Tarihte Türk adının geçtiği ilk metin olan Göktürk Yazıtları’nın (Orhun Abideleri) birebir kopyası Erzurum’da yapıldı.
Şükrüpaşa Ortaokulu’nda görevli 4 öğretmen bir araya gelerek yaklaşık 70 saatte yazıtları elleriyle taşa nakşetti. Türk yazı dilinin başlangıcını miladın ilk asırlarına taşıyan Göktürk Yazıtları, hem tarihi hem de sanatsal açıdan büyük önem arz eden eserlerden. Erzurum’da öğretmenler yazıtların birebir kopyasını yaparak sergilemeye başladılar. Şükrüpaşa Ortaokulu’nda görevli öğretmenler Selim Koçak, Osman Buran, Hanifi Şimşek ve Miraç Furkan Bayar, UNESCO tarafından 2020 yılının Tonyukuk Yılı ilan edilmesine özel bir proje yürüttüler. Göktürk alfabesi ile milattan sonra 716, 732 ve 735 yıllarında dikilen Orhun Abideleri’nde bulunan yüzlerce satır ytong taşına nakşedildi. Bir hafta boyunca günde yaklaşık 10 saat çalışan öğretmenler, taşı oyarak abidelerin replikasını yaptılar. Abidelerin altında bulunan kaplumbağa heykellerini de yapan öğretmenler, orijinaline benzemesi için harfleri tornavida yardımı ile elleriyle kazıdılar.
TÜBİTAK’ın desteğiyle düzenlenen TÜBİTAK 4006 bilim fuarının açılışının yapıldığı okulda, eserler açılışa özel girişte sergilendi. Proje yürütücü Miraç Furkan Bayar, “Kültürel mirasımıza sahip çıkmak adına Erzurum’a müze değeri niteliğinde Göktürk Abidelerini kazandırdık. Bu abideler bazı sırlarıyla zamanın karşı konulmaz erkinde bir giz olsa da, günümüze ulaşan ve yüreğimizin derinliklerinde sakladığımız kutlu sözleriyle, hala milletine yol gösteren ulvi bir pusuladır. Uçmağa varan bir yiğide yakılan bir ağıttır bu. Karındaşlığın firkatine terennüm eden efsunlu bir yuğdur ki dinlesin bu ulu atasını boyu boylansın, soyu soylansın üstte gök batıncaya, altta yer delininceye kadar töresi daim olsun. Dinlesin ki devleti kutlu olsun, dinlesin ki ömrü uzun olsun. İşte biz bu medeniyetin torunlarıyız. Sahip çıkıp yaşatmak da boynumuzun borcu” dedi.
Yaklaşık 70 saat süren bir çalışmayla oluşturdukları eserden gurur duyduklarını söyleyen Bayar, “Bu projeyle gerçekten yakından ve titizlikle ilgilendik. Hepimiz mesai saatimizden sonra gece yarılarına kadar çalıştık. Harfleri baskı yöntemiyle de yapabilirdik ama orijinali gibi olmasını istedik. Tornavida yardımıyla tek tek taşlara kazıdık” diye konuştu.