Diyanet İşleri Başkanlığı Din işleri Yüksek Kurulu Üyesi Sabri Akpolat, ”Cami fitne yeri, kargaşa yeri değildir. Orada kardeşlik tesis etmek lazım. Alınan duyumlar öyle ki Cuma namazında bunu daha zirveye çıkarmak isteyenler vardı. Alınan bu haberler neticesinde bir çözüm bulmak gerekiyordu. Camiyi açık tuttuğunuzda belli ki, virüsün yapmadığı kötülüğü cami kapısını açtığınızda insanlar kavga ederek birlik beraberliği bozarak ortaya koyacaktı. Devlet ve Diyanet bunlar dini otorite. Bunlar bir şey söylüyorsa meşru bir şey, buna uymak farzdır" dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı aldığı korona virüs tedbirleri kapsamında geçtiğimiz günlerde camilerde cemaatle namaz kılınmasına kısıtlama getirmişti. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'ın imzasıyla 81 ilin müftülüklerine iletilen genelgede Cuma namazı ve Kandil gecesinde camilerin kapatılacağı bildirildi. Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Sabri Akpolat, gündemde olan birçok konu üzerine açıklamalarda bulundu. Cuma namazının İslam dininde büyük bir önemi olduğunu hatırlatan Akpolat, "Cuma namazının kargaşaya sebep olmaması gerekir. Hanefi mezhebinde 'devlet başkanının kendisi ya da yetkilendirdiği kişiler, bu namazı kıldırabilir’ denmiştir. Bu kadar önemli bir namazın bu dönemde kılınmasına neden mani olunuyor. Bunun izahı belli. Bir virüs var dünyayı sarmış ve günde binlerce insan hasta oluyor. Cenab-ı Allah buyuruyor ki: 'Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayınız.’ Tevekkül bizim inancımızın gereğidir. Biz sabreder önlemimizi alırız. Vefat halinde şehit olunuyor. Ancak Cenab-ı Hak sebeplere sarılmak suretiyle tedbir almak gerekiyor. Resulullah ( s.a.v) bunu öneriyor. Müslüman bir milletiz ibadet edeceğiz. Camide olmak erkekler için mutlaka gerekli. O mekanda bulunmanız bir hastalığa neden oluyorsa ne yapacaksınız. Biz kurul olarak haftalardır bunu tartışıyoruz. Cuma namazı çok mühim, bir devletin hakimiyetini ifade eder, basit bir namaz değil. Ortada bir can emniyeti söz konusu. Müslüman yaşamalı, sağlık içinde olmalı, ibadetlerini yapabilmesi zaten sağlıkla mümkün" dedi.
"KURULUMUZ BÖYLE BİR İNTİHARI ÖNLEMEK İÇİN BİR KARAR VERDİ, GEÇİCİ BİR SÜRE BU İNŞALLAH"
Camiye gidebilmenin sağlık ve başkalarına zarar vermemek gibi 2 şarta bağlı olduğunu ifade eden Akpolat, virüs taşıyıcılığının büyük bir vebali olduğuna dikkat çekerek, "Virüslü bir kişi cemaate katılıyor, onlarca kişi hasta oluyor, ölüyor, bu kul hakkına tecavüzdür. Hastalığı bile bile bir mekana gidemezsiniz. Bir insanı illa tabancayla öldürmeniz gerekmiyor, böyle bir hastalık varsa sizde bunu bile bile camiye gidiyorsanız insanları öldürüyorsunuz demektir, katildir. Hangimiz bu virüse müptela oldu bilemediğimiz için genel bir tedbir alınması gerekiyordu. Resulullah döneminde Taun vebası oluyor mesela Hz. Ömer oraya girmemiş. Ya Ömer sen Allah'ın kaderinden mi kaçıyorsun, diyorlar. O da ben Allah’ın bir kaderinden diğer kaderine gidiyorum, diyor. Sizin göreviniz yaşamak. Hayatınızı Cenab-ı Hak'kın arzusu istikametinde devam ettirmektir. Vefat etmekle elinize geçen bir şey yok. Kurulumuz böyle bir intiharı önlemek için bir karar verdi. Geçici bir süre bu inşallah. Ne kadar süreceğini bilemiyorum. Virüsün etkisinin azalmasıyla birlikte aslında camiye olan aşkımız artacak. Mahrum olanlar daha aşkla sarılacak" diye konuştu
"CAMİ FİTNE YERİ, KARGAŞA YERİ DEĞİLDİR"
Cuma günü ve kandil gecesinde camilerin kapatılması kararının alınan olumsuz duyumlara istinaden olduğunu kaydeden Akpolat, camilerin amaç dışı kullanımına müsaade edilmeyeceğini belirterek, "Bu kararı vermekle aslında biz cumayı bir an evvel kılma kararı verdik. Bir tedavi ortaya çıkar, bunun sıkıntıları bir an evvel ortadan kalkarsa o Cuma namazı aşkla şevkle kılınacak. Fakat şöyle bir hadise var. Bu karar pazartesi günü Başkanımız Ali Erbaş tarafından cemaate gelinmemesi duyurusu yapıldı fakat; ne hikmettir cemaate katılmayan bir takım insanlar camiye gelmeye ve kargaşa çıkarmaya başladılar. Cami fitne yeri, kargaşa yeri değildir. Orada kardeşlik tesis etmek lazım. Alınan duyumlar öyle ki Cuma namazında bunu daha zirveye çıkarmak isteyenler vardı. Alınan bu haberler neticesinde bir çözüm bulmak gerekiyordu. Camiyi açık tuttuğunuzda belli ki, virüsün yapmadığı kötülüğü cami kapısını açtığınızda insanlar kavga ederek birlik beraberliği bozarak ortaya koyacaktı. Başkanlığımız bugün il müftülüklerine verilen emirle Cuma namazlarında ezan okunacak ama kapılar kapalı olacak, kandil gecesinde caminin kapısı kapalı olacak. Onun dışındaki vakit namazlarında kardeşlerimiz müstakil olarak namazlarını kılarlar" ifadelerini kullandı
"CAMİYE GİTMEK, CUMA NAMAZI KILMA NİYETİNİZ SİZE ONUN MÜKAFATINI VERDİRECEK"
Vatandaşlara yaşanabilecek olumsuz davranışlara karşı tavsiyelerde bulunan Akpolat, ”Fitneye alet olmasınlar, camiye gelme aşkınız ve niyetiniz, evde öğle namazı kılsanız bile onun sevabını size verdirir. O konuda hiçbir tereddüdünüz olmasın. Devlet ve Diyanet bunlar dini otorite. Bunlar bir şey söylüyorsa meşru bir şey buna uymak farzdır. Cenab-ı Allah sizden olan emir sahiplerine itaat edin diyor. Başkanlık, Din İşleri Yüksek Kurulunun 16 üyesi Cuma namazı faziletine inanan, İslam'ın yüceliğine inanan İslam'ı tek din olarak kabul eden kişilerden oluşuyor. Cemaatin caminin önemini bilen insanlar size bir şey söylüyorsa mutlaka bunda bir hikmet vardır, mutlaka bu dini bir husustur. Bu farizayı yerine getirip onun mükafatını alacaksınız, bir de camiye gitmek, Cuma namazı kılma niyetiniz size onun mükafatını verdirecek" dedi.
"YİYECEKLERİN STOKLANMASI İSLAM'A UYGUN DEĞİL"
Yiyeceklerin stoklanmasının İslam'a uygun olmadığını kaydeden Akpolat, ”Resululalh bize komşunuz aç siz tok; iyi bir Müslüman olamazsınız buyuruyor. Topladınız malzemeleri diğer kardeşiniz bir şey bulamadı. Nasıl bir İslam anlayışınız var. Bu konuda da kardeşlerimiz böyle davranışlardan uzak kalsınlar. Biz tek bir gemideyiz. Bu geminin yüzmesi lazım. Birimizin kurtulması ile diğer insanlar batacaksa bu İslami bir anlayış değildir” diye konuştu.