Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Makroekonomik göstergelerde geldiğimiz nokta elbette önemli bir başarıya işaret ediyor, ancak biz bunu yeterli görmüyoruz. Türkiye ekonomisi, taşıdığı potansiyelle daha nice büyük başarı hikâyelerine imza atacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM AK Parti Grup Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.
ERDOĞAN AK PARTİ GRUBUNA SESLENDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti 7’nci Olağan Büyük Kongresi’nin ardından Merkez Karar ve Yönetim Kurulu ve Merkez Yürütme Kurulu ile birlikte Grup Yönetimi’nde bazı değişiklikler olduğunu belirterek Naci Bostancı’nın Grup Başkanı olarak görevine devam ettiğini, bu dönemde Grup Başkanvekilliklerini ise Bülent Turan, Cahit Özkan, Mahir Ünal, Mustafa Elitaş ve Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun yürüteceğini bildirdi.
YENİ ANAYASA HAZIRLIKLARI
“Cumhur İttifakı ve AK Parti olarak ülkeye ve millete Meclis çatısı altında verdiğimiz hizmetleri, inşallah bu yeni ekibimizle çok daha güçlü bir şekilde devam ettireceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni Anayasa hazırlıkları sürecinde Meclise ve AK Parti Grubu’na önemli görevler düşeceğinin altını çizdi.
“GEÇTİĞİMİZ 19 YILDAKİ ESERLERİMİZİ VE HİZMETLERİMİZİ YENİ DÖNEMİN BAŞLANGICI OLARAK GÖRÜYORUZ”
Her dönemde olduğu gibi bugün de Meclis’in ve ülkenin lokomotifinin AK Parti olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Geçtiğimiz 19 yıldaki eserlerimizi ve hizmetlerimizi yeni dönemin başlangıcı olarak görüyoruz. Türkiye’nin 19 yıl önceki hâlini, yaşı 35-40’ın altındaki vatandaşlarımız pek hatırlamaz. Hükûmete geldiğimizde, demokrasiden kalkınmaya kadar her alanda yokluk, yoksulluk, yasaklar ve zulüm arenası hâline getirilmiş bir ülke devraldık. ‘Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür’ derler. Bunun için eski Türkiye ile bugünkü Türkiye’nin mukayesesini her fırsatta milletimizle paylaşmamız gerekiyor. AK Parti iktidara geldiğinde, CHP Genel Başkanı herhalde 50’lilerinin başındaydı. Kendisinden 20 yıl öncesinin Türkiye’siyle bugünün Türkiye’sini, şöyle elini vicdanına koyarak karşılaştırmasını istiyoruz. Gittiği yollar aynı yollar mı, gördüğü binalar aynı binalar mı, aldığı hizmetler aynı hizmetler mi, ülkenin vizyonu aynı mı? Bir günden bir güne bu zatın ağzından, ‘tamam pek çok eksik ve hatta yanlış var ama memlekette şöyle iyi bir şey de yapıldı’ sözünü duymadık. Tam tersine CHP Genel Başkanı ve şürekâsı, tüm konuşmalarında, hafıza-i beşerin nisyanına güvenerek yarısı yalan, yarısı yanlış bir sürü iddia ortaya atıyorlar.”
‘BUNLAR CAHİL’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP yöneticilerinin, bir grup emekli amiralin, “buram buram darbe iması kokan” açıklamalarını, ekonomiyle ilişkilendirerek “gündem saptırma” olarak aklamaya çalışacak kadar şirazesinden koptuğunu belirterek, “Darbecinin emeklisi, muvazzafı olmayacağını bilmeyecek kadar bunlar cahil. Yoksa sinsilik mi, orasının takdirini milletimize bırakıyoruz” diye konuştu.
“ÜLKEMİZİ GÜVEN VE İSTİKRAR YERİNE KAOS İKLİMİNE YÖNLENDİRMEYE ÇALIŞIYORLAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizi, herkesi terörist, herkesi darbeci ilan etmekle suçluyorlar. Tabii kendileri teröristlerle al takke ver külah ilişkisi içinde oldukları için, teröriste terörist dememizden rahatsız oluyorlar. Yine kendileri tüm hayatları boyunca iktidarı darbe ve vesayet gölgesinde aradıkları için, darbeciye darbeci dememizden huzursuzluk duyuyorlar. Teröristlerle ve darbecilerle mücadelemizi ekonomiyle ilişkilendirerek güya kendi akıllarınca, bir taşla iki kuş vurmanın hesabını yapıyorlar. Hem teröristleri ve darbecileri aklıyorlar hem de ekonomi üzerinden milletimizin, özellikle de gençlerimizin umudunu kırarak, ülkemizi güven ve istikrar yerine kaos iklimine yönlendirmeye çalışıyorlar” açıklamasında bulundu.
İNCELEMELER DEVAM EDİYOR
“Bir grup emekli askerin aslı astarı olmayan meseleler üzerinden millî iradeyi, ülkenin seçilmiş yönetimini tehdit etmelerini küçümseyen, darbecinin ta kendisidir” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda bu emekli generallerin merkezinde kendisi vardır. Bu 104’ün içerisinde şu anda CHP üyesi olanlar vardır, incelemeler devam ediyor. Kim bilir daha ne kadar çıkacak” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendi iktidarını ülkenin ve milletin felaketinde gören bu habis zihniyeti, en az teröristler ve darbeciler kadar tehlikeli görüyoruz. Rabbim ülkemizi bu habis zihniyetin tasallutundan, bu zihniyetin yol açacağı tahribattan, bu zihniyetin sebebiyet vereceği yıkımdan muhafaza eylesin diyorum” diyerek, CHP’nin Türkiye’nin yaşadığı darbelere ve darbecilere verdiği desteği anlatan videoyu izletti.
BİLİM KURULUNA TEŞEKKÜR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun son olarak Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’na saldırdığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilim Kurulu üyelerimize bugüne kadar verdikleri hizmetler için ben şahsım, ailem, grubum, milletim adına kendilerine teşekkür ediyorum” ifadesini kullandı.
KILIÇDAROĞLU’NA TEPKİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, en tehlikeli yalanın içine doğruların karıştırıldığı yalan olduğuna dikkati çekerek, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun da doğruluğunu yanlışlığını bilmedikleri, çoğu kurgu olduğu açıkça belli küçük ve istisnai örnekler üzerinden; yanlış, yıkılmış, batmış, bitmiş bir Türkiye fotoğrafı çizmeye çalıştığını kaydetti.
“HER VATANDAŞIMIZIN DERDİNE DERMAN OLACAĞIZ”
Türkiye’nin son sekiz yıldır kesintisiz yaşadığı saldırılar sebebiyle ödediği bir bedel olduğunu, koronavirüs salgınının, özellikle hizmet sektörü üzerindeki olumsuz etkilerini gayet iyi bildiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çevremize baktığımızda, Türkiye’nin, Kılıçdaroğlu’nun ısrarla göstermeye çalıştığı gibi dizlerinin üstüne çökmüş, yerle yeksan olmuş bir ülke hâline gelmesini sabırsızlıkla bekleyenler olduğunu zaten görüyoruz. İşin acı tarafı, düşmanın kılıcıyla kendi ülkesine saldıran profile sahip bir ekibin, ülkenin ikinci büyük partisini âdeta işgal etmiş olmasıdır” değerlendirmesinde bulundu.
CHP7NİN SİYASET ANLAYIŞI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin siyaset anlayışını eleştirerek, “Türkiye, böyle bir siyaset anlayışını, böyle bir muhalefet tarzını, böyle bir rekabet yöntemini hak etmiyor. Bir kez daha altını çizerek ifade ediyorum: Bu ülkede tenceresini kaynatmakta zorlanan her vatandaşımızın derdine, 19 yıldır olduğu gibi bugün de yarın da yine biz derman olacağız. Bu ülkede iş bulmakta zorluk çektiği için geleceğine tereddütle bakan her gencimizin, her vatandaşımızın sıkıntısına, 19 yıldır olduğu gibi bugün de yarın da biz çözüm bulacağız. Bu ülkede salgın şartları sebebiyle ekmek teknesini çevirmekte zorlanan her esnafımızın, sanatkârımızın, KOBİ’mizin önünü, 19 yıldır olduğu gibi bugün de yarın da biz açacağız. Bu ülkede tek bir insanımızın bile kendini sahipsiz hissetmemesi için tarihimizin en kapsamlı ve en etkin sosyal destek mekanizmalarını 19 yıldır olduğu gibi bugün de yarın da biz işleteceğiz” şeklinde konuştu.
DEMOKRASİ VE KALKINMA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi bugüne kadar demokraside ve kalkınmada, Cumhuriyet tarihinin tamamında yapılanların 5 katı, 10 katı hizmetlere nasıl kavuşturdularsa, bundan sonra da çok daha fazlasını gerçekleştirecek azme ve hazırlığa sahip tek partinin AK Parti olduğunun altını çizdi.
“TÜRKİYE EKONOMİSİ, ŞOKLARA KARŞI ÖNEMLİ ÖLÇÜDE DAYANIKLILIK KAZANMIŞTIR”
Yalanın en etkili panzehrinin hakikat, iftiranın en etkili panzehrinin de hukuk olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi son 19 yılda nereden nereye getirdiklerini özetle anlatacağını belirterek şöyle konuştu: “Türkiye ekonomisi 2002 yılı öncesi dönemde; yüksek kamu açığı, yüksek enflasyon, zayıf bankacılık sektörü, kırılgan sanayi altyapısı ve yenilikçi faaliyetlerden mahrum bir reel sektöre sahipti. Ülkemize hâkim olan bu dinamikler, siyasi dalgalanmalarla birleşerek, istikrarsız ve sağlıksız ekonomik bir yapıyı besleyip büyütüyordu. Türkiye’nin asırlık kalkınma gayretleri, işte bu sebeple derin yaralar alıyor, bir türlü istediğimiz atılımları gösteremiyorduk. Bugün geldiğimiz noktadaysa, en kısa sürede çözmekte kararlı olduğumuz kimi sıkıntılarımıza rağmen, karşımızda bambaşka bir resim vardır. Her şeyden önce Türkiye ekonomisi, şoklara karşı önemli ölçüde dayanıklılık kazanmıştır. Küresel çapta meydana gelen krizleri dahi, daha az hasarla ve daha kısa sürede atlatma kabiliyetine kavuştuk. Güçlü sanayi altyapımız ve yenilik yapma kabiliyetimizle pek çok gelişmekte olan ülkeyi geride bıraktık, gelişmiş ülkelerle rekabete başladık. Göreve geldiğimizde Türkiye ekonomisi, satın alma gücü paritesine göre dünyada 18’inci sıradayken, artık 13’üncü sırada bulunuyor. Millî gelirimizi, döviz kurundaki ekonomik temeli olmayan dalgalanmalara rağmen, 238 milyar dolardan 3 katlık bir artışla 717 milyar dolara yükselttik. Sağlanan ekonomik istikrar ve iyileşen yatırım ortamı sayesinde, özel sektör sabit sermaye yatırımlarının millî gelirimize oranı yüzde 14,8’den yüzde 22,6’ya yükseldi. Tüketici enflasyonunu, 2002 yılındaki yüzde 29,7 seviyesinden yüzde 6,2’e geriletmiştik.”
ENFLASYON
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde bir miktar artış gösteren enflasyonu, yeniden tek haneli rakamlara düşürmekte kararlı olduklarını vurgulayarak, “Merkezi yönetim bütçe açığının millî gelire oranını, 2002’deki yüzde 11,1 seviyesinden, 2020 yılında, hem de salgına rağmen yüzde 3,4’e gerilettik. Bu oran, dünya genelinde geçen sene yüzde 11,8 olarak gerçekleşti. Aynı şekilde, 2002’de bütçemizden faiz ödemelerine ayrılan pay yüzde 43,2 iken, bu oranı da geçen sene yüzde 11,1’e düşürdük. Bir başka ifadeyle, 2002 yılında toplanan her 100 liralık verginin 87 lirası faize giderken, 2020 yılında bu rakam 16 liraya indi” bilgisini paylaştı.
“GÜVEN VE İSTİKRAR ORTAMI”
Avrupa Birliği tanımlı brüt genel yönetim borç stokunun millî gelire oranı yüzde 71,5 iken, yüzde 39,5 seviyesine gerilediğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bankacılık sektörüyle ilgili de şu bilgileri verdi: “Sektörün 2002 yılı sonunda yüzde 17,5 seviyesinde olan takipteki alacak oranı, bu yılın Şubat ayı itibarıyla yüzde 4 seviyesindedir. Aynı dönemler arasında sektörün öz kaynakları 23,3 milyar liradan 780 milyar liraya yükselmiştir. Bankacılık sektörünün döviz pozisyon açığı olmadığı gibi, yaklaşık 6 milyar dolar fazlası mevcuttur. Uyguladığımız ürün ve pazar çeşitlendirme politikaları sayesinde, küresel değer zincirlerine önemli ölçüde entegre olduk. Böylece ihracatımız, 2002 yılındaki 36 milyar dolar seviyesinden 170 milyar dolar seviyesine çıktı. Bir milyar doların üzerinde ihracat yaptığımız ürün sayısını dokuzdan 39’a, ihracatçı sayımızı yaklaşık 3 kat artışla 90 bine yükselttik. İhracatımız bu yılın Ocak ayında yüzde 2,5; Şubat ayında yüzde 9,5’luk; Mart ayında yüzde 16,3’lük artış göstererek yükseliş eğilimini sürdürüyor. Mart ayı, yaklaşık 19 milyar dolarlık ihracat rakamıyla, tüm zamanların rekorunu kırdığımız bir dönem oldu. Bu yılın ilk çeyreğinde ihracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 82’ye ulaşarak, cari açığımızın azaltılmasına önemli bir katkıda bulundu. Avrupa’dan Çin’e kesintisiz demiryolu ulaşımını başlatarak dış ticaretimizde yeni ve önemli bir hattı faaliyete geçirdik. Hayata geçirdiğimiz bir düzenlemeyle 17 bin 888 ihracatçımıza hususi damgalı pasaport vererek, yurt dışı seyahatlerini kolaylaştırdık. Son bir yılda ülke genelinde 3 milyon 115 bin esnaf ve sanatkârımıza toplamda 165 milyar lira tutarında faiz indirimli kredi kullandırdık. Güven ve istikrar ortamı ülkemize yönelik doğrudan yabancı yatırımları da hızlandırdı. Göreve geldiğimizde doğrudan yabancı yatırım toplamı 18,8 milyar dolar iken, bu rakam 2020 yılı itibarıyla 213,2 milyar dolara ulaştı.”
TURİZM
Cumhurbaşkanı Erdoğan, turizm gelirlerini 2002’deki 12,4 milyar dolar seviyesinden salgın öncesi son sezon alan 2019’da 34,5 milyar dolara yükselttiklerini, hâlen turizm sektörünün ümit verici bir rezervasyon talebiyle karşı karşıya olduğunu kaydederek, salgının belirli bir seviyenin altına düştüğünde, eskisinden çok daha güçlü bir turizm hareketliliğine sahip olunacağını söyledi.
“REFORM PAKETLERİMİZİ AÇIKLADIĞIMIZ TAKVİME UYGUN ŞEKİLDE HAYATA GEÇİRECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun geçen yıl 99 bin 588 esnafın işini terk ettiği iddialarına da cevap vererek, “Peki, hakikati ifade ediyor mu? Hayır. Çünkü aynı dönemde 365 bin 533 esnaf da tescil yaptırmış, yani işe başlama bildiriminde bulunmuştur. Esnafımızın derdini, sıkıntısını, beklentisini dile getirmek başka şeydir; rakamları eğip bükerek yalan söylemek, kışkırtıcılık yapmak başka şeydir” dedi.
MAKROEKONOMİK GÖSTERGELER
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Makroekonomik göstergelerde geldiğimiz nokta elbette önemli bir başarıya işaret ediyor, ancak biz bunu yeterli görmüyoruz. Türkiye ekonomisi, taşıdığı potansiyelle daha nice büyük başarı hikâyelerine imza atacaktır” dedi.
YAPISAL POLİTİKALAR
“Bir süre önce açıkladığımız ekonomi reform paketi, makro göstergelerden yapısal politikalara varıncaya kadar bu başarı hikâyesini daha yükseğe çıkartacak unsurlar içeriyor” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sanayiciden esnafa, iş adamından işçiye, öğrenciden emekliye kadar her kesime yönelik somut politikalarımızı içeren reform paketlerimizi, açıkladığımız takvime uygun şekilde hayata geçireceğiz” diye ekledi.
19 YILLIK SÜREÇ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidara geldiklerinde Türkiye’yi eğitim, sağlık, adalet ve güvenlik üzerinde kalkındıracakları sözünü verdiklerini hatırlatarak, AK Parti iktidarlarında eğitim, sağlık, spor, sosyal hizmetler, adalet, içişleri, millî savunma, ulaştırma, çevre, tarım, dışişleri, sanayi, enerji ve kültür alanlarında yapılan hizmet, icraat ve yatırımları özet olarak anlattı.
“Kamil odur ki, koya dünyada bir eser / Eseri olmayanın yerinde yeller eser” dizelerini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tarih, eseri olanları eserleriyle değerlendirecek, eseri olmayanları da yıllarca bu ülkenin ve milletin vaktini, enerjisini, heyecanını heba ettiği için mahkûm edecektir” dedi.
“KANAL İSTANBUL İLE İLGİLİ HAZIRLIKLARIMIZI BÜYÜK ÖLÇÜDE TAMAMLADIK”
Türkiye’nin en büyük ve en stratejik altyapı projesi Kanal İstanbul ile ilgili hazırlıkların büyük ölçüde tamamlandığı müjdesini veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, projenin ÇED raporunun, 56 kurum ve kuruluşun, 200’den fazla bilim insanının, medyanın ve vatandaşların katkılarıyla tamamlandığını açıkladı.
Kanalın iki yakasında kurulacak toplam 500 bin nüfuslu şehrin, aynı zamanda İstanbul’un depreme hazırlık sürecini de hızlandıracağını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu projenin, aynı zamanda İstanbul’a kazandırdıkları yeni havalimanı, köprü, otoyol, metro hatları gibi ulaşım ağlarıyla da bütünlük arz edeceğini söyledi.
DENİZ TİCARETİ
Dünya ticaretinin yüzde 90’ının denizyolu ile gerçekleştirilmesi ve boğazların en önemli deniz ticaret yolları niteliğini taşımasının, Kanal İstanbul Projesi’nin önemini artırdığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “İstanbul Boğazı’ndan 1930’lu yıllarda 3 bin gemi geçerken, bugün bu rakam 40 binin üzerindedir. Buna karşılık Panama Kanalı’ndan yılda 13 bin, Süveyş Kanalı’ndan 17 bin civarında gemi geçişi yaşanmaktadır. Tabii diğer kanallardan elde edilen gelirleri telaffuz bile etmiyorum. Hâlbuki İstanbul Boğazı’nın emniyetli gemi geçiş kapasitesi 25 bindir. Yani, şartları zorlayarak boğazlardaki gemi trafiğini yürütüyoruz. İnşa edeceğimiz 45 kilometre uzunluğa, 21 metre derinliğe, 275 metre taban genişliğine, en dar yerinde 360 metre su yüzeyi genişliğine sahip Kanal İstanbul, bölge için yeni bir nefes borusu olacaktır. İsteseniz de istemeseniz de biz Kanal İstanbul’a başlıyoruz ve milletimize hediye edeceğiz.”
KAYNAK: HABER METNİ CUMHURBAŞKANLIĞI KURUMLSAL WEB PORTALİNDEN ALINMIŞTIR