Gençlik Çalıştayı'nda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Yarına dair söyleyecek sözü, hedefi ve ideali olanlar, bugünün gençlerinin gündeminden haberdar olmak zorundadır. Onların ilgi, beklenti ve yönelimlerini göz ardı ederek, onlar üzerinden bir gelecek tasavvuru oluşturmak elbette mümkün olmayacaktır” dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığının bu yıl 3'ncüsünü düzenlediği Gençlik Çalıştayı, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Erbaş’ın başkanlığında üniversite rektörleri, Milli Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı temsilcileri ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katılımıyla başladı. Gençlik koordinatörlük faaliyetlerine dair kısa filmin ardından konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Erbaş, Türkiye’nin 30-35 milyon gence sahip bir ülke olduğunu belirterek, genç sayısının nicelik olarak fazla olmasının en büyük servet olduğunu dile getirdi. Gençlerin köklerine ve değerlerine bağlı olarak yetiştirilmesinin temel amaçları olduğunu dile getiren Erbaş, geleceğin emanet edileceği gençlerin nasıl yetiştirilmesi gerektiğinin çalıştayda müzakere edileceğini söyledi.
“YÜKSELMENİN İMKANI GENÇLERİN HAYALLERİNDE VE GAYRETLERİNDE GİZLİDİR”
Bir toplumun geleceğinin toplumun temel dinamiklerinden olan gençler sayesinde şekillendiğine dikkat çeken Erbaş, “Huzurlu ve güvenli bir gelecek inşa etmek, ancak maddi ve manevi bakımdan donanımlı ve hayati değerler üzerinden okuma kabiliyetine sahip bir gençlikle mümkündür. Toplumsal gelişmenin ve yükselmenin imkanı, gençlerin hayallerinde ve gayretlerinde gizlidir. Gençlerin omuzlarında yükselerek tüm insanlığa model olan asrı saadet, bu noktada bizler için önemli bir referanstır” ifadelerini kullandı.
Gençliğin toplumun aynası olduğunu ifade ederek Nurettin Topçu’nun “Gençlik, geleceğin tohumudur” sözlerini hatırlatan Erbaş, “Dolayısıyla yarınlarının nasıl olacağını görmek isteyenlerin bu tohumun özüne bakmaları kafidir. Gençlerin enerjilerini tükettiği alan, o toplumun kimliği ve geleceği hakkında bizlere önemli ipucu vermektedir. Gençlerini ihmal eden toplumlar, geleceğe dair umutlarını heba etmiş demektir. Ne var ki bugün bilginin, inancın ve ahlakın örselendiği; değerlerin itibarsızlaştırıldığı bir çağa tanıklık ediyoruz. Dünya, köklü değişim ve dönüşümlere sahne oluyor. Özellikle son yıllarda küresel ölçekte yaşanan sosyo-kültürel, ekonomik değişmeler ve teknolojik gelişmeler, bireysel ve sosyal hayatta ciddi dönüşümlere sebep oluyor. Bu durumun olumsuz yansımalarından da en fazla gençler ve çocuklar etkileniyor. Bugün gençlerimizi ve dolayısıyla geleceğimizi tehdit eden pek çok olumsuzlukla karşı karşıyayız” değerlendirmesini yaptı.
“HAYATA VE SOSYAL İLİŞKİLERE DAİR SORUNLARI DA BERABERİNDE GETİRMEKTEDİR”
20. yüzyıla kadar gençlerin şahsiyetinin aile, okul ve sosyal çevre üçgeninde şekillendiğini kaydeden Erbaş, “Özellikle ailenin belirleyici bir faktör olduğu bu süreçte gençliğe tesir eden unsurlar, büyük ölçüde okul, mahalle ve sosyal çevre ile sınırlıydı. Ancak son yıllarda teknoloji alanında yaşanan baş döndürücü gelişmelerle birlikte gençlerin başta şahsiyetleri olmak üzere duygu, düşünce ve ideallerine yön verme hususunda internet, dijital ortamlar ve sanal mecralar, bu sürece yoğun ve etkin bir şekilde dâhil oldu. Hatta bilişim teknolojilerindeki gelişmelerin bir tezahürü olarak hayatın her alanını kuşatan dijital dünya ve sosyal medya mecraları, gençlerin iletişim ve etkileşim biçimlerinin ana mecrası haline geldi. Elbette bu yeni teknolojik gelişmeler, gündelik hayatı önemli ölçüde kolaylaştırmaktadır. Fakat değerler açısından derin savrulmalara zemin teşkil eden bu süreç, hayata ve sosyal ilişkilere dair yeni ve girift sorunları da beraberinde getirmektedir” diye konuştu.
Değerler açısından savrulmalar yaşandığına ve istikbalin teminat altına alınabilmesi için gençlere karşı ilgi ve yakınlık gösterilmesi gerektiğine dikkat çeken Erbaş, “Bugün özellikle gençleri cenderesine alan fikrî ve ahlaki bunalımların kökenleri üzerinde iyi düşünmek zorundayız. Onların hayatlarını ve istikballerini karartan duygusal ve ruhsal sorunların arka planını doğru tespit ederek sebepleri izole edecek stratejiler geliştirmek mecburiyetindeyiz. Yarına dair söyleyecek sözü, hedefi ve ideali olanlar, bugünün gençlerinin gündeminden haberdar olmak zorundadır. Onların ilgi, beklenti ve yönelimlerini göz ardı ederek onlar üzerinden bir gelecek tasavvuru oluşturmak elbette mümkün olmayacaktır” şeklinde konuştu.
“İYİ BİR İNSAN VE İYİ BİR VATANDAŞ YETİŞTİREBİLMEK İÇİN VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞMALIYIZ”
Gençleri İslam’ın ilkeleriyle şekillenmiş olan medeniyet değerleri ile buluşturma yollarının araştırılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Erbaş şunları söyledi:
“Onları hakikatin sahih bilgisiyle buluşturmanın araçlarını geliştirmeliyiz. Onları duygu düşünce ve zihin dünyalarını sağlam bir zemin üzerinde, doğru malzemelerle, uygun bir imarla ve yetenekli ustaların ellerinde inşa etmenin yollarını bulmalıyız. Gençlerimizi iyi bir insan ve iyi bir vatandaş olarak yetiştirebilmek için var gücümüzle çalışmalıyız. İşte o zaman hem kendimiz hem de tüm insanlık için umut dolu bir gelecekten söz edebiliriz.”
Çalıştay, gençlerin nasıl yetiştirilmesine dair müzakereler ile akşam saatlerine kadar devam edecek.