim.' Ne yaptık? Denizin altından Marmaray'ı yaptık. 3 yıl geçti. 3 yılda Marmaray'dan 200 milyon insan geçti. 18 Mart'ta Çanakkale Köprüsü'nün temelini de attık. Türkiye'nin ekonomisi battı, bitti, durumu çok kötü" denilen bir dönemde 11 milyar lirayı bulan bir yatırım bedeliyle yüzde 50'si Kore, yüzde 50'si Türk olmak üzere bu yatırıma başladıklarını anlattı. Erdoğan, "İman öyle bir şeydir ki tekeden bile süt çıkartır” şeklinde konuştu.
"14 yıldır dost bildiklerimizden insansız hava aracını alamadık"
Türkiye'nin kendi silahını, tankını, savaş helikopterini, insansız hava araçlarını yapan bir ülke haline geldiğini, belirten Erdoğan, "Adamlar çılgına dönüyor. Çünkü 14 yıldır biz dost bildiklerimizden insansız hava aracını alamadık. Paramızla alacağız ya, bedava değil. Alamadık ama kötü komşu ev sahibi yaparmış. Bugün Türkiye, kendi menfaati için birilerinden icazet almaya gerek duymuyor. Bugün terörle mücadelesini hem yurt içinde hem yurt dışında tamamen milli imkanlarla yürütüyor. Şu anda Tendürek Dağları'nda, Cudi'de, Bestler Dereler'de bu teröristlere askerlerimiz, polisimiz, köy korucumuz kan kusturuyor. İnlerine girdik. Çünkü bizim milletimize sözümüz var. Refah, mutluluk, huzur gelene kadar biz devam edeceğiz. Bir zamandır nedense ülkemize uygulanan ambargolar gösteriyor ki şayet terörle mücadelede eskisi gibi diğer ülkelere mecbur ve mahkum olsaydık inanın atacak kurşun dahi bulamazdık. Vatandaşlarımızın can güvenliğini sağlamak, ülkemizin çıkarlarını korumak noktasında Ankara'da karar veriyor, Silopi'de, Gabar'da, Cudi'de, gerekirse Suriye'de, Irak'ta uyguluyoruz."
“İyi terörist, kötü terörist olmaz”
Suriye’nin Türkiye oluşturduğu terör tehdidi karşısında, dost bilinen ülkelerin yaklaşımlarını garip bulan Erdoğan, şunları söyledi: "Biz tehdit altındayız, siz tehdit altında değilsiniz? Biz tehdit altında olduğumuza göre, eğer Suriye'den Gaziantep'teki kardeşlerime bir saldırı olur da orada 56 kardeşim benim şehit olursa, biz duramayız. Ne yaptık, sabır sabır, o olay olunca dedik ki 'Giriyoruz.' ve Cerablus'a girdik. Durmadık, dedik ki 'Bir taraftan da Er Rai'e gireceğiz.' Öbür taraftan da Er Rai'ye girdik. O gün bugündür bir taraftan DEAŞ ile mücadeleyi veriyoruz bir taraftan PYD-YPG ile veriyoruz. Ne yazık ki dostlar, halen PYD ve YPG'nin yanında. Diyorlar ki 'Bunlar DEAŞ'a karşı iyi bir mücadele veren kişiler.' Biz de onlara 'İyi terörist, kötü terörist olmaz.' diyoruz. Teröristlerin hepsi teröristtir ve hepsi kötüdür. Bunu bileceksiniz ama hala anlaşabilmiş değiliz. Burada da siyasi mücadele devam ediyor. Bu milletin canını yakmak isteyenler harekete geçmeden onları inlerinde buluyor, tepelerine biniyoruz."
Geçmiş dönemlerde milletin ezanlara hasret kaldığını, kutsa kitap Kuran-ı Kerim’in mağaralarda okunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin tek partili döneminde il başkanlarının il valisi olduğunu söyledi. Erdoğan, “O tek parti döneminde öyle şeyler oldu ki. CHP’nin il başkanı o ilin valisi oldu ya. Pati il başkanı o ilin valisi. Şimdi CHP’ye gönül vermiş kardeşlerime soruyorum. Bugün aynı durum olsa yani kurucusu olduğum partinin il başkanı aynı zamanda o ilin valisi olsa ne dersiniz? Böyle bir şey olamaz dersiniz. Bunun demokrasi de olabilirliği nedir. Batı ne der batı?” ifadelerini kaydetti.