Atatürk Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İsmail Eyyüpoğlu, “Çanakkale savunması Türkün bir hayat müdafaasıdır” dedi.Eyyüpoğlu, Çanakkale Boğazı ve kıyı şeridinin tarihin en eski dönemlerinden beri birçok uygarlığa ev sahipliği yaptığını, stratejik önemi nedeniyle, bu bölgede önemli olayların yaşandığını hatırlattı.
Eyyüpoğlu, Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi`nin 96. Yıl Dönümü nedeniyle Kültür ve Gösteri Merkezi’nde verdiği konferansta, Çanakkale zaferinin, geçmişi şan ve şerefle dolu bir milletin özellikle yeni yetişen nesillerinin mutlaka bilmesi gereken bir kahramanlık destanı olduğunu belirterek, “Türk tarihine Cumhuriyet`in kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi büyük bir lider ve büyük bir komutan da hediye ettiği için Çanakkale`nin bizler için ayrı bir önemi vardır," dedi.
MİLLİ MÜDAFA
Eyyüpoğlu, Darülfünun Müderrisi İsmail Hakkı Bey`in Yeni Mecmua`daki değerlendirmesinden de yola çıkarak Çanakkale Savunmasının Türk milleti için hayati bir müdafaa olduğunu söyledi.
YA İSTİKLAL YA ÖLÜM
“Bu savunmanın sonucunda ya kanlı bir ölüm veya şanlı bir yaşamak vardı. Yaşamaksa ancak bu savaşı kazanmakla mümkün olacaktı. Türkler Çanakkale`yi yaşamak için savunmuşlardır,” sözlerini aktaran Eyyüpoğlu, şöyle devam etti:“Çanakkale Savaşı İstanbul`un müdafaasıdır. Payitaht`ın kapısını savunan Türkler dayandıkları, öldükleri oranda ruhlarındaki İstanbul aşkının, İstanbul duygusunun büyüklüğünü ispat etmişlerdir.
Çanakkale savunması bir gençlik hareketidir. Subay, yedek subay ve asker üniformasıyla orduya katılan binlerce aydın insan fikir ve ahlakın birleştiği her noktada kudretlerinin büyüklüğünü ispat etmişlerdir.Çanakkale savunması insan bedeninin teknolojiye meydan okumasıdır. Karadan, denizden, havadan çağın her türlü silahı ile saldıran düşmana Türkler göğüsleri ile karşı koymuşlardır. "Teknolojiye karşı bilimsellik" bu savaşın en az uygulanmış ilkesidir.”
MUAZZAM BİR ŞEREF ABİDESİ
Çanakkale savunmasının Türk tarihi için muazzam bir şeref abidesi olduğunu ifade eden Eyyüpoğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Çanakkale savunması milletimiz için büyük bir harekettir. Bu savunmadan aldığımız kendine güven duygusu ile daha bir canlandık: Milli Mücadeleyi kazandık, hukukta, iktisatta büyük inkılâplar yapabildik. Bu savaş milli hayatımız için bir kaynaşma vesilesi olmuştur. Burada halk ile gençler temas etmiş, anlaşmış, bir olmuştur.
Çanakkale`de zafer Türklerindi. Binlerce şehit, yaralı, esir ve kaybın yaklaşık toplamı iki yüz elli bini buluyordu. Bir o kadar da müttefiklerin zayiatı olduğu düşünülürse Çanakkale Savaşlarında yaklaşık beş yüz bin insanın zayi olduğundan bahsediliyor. Bu sayı binlerce kahramanın Çanakkale`yi geçilmez yapan binlerce yiğidin yarattığı olağan üstü ruh halinin küçücük bir simgesidir. Çünkü bu şehitler dünyanın en büyük donanmasına en üstün askeri gücüne ve teknolojiye; yoklukla ve o asil ruhla karşı koyarak bir kaderin çizgisine yön vermişlerdir. Savaşın beklenen sonuçlarını ise hesaplanamayacak şekilde değiştirmişlerdir.Osmanlı`nın son zaferi kazanıldı, cumhuriyetin ilk kıvılcımları atıldı bu yerde. Mustafa Kemallerin, Seyitlerin, Nusratların, Yahya Çavuşların, Saka Hüseyinlerin, Hasanların ve nice Mehmetlerin omuzlarında yükseldi özgürlük "Ya istiklal Ya ölüm!" düşüncesinin şahlandığı bu yerde.”Konferansı Atatürk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Samih Diyarbakır, öğretim üyeleri ve öğrenciler dinledi.